Aslında, tam da yaklaşık akşam yemeğine eve Geldiğin sırada. | Open Subtitles | في واقع الأمر تقريباً في وقت مجيئك للغداء |
Soldaki kapıyı kullan, Dahi, ve, Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | خذ الباب الأيسر يا جينياس وشكراً علي مجيئك |
Geldiğiniz için teşekkürler. Anladığım kadarıyla uzun yoldan geldiniz. | Open Subtitles | أود أن أشكرك على مجيئك أنا اتفهم انها رحلة طويلة لك |
Buraya gelmeden önce 4 sene boyunca tekerlekli sandalyede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك قضيت آخر أربع سنوات قبل مجيئك على مقعد متحرك |
Buraya bu yüzden geldin, değil mi sonuçları garantiye almam için. | Open Subtitles | أليس هذا هو سبب مجيئك إلى هنا، لتطلبي منّي ضمان النتيجة؟ |
Geldiğin için sağ ol patron. | Open Subtitles | أنت في أحسـن حـال ستانلي أقدر مجيئك الى هنـا |
Hemen Geldiğin için teşekkürler. Nasılsın? | Open Subtitles | أشكرك على مجيئك السريع كيف تسير الأمور ؟ |
Geldiğin sabah streptokok ya da mide ağrın yoktu. | Open Subtitles | لم تصب بالتهاب في المعدة أو مغص يوم مجيئك |
Danny, bunca yolu beni görmek için Geldiğin için sana minnettarım ama bunu yapmam gerek. | Open Subtitles | داني أنا أقدر مجيئك هذه المسافة من أجلي لكن لا بد ان أفعل هذا |
Danny, bunca yolu beni görmek için Geldiğin için sana minnettarım ama bunu yapmam gerek. | Open Subtitles | داني أنا أقدر مجيئك هذه المسافة من أجلي لكن لا بد ان أفعل هذا |
Çocuklarımı görmeye Geldiğin için minnettarım D. | Open Subtitles | صحيح،أنا أقدر مجيئك إلى هنا لرؤية صغاري,دي |
Bunu sonra konuşsak. Buraya kadar Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | إننا نقدر مجيئك إلى هنا قاطعاً كل هذه المسافة |
Bu kadar erken Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر مجيئك في في وقت مبكر جدا هذا الصباح |
Bu kadar erken Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر مجيئك في في وقت مبكر جدا هذا الصباح |
Buraya gelmeden önce, gece boyunca uyanmadan... en son ne zaman uyudunuz? | Open Subtitles | قبل مجيئك هنا، متى كانت آخر مرة؟ أنك نمت طوال الليل حتى؟ |
Sen gelmeden, hiçbir şeyim yok diyordum ama şimdi başka bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | قبل مجيئك ظننت أننى لا أملك شيئا و لكن الأن لا اريد أى شىء |
İyi ki geldin baba, ben de onlara uyuşturucudan ve toplumdan bahsediyordum. | Open Subtitles | بأي حال يا أبي, يسرني مجيئك لأنني اكلم إخواني هنا عن قواعد المجتمع |
Hatta senin gelmen bu tatsız görüntüden kurtulmamız için bir lütuf oldu. | Open Subtitles | في الحقيقة , مجيئك هو راحة سعيدة من هذا العرض المثير للغثيان |
Buraya neden geldiğini söyle ve o ocaktan uzak dur. | Open Subtitles | أخبرني ما سبب مجيئك إلى هنا، وأبتعد عن الموقد. |
Dinle, Gelmene sevindim. Yardımın lazım. Kafam karıştı. | Open Subtitles | يسرّني مجيئك يا صديقي أحتاج إلى مساعدتك، أنا حائر فعلاً |
Bir çok kişi buraya gelip ait olmadığın yerlere burnunu sokmandan hiç hoşlanmıyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس لا يقدرون مجيئك هنا وإلصاق أنفك فيما لا يعود اليك |
Biliyorum Aşırı tepki gösterdim. Yarım saattir gelmeni umuyorum | Open Subtitles | أعلم هذا لقد بالغت , كنت أنتظر نصف ساعة أنتظر مجيئك |
Bu da bize casusluğun buraya tek gelme nedenin olmadığını düşündürdü. | Open Subtitles | والذي جعلني أظن أن تجسسك علينا لم يكن سبب مجيئك |
Duyduğuma göre.. Mısır'dan geldiğinden beri peşinde dedektifler varmış. | Open Subtitles | لقد سمعت بانه عين محققين وكانو يتبعونك منذ مجيئك من مصر |
Bazen çalışmaya gelmenin tek nedeninin benim hayatımı mahvetmek olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | احيانا اعتقد ان ان سبب مجيئك للعمل ان تجعل حياتي تعيسه |
Hayır, geleceğini tahmin etmiştim. Ama bu kadar genç olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | لا، توقعت مجيئك إنما لم أتوقع أن تكون شابًا جدًا هكذا |
Sizi biraz daha erken bekliyorduk. | Open Subtitles | توقعت مجيئك هنا مبكراً عن هذا هذا البريد للقارب |