ويكيبيديا

    "محظوظين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şanslıyız
        
    • şanslıysak
        
    • şansımız
        
    • şanslıydık
        
    • şans
        
    • şanslılar
        
    • çok şanslı
        
    • yaver
        
    • şansınız
        
    • şanssız
        
    • Şanslısınız
        
    • şanslıdır
        
    • şanslıydı
        
    • şanslı sayılırız
        
    • kadar şanslı
        
    Bir cinayet dosyasıyla uğraştığımız için şanslıyız. Ya tecavüz veya hırsızlık olsaydı? Open Subtitles نحن محظوظين بالحصول على قضية قتل حسبت أنها قضية ضرب أَو سرقة.
    Otel henüz resmi olarak açılmadı. Bunu bulduğumuz için şanslıyız. Open Subtitles الفندق لم يفتتح رسميا حتى كنا محظوظين أن وجدنا غرفة
    Bunlar en iyi yıllarımız, ne kadar zamanımız var? şanslıysak on yıI mı? Open Subtitles هذه ربما أفضل سنوات عمرك و كم سيدوم هذا عشرة إذا كنا محظوظين
    Eğer şanslıysak, belki bazı güvenlik kameraları... ilk görüntüleri yakalamayı... Open Subtitles إذا كنا محظوظين فربما تكون كاميرات المراقبة قد صورت أول
    Benim dünyamda, zamanlama her şeydir. ve bazen şansımız yaver gider. Open Subtitles في عالمي , التوقيت هو كل شيء وأحياناً , نكون محظوظين.
    Onlara bir ev bulabildiğimiz için şanslıydık ama biraz tadilata ihtiyacı vardı. TED كنا محظوظين جدا أن وجدنا لهم بيتًا لكنه احتاج القليل من العمل
    Herhangi bir şans, bizim kız Kat olacak Stansbury cenazane. Open Subtitles لو كان محظوظين, ستظهر فتاتنا كات في جنازة آل ستانسبيرز.
    Pencap Yıldızı'nı koruma görevi bize verildiği için çok şanslıyız oğlum. Open Subtitles كنا محظوظين جدا حماية هذا الحجر الشهير أليس ذلك يا بني؟
    Hâlâ hayatta olup bu güzel dünyayı gördüğümüz için çok şanslıyız. Open Subtitles نحن جد محظوظين كوننا لا نزال أحياء، لنرى هذا العالم الرائع
    Pencap Yıldızı'nı koruma görevi bize verildiği için çok şanslıyız oğlum. Open Subtitles كنا محظوظين جدا حماية هذا الحجر الشهير أليس كذلك يا بني؟
    Yani aradığımız kalıcı bir çözüm. Ve işte burada şanslıyız. TED لذا فنحن نحاول البحث عن حل دائم و هنا كنا محظوظين
    Gerçekten ama gerçekten şanslıysak belki arkadaşlarımızı kurtarmanın bir yolunu bulabilir. Open Subtitles و إذا كنا حقا، حقا محظوظين ربما ستجد أملا ﻹنقاذ أصدقائنا
    Uzun yaşayacak kadar şanslıysak, Alzheimer beynimizin kaderi olacak gibi gözüküyor. TED لذلك إن كنا محظوظين بالعيش لعمرٍ مديد، فيبدو أن مرض ألزهايمر سيكون مصير عقلنا.
    Ve eğer şanslıysak... ...torunlarımızın çocuklarının Benki'nin sorularına... ...cevap vereceği tarzı... ...değiştirebiliriz. TED ولو كنا محظوظين, يمكننا تغيير الإجابة إجابة أحفاد أحفادنا على سؤال "بينكي"
    Hiç biramız da kalmadı, ahbap. Hiç şansımız kalmadı, kardeşim. Open Subtitles وليس لدينا زجاجات بيرة، نحن لم نعد محظوظين يا صديقي
    şansımız varsa, bu gerçek korucu mishegas artık ortalarda yok demektir. Open Subtitles ان كنا محظوظين الحامي الحقيقي مشيجاس سوف يكون تماما في ماضينا
    Belki şansımız yaver gider ve mucizevi bir şey buluruz; ama sanmıyorum. TED ربما سنكون محظوظين و نكتشف شيء سحري, لكنني لا توقع ذلك.
    Geriye canlı olarak ve arkadaşlığımız bozulmadan döndüğümüz için şanslıydık. Open Subtitles و قد كنا محظوظين عندما عدنا احياء و صداقتنا سليمة
    Ama sonunda kendimi kurtardım ve şanslıydık ki birbirimizi bulduk. Open Subtitles لكني خرجتُ منها ولقد كُنا محظوظين كفاية لنجد بعضنا البعض
    Arkadaşımla benim bu evi kiralayabilmemiz bir şans. Burası çok gözde bir semt. Open Subtitles هذه الفتاة الاخرى وانا كنا محظوظين لتأجيرها هذه منطقة راقية جدا
    Diğer odada oldukları için çok şanslılar. Yoksa kıçlarını dondururdum. Open Subtitles إنهم محظوظين لكونهم في غرفة أخرى وإلاّ لجمّدت مؤخراتهم جميعاً
    Evet, uzaylılar etimizi yemediği için gerçekten çok şanslı çocuklarız. Open Subtitles .نعم،بالفعلنحنأولاد محظوظين. لأننالمنؤكلمنقِبل الغرباء.
    şansınız varsa, çocuk büyüyüp annesinin kontrolünden çıktığında sizi görmeye gelir belki. Open Subtitles إذا كنتما محظوظين, قد يأتي الطفل ليزوركما عندما يكبر.. بعيداً عن رقابة الأم.
    Sen deli misin? şanssız insanlar, hastaneleri kaydetmelidir. Open Subtitles الأشخاص الغير محظوظين يذهبون إلى المشافي
    Şanslısınız ki, başınıza bir iş gelmemiş. Open Subtitles انتم محظوظين بوجودي هنا لكي لا تتعرضوا لأي شيء اي شيء؟
    Bazı insanlar şanslıdır bazı insanlar değil. Open Subtitles هل تؤمنين بأن بعض الرجال محظوظين و بعض الرجال لا؟
    Silahşorlar muhafızlarım onları öldürmedikleri için şanslıydı. Sahi mi? Open Subtitles الفرسان كانوا محظوظين ان حراسىى لم يقتلوهم أوه ، حقا ؟
    Modern giysilerimiz olmadan siz ve ben burada bir gece hayatta kalsak şanslı sayılırız. Open Subtitles بدون المعدات الحديثة , فسنكون محظوظين أنا وأنت إذ ما قضينا هنا ليلة واحدة وبقينا على قيد الحياة
    Bu gece bizim ne kadar şanslı olduğumuzu görmemi sağladı. Open Subtitles أتعلم, الليلة جعلتني أفكر حقاً إلى أي مدى نحن محظوظين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد