ويكيبيديا

    "متسع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yer
        
    • vakit
        
    • vaktim
        
    • oda
        
    • vaktimiz
        
    • zamanımız
        
    • vaktin
        
    • boş
        
    • yerimiz
        
    • yeterli
        
    • bol
        
    • fazla
        
    • yerin
        
    • yeterince
        
    • hala
        
    Kendi evimde bana yer kalmadı. Fırının içine kıvrılmak isteseydim başka tabii. Open Subtitles لا متسع لي في منزلي، ما لم أرغب بالتكوّر داخل فرن تحميص
    Gördüğünüz gibi, artan yer yok. TED وكما ترون على الرسم الموضع لا يوجد أي متسع آخر
    İşte benim önerim : Önümüzde defineyi bulana kadar vakit var. Open Subtitles إذن استمعوا لخطتي لدينا متسع من الوقت حتى نجد الكنز
    Şu an açıklayacak vaktim yok, seninle saat 17:00'da ahırın orada buluşuruz. Open Subtitles انظر ليس لدي متسع من الوقت للتفسير الان ساقابلك بالاسطبل في الخامسه
    Ever, peki, burada bir sürü oda olacak çünkü çiftliğe taşınıyoruz. Open Subtitles سيكون هناك متسع لك لأننا سننتقل إلى المزرعة
    Size bir zarar vermeyeceğim. Ama fazla vaktimiz yok. Lütfen. Open Subtitles اسمعي انا لن أؤذيكي نحن لا نملك متسع من الوقت
    Burası oldukça büyük bir park ve çok zamanımız var. Open Subtitles حسنا .. إنه منتزه كبير وهناك متسع من الوقت للكلام
    Sonra Rönesans geldi ve her şey değişti, yeni bir fikir ortaya atıldı, dendi ki: bireyi, evrenin ortasına, bütün tanrıların ve bilinmezliklerin üstüne yerleştirelim. Artık, kutsal emirler alan mitolojik yaratıklara yer yok. TED ثم جاء عصر النهضة وتغيّر كل شئ، وحصلنا على هذه الفكرة الكبيرة، وكانت لنضع كل شخص في مركز الكون فوق كل الآلهة والأسرار ، وليس ثمة متسع للمخلوقات الصوفية التي تتلقى الإملاء من الآلهة.
    - yer yok, yer yok! - Ama bir sürü yer var. Open Subtitles لا يوجد متسع لكنني ظننت أنه يوجد الكثير من الفراغ
    Senin için de yer var Larry. Open Subtitles هنالك متسع من الغرفة اذا أردت الذهاب , لار
    Bu masada bir sürü yer var. Neden iskemlelerinizi ayırmıyorsunuz? Kalsın, teşekkür ederiz. Open Subtitles هناك متسع كبير على هذه الطاولة، لمَ لا تبعدوا كراسيكم قليلاً؟
    Birinci trimesterde, embriyoyu tutacak kadar yer var. Open Subtitles هناك متسع كبير للجنين خلال الأشهر الثلاثة الأولى
    Daha fazla yer olan bir köşe bulabiliriz. Open Subtitles ربما علينا أن نبحث عن مكان متسع أكثر من هذا
    Evet, bunu tartışırız, hala yeterince vakit var. Open Subtitles نعم سنتناقش بالامر لكن لا يزال هناك متسع من الوقت
    Sanmak bana göre bir şey değil. Buna vaktim yok. Open Subtitles لا أهتم بالخيال كثيراً ليس لدي متسع من الوقت لذلك
    Motel 6'da mutlaka oda vardır. Open Subtitles وأنا واثقة أن الفندق الرخيص يوجد لديه متسع لنا
    Bir gün her şey için fazlasıyla vaktimiz olacak. Open Subtitles سأعلمك. يوماً ما سيكون لدينا متسع من الوقت
    Sizlerin oyun oynadığınızı giderek daha güçlü şekilde hissediyorum. Çok az zamanımız kaldı. Open Subtitles أنا لدي شعور قوي هنا انكم غير جديين ليس لدينا متسع من الوقت
    -Senin vaktin olabilir ama benim yok. Open Subtitles قد يكون لديكِ متسع من الوقت . أما أنا فلا.
    Sen ise tamamen boş verdin. Open Subtitles و لكنكِ أفسدتها تماماً كان لديك متسع من الوقت
    Oh, yo, zaten bu tarafdan gidiyoruz, ve bir sürü yerimiz var. -Gerçekten, çok naziksiniz. Open Subtitles لا نحن عائدون من نفس الطريق وهنالك متسع لك
    İleride yeterli boyda bir alan var ama sert olacak. Open Subtitles هناك حقل متسع بما يكفي أمامنا ولكن الهبوط سيكون وعراً
    Anne ile öyle meşguldü ki bol bol zamanım oldu. Open Subtitles لقد كان منهمك جدا معها مما أتاح لي متسع من الوقت للنظر
    Bolca zamanın var ve gidecek yerin yok. Open Subtitles لديك متسع من الوقت ولا مكان لتذهب اليه
    Herneyse, üç gün altını bulup kaçmam için yeterince uzun bir süre. Open Subtitles مستحيل إذا إستطعت خداعهم لثلاثة أيام سيكون هنالك متسع من الوقت لنهرب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد