Bayan, sanırım hatlarla ilgili bir sorun var. | Open Subtitles | أعتقد أننا نعاني من مشكلة على الخط سيدتي |
Şimdi gidip pilota, uçağın sol tarafında bir sorun olduğunu söyleyin. Motorla ilgili bir şey. | Open Subtitles | اخبرى القائد ان لدينا مشكلة على الجناح الايسر |
bir sorun var mı, yok mu, anlarız. Tamam mı? Tamam mı? | Open Subtitles | أنت تعرف، وسنرى إذا كان هناك حتى مشكلة على الإطلاق. |
Hiç sorun değil efendim. Ben hemen hallederim şimdi. | Open Subtitles | ليست مشكلة على الاطلاق ياسيدتى سأقوم أنا بتنظيفها على الفور |
Çok büyük bir sorun değil, seni vefasız serseri. | Open Subtitles | لكن جسدك على ما يرام، أليس كذلك؟ ليست مشكلة على الإطلاق، أنت شرير خائن. |
Merhaba dostlar. Yaşam Otoyolu'nda sıkıntı mı var? | Open Subtitles | مرحباً يا أصحاب، هل هناك مشكلة على الطريق السريع للحياة |
Hemen bir sorun su üstüne çıkar, hem de büyük bir sorun. | Open Subtitles | في الحال ظهرت مشكلة على السطح و كانت مشكلة كبيرة |
Bunun dışında bir sorun yok. Hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | بخلاف ذلك، ليس هنالك مشكلة لا توجد مشكلة على الإطلاق |
Eğer bir sorun çıkarsa, biri onun yeri değiştirmek filan isterse ofise uyarı gönderecek. | Open Subtitles | لو أن هناك مشكلة على الإطلاق لو حاول أحدهم أن يحركه سوف نسمع بالأمر في المكتب |
Bunun herhangi bir sorun oluşturacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, كما تعلمون أنا لا أرى كون هذا مشكلة على الإطلاق |
Hiç bir sorun yok. | Open Subtitles | هذا جيد. لا مشكلة. لا مشكلة على الإطلاق. |
O savaş başlığı her ne kadar nükleer olmasa bile, ortaya boyutlardaki balıkçı teknesini yok etmede bir sorun yaşamayacaktır. | Open Subtitles | والقنبلة جاهزة. تلك القنبلة، على الرغم من كونها غير نووية لاتوجد بها مشكلة على تفجير |
Örneğin, yapay zekâyı düşünecek olursanız, önümüzdeki 20, 30 yıl içerisinde yüz milyonlarca insan iş piyasasından çıkarılacak -- bu küresel düzeyde bir sorun. | TED | لو أخذت الذكاء الاصطناعي على سبيل المثال وعلى مدى السنوات الـ 20 و 30 القادمة سيُدفع مئات ملايين الناس خارج سوق العمل هذه مشكلة على صعيد عالمي |
Küçük bir teknede bu bir sorun olabilir. | Open Subtitles | وذلك قد يصبح مشكلة على متن مركب صغير. |
Herhangi bir sorun yok. | Open Subtitles | لا يوجد مشكلة لا مشكلة على الاطلاق |
Hiç sorun değil, bu akşam gelebilirim. | Open Subtitles | ا لا مشكلة على الإطلاق ، ويمكنني أن أمر عليكم هذا المساء. |
Hiç sorun değil. Size nasıl yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | كلا فمامن مشكلة على الإطلاق كيف لي أن أساعدك؟ |
Hayır, hayır, sorun değil dostum. sorun değil sonra ararım. | Open Subtitles | لالا لا مشكلة يا رجل لا مشكلة على الاطلاق |
O çok tatlı bir kız, hiç sorun değil. | Open Subtitles | إنها فتاة مُهذبة، ليست مشكلة على الإطلاق |
sorun değil. Hiç de bile. | Open Subtitles | هذه ليست المشكلة ليست مشكلة على الإطلاق أنا |
Bu adamı öldürmekte sıkıntı çekersen ne olursa olsun, beni ara tamam mı? | Open Subtitles | الآن، إن واجهت أي مشكلة في قتل هذا الرجل أي مشكلة على الإطلاق، اتصلي بي، اتفقنا؟ |