ويكيبيديا

    "مشرق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • parlak
        
    • aydınlık
        
    • güneşli
        
    • ışığı
        
    • umut
        
    • neşeli
        
    • ışıltılı
        
    • dolu
        
    • ışık
        
    Ve ebeveyn olmanın ruhu çocuklarınızın parlak bir geleceği olduğundan emin olmakta. Open Subtitles روح الأب أو الأم تحضّك على العمل لكيّ يحظى أبناؤك بمستقبل مشرق.
    Bütün bu parlak insanlar mum ışığıyla aydınlanan masaya oturmuş. Open Subtitles جميع هؤلاء الناس مشرق يجلس حول طاولة على ضوء الشموع.
    parlak bir geleceğin var derdim tabi bir geleceğin olduğunu varsayarsak. Open Subtitles كنت سأقول أن أمامك مستقبل مشرق على افتراض أن لديك مستقبل
    Hayatımızın en aydınlık parçası ailenin doğal bir ferdi olsa. Open Subtitles دائماً أكثر جزء مشرق في حياتنا، كعضو طبيعي ضمن العائلة؟
    Her gün güneşli bir gün olsaydı, güneşli gün ne olurdu? Open Subtitles لو كل يوم يوم مشرق, اذن ماذا يكون اليوم المشرق?
    Kıdemli Öğrenci'sin, futbol takımının kaptanısın önünde parlak bir gelecek var. Open Subtitles أنت كبير الطلبة قائد فريق كرة القدم بمستقبل مشرق تتطلع إليه
    Birinin üzerinde "Pembe" yazıyordu ama içinde kalan son birkaç damla parlak kırmızıydı. Open Subtitles وصفت واحدة بزجاجة روز لكن بقيت قطرات قليلة في الزجاجة لم تكن وردي شاحب، ولكن أحمر مشرق
    İçi öyle aydınlık ve öyle aşkla dolu ki... bunun çok parlak bir gelecekle neticelenmeyeceğine inanmam mümkün değil. Open Subtitles الشعور هو مشرق جدا ومليئة مع المودة. ولكن لا أعتقد أنه يمكن أن تترجم إلى المستقبل مستقبلنا مشرق.
    Sen parlak bir geleceği olan zeki bir gençsin. Dikkatli ol. Open Subtitles أنت ذكيٌّ أيّها الفتى، وينتظرك مستقبلٌ مشرق..
    parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. Open Subtitles مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة
    parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. Open Subtitles مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة
    Evet. Televizyonun geleceği parlak. Open Subtitles أعتقد أن هناك مستقبل مشرق . بالنسبة للتلفاز
    Televizyonun geleceği parlak. Open Subtitles أعتقد أن هناك مستقبل مشرق . بالنسبة للتلفاز
    #...anlamlı ve kararlı... #...aynı mavi derinliklerdeki gibi... #...aydın ve parlak, her yıldız... Open Subtitles بعزيمة و تصميم هناك في الأعماق الزرقاء مشرق و براق ..
    parlak bir gelecek vaat eden bir Luthor Şirketi yan kuruluşu daha. Open Subtitles إنها إحدى فروع شركة لوثر كورب الكثيرة التي تعد بمستقبل مشرق
    Sabah olduğunda, parlak ve güneşli bir gündü, tüm izler kaybolmuştu. Open Subtitles في الصباح كان يوما مشرق وبراق كل الأثار أختفت
    Gecenin karanlık, gündüzün aydınlık olduğunu bile söyleseniz size inanmazdım. Open Subtitles لن أصدقك لو قلتي لي أن الليل مظلم والنهار مشرق
    Peki, eğer bir umut ışığı ararsan, hala polis arayabileceğimizi bilmek hoş, ha? Open Subtitles اذا كنت تبحث عن جانب مشرق انه من الجيد ان نعرف انه يمكننا الاتصال بالشرطه
    Geleceğimiz ve umut için, beraber yaşadığımız hayatın özlemiyle dua ediyorum. Open Subtitles كم أحن لحياتنا سوياً و أن ينعم الله علينا بالأمل في مستقبل مشرق
    O-o kadar değil. Belki mutlu ve neşeli bir şey düşünürsen Open Subtitles ليس هكذا ربما إن فكرتِ في شيء سعيد أو مشرق
    Uzaklardaysa, aptallar ve budalalar ışıltılı bir geleceğin hayalini kuruyordu. Open Subtitles بعيدا ، الاغبياء والحمقى حلموا بمستقبل مشرق جديد
    Çok parlak bir kırmızı ışık gördüm sonra mavimsi bir ışığa dönüştü. Open Subtitles كنت أرى هذا مشرق جداٍ ضوء أحمر، وكان يتغير إلى نوع من الضوء الأزرق،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد