Ben ikinci sınıf oyun yazarıyım ve hepimiz bunu biliyoruz. | Open Subtitles | انا مؤلف مسرحي من الدرجة الثانية و جميعنا نعلمُ هذا. |
O bir şair, bir oyun yazarı, tüm hayatı ülkesinin birliği ve özgürlüğü umuduyla dengelenmiş bir adam. | TED | إنه شاعر,كاتب مسرحي, رجل كانت كُل حياته مُتوازنة على أمل واحد يتعلق بوحدة وطنه وحريته. |
Geçen hafta da, Londra'daki en iyi sahne sanatçısı olduğun yazıyordu. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي قالوا انك افضل عارض مسرحي في لندن |
Bu özel cinayet olayında, kurbanın kemeri ve seyahat çeki, bunun ilginç, hatta Teatral olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | وفي هذه القضية بالتحديد وصل المسافر وحزام الضحية ربما تقول هذا مثير بل حتى مسرحي |
İyi bir gösteri parçası olabilir, ama kesinlikle günlük kullanım için uygun değil. | TED | ربما أداء مسرحي جيد، لكن بالتأكيد غير مثالي كلباس يومي. |
Her tiyatral performans doğası gereği yapmacıklık içerir. | Open Subtitles | كل آداء مسرحي هو إبداع من وحي طبيعته |
Tony kurallarını biliyorum çünkü onlardan normal hayatı dramatik olarak yaşama adlı bir kategori eklemeleri isteğinde bulunuyordum. | Open Subtitles | أعرف قواعد الجائزة لأني التمستمنهمإضافةفئة : "عش الحياة بشكل مسرحي" |
Şimdi ben sizi indirmeden Sahnemden inin. | Open Subtitles | والآن أخرجا من مسرحي قبل أن أجبركما على ذلك. |
- Her iki suç mahallinde de en yakın dükkanlar ya kapalı ya da tadilattalar. | Open Subtitles | حسنا,في كلا مسرحي الجريمة المتاجر القريبة كانت اما مغلقة او يتم اعادة هيكلتها |
Başka bir 16. yy oyun yazarı olan Thomas Dekker'dan oldukça isabetli bir söz. | TED | أمر في غاية التنبئية من توماس ديكر، كاتب مسرحي إليزابيثي آخر. |
Benim bir parçam bir oyun yazarına, bir romancıya ya da bir bilim insanına ilham verebilir ve bu da karşılığında bir doktora veya bir hayırsevere veya bir bebek bakıcısına ilham veren bir tohuma dönüşebilir. | TED | فجزء من انتاجي قد يلهم كاتب مسرحي او كاتب قصص,او عالم, وذلك بالتالي قد يبذر خيال طبيب او فيلسوف او جليسة اطفال. |
Dünyada hiçbir oyun yazarı beni bunun iki yetişkin arasında.. | Open Subtitles | لا يوجد كاتب مسرحي في العالم يمكن أن يجعلني أصدق... |
Şey, ben bir oyun yazarıyım, ve onun yaşamı üzerine bir oyun yapmayı düşünüyorum ve şüphesiz, sizinle konuşmam gere... | Open Subtitles | حسنا، أنا كاتب مسرحي وكنت أفكر بمسرحية عن حياتها وطبعا سوف أضطر للتحدث أنا آسف |
Eğer büyük, büyük bir oyun yazarı olmasaydım profesyonel bir balo dansçısı olurdum. | Open Subtitles | لو لم أكن كاتب مسرحي رئيسي, لكنت راقص صالونات محترف |
Hayatımda birçok mide bulandırıcı şey duydum. Ben oyun yazarıyım, Tanrı aşkına. Ben söylemedim Ivan. | Open Subtitles | لقد سمعت العديد من الأشياء المريضة في حياتي بحق الله ,أنا كاتب مسرحي |
Affedersiniz, Barry Flynn aslında sahne ismi. | Open Subtitles | أسفة,حسنا باري فلين بالواقع هو اسم مسرحي |
Sürekli, "Bu senin sahne ismin mi?" sorularına maruz kalıyorum. | Open Subtitles | الكل يسألني ما إذا كان هذا مجرد اسم مسرحي |
Teatral metinlerde her zaman dedikleri gibi; "Bir kapı kapandığı zaman, başka bir kapı açılır." | Open Subtitles | هناك قول مسرحي شائع للغاية يقول : ان كل مخرج من مكان هو مدخل لمكان اخر |
Bu dava sadece bir gösteri mal herif. | Open Subtitles | هذه المحكمة ما هي إلا عرض مسرحي أيها الأبله |
Her rol dramatik olmalı. tiyatral olmalı. | Open Subtitles | كل عمل يجب أن يكون دراماتيكي ,مسرحي. |
- Evet! - Bunun dramatik olduğunu düşündüğümden değil yani? | Open Subtitles | نعم بسبب انا اعتقد بأنه امر مسرحي |
Kimse benim Sahnemden kaçamaz. | Open Subtitles | لا احد يترك مسرحي |
Ama her iki cinayet mahallinde de çevresel bulgular çok benzer. | Open Subtitles | لكن الظروف الموجودة بكلا مسرحي الجريمة متشابهة كثيراً. |
İnsanın aklına gelen soru şu, bir tiyatrocu ne yapmalı? | Open Subtitles | ماذا عندما يعرض شخص السؤال على رجل مسرحي أن يفعل ؟ |
Bu Super Simplex sinema projektörü çok nadirdir. Tavuç'a ne dersin? | Open Subtitles | هذا عارض مسرحي خارق ونادر جداً ماذا عن الطيار المُبتسم؟ |
Ama önce bir kaç dakikalığına tiyatroma uğrayacağız. | Open Subtitles | طبعاً ، لكني فقط أردت التوقف عند مسرحي لبضع دقائق |
1903 yılında tiyatroya adımımı attım. | Open Subtitles | لم يكن حتى عام 1903 ظهرت لأول مرة بصفتي مسرحي |
Seyircinin benim tiyatromda göreceği, duyacağı, koklayacağı her şey benim, yani yönetmenin, haftalarca süren dikkatli araştırmalarıyla seçilir. | Open Subtitles | كل ماسيراه ويستمعه ويشمه الجمهور في مسرحي المنتقي بعد أسابيع من دراسة متأنية مني , المخرج. |
Sorun değil, çünkü roman iyi, ama sen busun işte, abartı üstadı. | Open Subtitles | وهذا جيّد لأن الرواية أساسياً جيّدة لكن هذا ما أنت عليه، كاتب مسرحي. |
O sadece bir tiyatro yönetmeni. Bu onun suçu değil. | Open Subtitles | إنه مجرد مخرج مسرحي ليس له ذنب في ما حصل |