"مخلص" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sadık
• sadığım
• dürüst
• sadıktır
• sadıksın
• samimi
• gerçek
• bağlı
• içten
• sadakatsiz
• sadıktı
• sadığımdır
• iyi bir
• sadakat
• bağlıdır

"...hassas, anlayışlı, sadık, saf ve tapan bir kadın kalbi!"
مرهف ، متجانس ، مخلص ، حسّاس قلب إمرأة مُعْجَب

Sizin gibi sadık biri Savunma Bakanlığı'nın çok işine yarayabilir Yüzbaşı.
يمكننا الإستفادة من رجل مخلص مثلك في قسم الحرب, أيها النقيب.

Kimsenin avuç açtığı yok. Senato'nun sadık bir üyesinden yardım talep ediyorlar.
لا أحد يتوسل، إنهما يطلبان مساعدة من عضو مخلص من مجلس الشيوخ

Bakın ben asla böyle bir şey yapmam çünkü programa sadığım.
اصغوا، ما كنت لأفعل ذلك أبداً لأنني مخلص للبرنامج

Aşırı derecede sadık olsa da kimsenin ölmesini istemem tabii değil mi?
مخلص لأقصى درجة ذلك الفتى لم أكن لأدعم موت أي أحد، حسناً؟

Köleleri haksızlıktan kurtarmak ve krala sadık olmak.
لحماية الناس من الظلم وأن يكون مخلص لملكه

Hala, "sadık eski köpek" rutinine inandığın için mi?
لماذا لانك مازالت تصدق بأن كل كلب مخلص كبير يجب أن يكون كذلك روتين

Ama yüz yıl, sadık bir kalp için bir gün gibidir.
لكن مائة سنة تمر على قلب مخلص ليست كيوم واحد

Altı bacaklı köpek, dört teker üstünde insanın sadık dostu.
كلب بـ 6 أقدام, صديق مخلص لبني الإنسان الذي على 4 عجلات

sadık bir Nazi subayı olarak böyle sınıflandırmam gerekir.
كضابط مخلص للرايخ الثالث كان يجب على ان امقته

Ben Kralın sadık bir uyruğuyum... ve onun için, ülkem için dua ediyorum.
أنا تابع مخلص للملك وأُصلّى لإجله وللمملكة بأسرها

Lordum, yalvarırım... sadık hizmetçiniz olarak yalvarırım tekrar düşünün.
صاحب الجلالة، أتوسل إليك كخادم مخلص بأن تفكر فى الأمر.

Karımı sevip, özünde kendine sadık olsam da güzel bir kızla birlikte olmak hala hoşuma gider.
على الرغم من حبي لزوجتي وأنا في الأساس مخلص, لازال بإمكاني الاستمتاع بصحبة فتاة جميلة.

- İnsanlar Villefort'un sevecen bir baba,sadık bir evlat ve kanunun dürüst bir hizmetlisi sanıyor
العامه يرون فيلافورت كأب محب ابن مخلص الامين الحارس للقانون

Size sadığım majesteleri, her daim sadık kalacağım ancak elbet farklı yollar da vardır, daha temiz yollar.
انا مخلص لجلالتك. وساظل دائما ولكن هناك طرق اخرى طرق انظف

Spencer gibi bir adamla evleneceğim için çok şanslıyım. O dürüst, samimi, sempatik ve gerçekçi!
انا محظوظة ان اجد رجلا مثل سبنسر انه صادق مخلص متعاطف

Başkanım, ...Sato Hiroshi İmparatorluğa herkesten daha çok sadıktır.
الرئيس ساتو هيروشي مخلص للأمبراطور أكثر من أي شخص آخر

Sabırsız olmana rağmen, hırslı ve sadıksın.
و كنت قريب من الموت و رغم انك غير صبور انت ايضا عاطفى و مخلص

Elbette, gerçek dostlarımdan hiçbiri böyle bir teklifi kabul etmez.
بالطبع، ليس هناك صديق مخلص لي يقبل مثل هذا العرض

Fakat kocanızın her zaman size bağlı olamadığını farkındaydınız.
ولكنّكِ كنتِ تعلمين أنّ زوجكِ غير مخلص دائماً؟

dürüst ya da içten olduğun tek an... her şeyin ters gittiği ve zom olduğun zamandı.
المرة الوحيدة التي كنت بها مخلص وعفوي هي عندما كل شيء سار بشكل مروع او لم تكن مسيطر من قبل رأسك

Eğer bir kocanın sadakatsiz olduğunu görürseniz, karısına anlatır mıydınız?
إذا علمتم أن الزوج غير مخلص هل تخبروا زوجته ؟

Bjorn en azından sadıktı. Başbakan olarak buna önem veriyorum.
ولكن بيورن كان مخلص وهي خاصية اقدرها كرئيسة الوزراء

Benim için çalışan adamlara sadığımdır.
إنني مخلص للشعب الذين يعملون بالنسبة لي.

Şüphesiz, o size iyi bir eş olacak siz de sadık bir koca.
سوف تكون بلا شك زوجة وفية وأنت ستكون زوج مخلص

Ve sadık biridir. Eh, bu işi yapmak için sadakat lazım.
وهو رجل مخلص فلتفعل هذا، فأنت تحتاج الإخلاص

Oğlum bana çok bağlıdır.
ابني هو مخلص جدا لي