| Bilmiyorum. Her zaman babam gibi limanda çalışırım diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لا أدري كنت أرى أني سأعمل في الميناء مثل أبي |
| babam gibi bir erkek istediğimi... korkmuştum. | Open Subtitles | عندما أدركت أني أواعد شخصاً . مثل أبي ، خِفت |
| Saygın, çok çalışan Amerikalılar tıpkı babam gibi... sosyal parazitler tarafından yok edilmeye başlandı. | Open Subtitles | أمريكيون محترمين مثل أبي يصبح ممحواً بواسطة الطفيليلات الاجتماعية |
| Başarısızlar ölür, başarılı olanlar da babam gibi çöküntüye uğrar. | Open Subtitles | حيث يموت الخاسرون وليس هناك فائزون بل رجال يسقطون وسط الحطام مثل أبي |
| Başarısızlar ölür, başarılı olanlar da babam gibi çöküntüye uğrar. | Open Subtitles | حيث يموت الخاسرون وليس هناك فائزون بل رجال يسقطون وسط الحطام مثل أبي |
| Belki de hiçbir zaman yapamayacağım çünkü bu dünya da hiç kimse babam gibi olamaz. | Open Subtitles | وربما أنا لن أستطيع عمل ذلك لأن لا يوجد أحد في هذا العالم , مثل أبي |
| Aynı babam gibi hep ne yapacağımı söylerdi. | Open Subtitles | تماماً مثل أبي دائماً يخبرني بما يجب أن أفعله |
| uçmak, çok uzaklara uçmak aynı babam gibi dünyanın öbür ucuna. | Open Subtitles | أدرت أن أختفي أوأطير بعيداً جداً للجانب الآخر من العالم مثل أبي |
| Hep babam gibi olmaya çalışıyorsun. Ama biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تحاول دوماً أن تكون مثل أبي لكن أتعلم ماذا؟ |
| Eğer baştan başlama şansım olsaydı, babam gibi çiftçilik yapan ayakkabı yapan bir papaz yardımcısı olurdum. | Open Subtitles | لو كنت اعلم بذلك لعملت كل ثانية في الزراعة، مثل أبي |
| Çelişkili bir durum. Bunu anlamak için babam gibi bir şair lazım. | Open Subtitles | إنه تناقض، لكي نفهم الأمر نحتاج لشاعر مثل أبي |
| Muhtemelen babamla geçirdiğim en güzel gündü ve o gün ben de babam gibi film yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | علي الأرجح أفضل يوم قضيتهُ معهُ.. وذلك كان اليوم حيثُ قررتُ صناعة الأفلام، أيضاً. مثل أبي. |
| babam gibi burnunun dikine giden yaşlı adamın tekisin. | Open Subtitles | أنتَ رجل عجوز متورّط بأمر يصعب عليكَ معالجته ، مثل أبي تمامًا |
| Ne bileyim, babam gibi sürekli arabayla lokanta penceresinden geçip yemek alırken düşüp bayılmak değil. | Open Subtitles | وليس عدم الاكل في مدرسه القصر الأبيض للقياده مثل أبي |
| Philip'e tacımı teslim edip bir zindanda yalnız başıma acı içinde alçak bir ölüme teslim olacağım, babam gibi. | Open Subtitles | ليكونأسمييلعنخلالالأجيال, وكلالمعاناةموتدنيئ, وحيدا في زنزانة مثل أبي |
| Ama babam gibi duygularını gösteremeyen bir adam için bunun kolay bir iş olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | ولكن .. من شخص مثل أبي كشخص لديه مشاكل في إظهار عواطفه |
| Bence onu da bir şekilde oyuna getirdiler aynı babam gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنهم ورّطوه بطريقة ما تماماً مثل أبي. |
| babam gibi madenlerde çalışacağım ne de olsa. | Open Subtitles | أنا فقط سأذهب أعمل في المنجم على أية حال مثل أبي |
| Hiçbir şarkıcı babam kadar iyi olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن لأي نجم أن يكون رائعاً مثل أبي |
| babam gibiyim. Ama onun sarışını. | Open Subtitles | أنا نوع من مثل أبي مع أبرز الاشقر. |
| Ama sen amca gibi davranıyorsun. Hatta baba gibi. | Open Subtitles | إنك تتصر مثل عمي، وتتصر مثل أبي نوعاً ما |
| Ben babama benzemem, pislik herif! | Open Subtitles | أنا لست مثل أبي أيها السافل |
| Benim de babam gibiydi. Onu çok severdin, Clare. | Open Subtitles | لقد كان مثل أبي أيضا أنت كنت ستحبيه، كلير |