Steyşın vagonu güzel karım aldığı için buraya yürüyerek geldim. | Open Subtitles | لقد مشيت الى هنا الليله زوجتى العزيزه اخذت السياره الواجون |
Nantao Stadyumu'ndan buraya kadar yürüdün mü? | Open Subtitles | هل مشيت كل هذه المسافة إلي هنا من ملعب نانتاو؟ |
Uçağın arkasına geçtim Oturdum, ve bir fikir geldi aklıma. | TED | مشيت إلى مؤخرة الطائرة جلست، وواتتني فكرة. |
Jim üç mil aşağıya gitti ve ben de stüdyonun üç mil uzağına gittim ve bunu bir garajda fotoğrafladım. | TED | غاص جيمس 5 كلم بينما مشيت أنا حوالي 3 كلم خارج الاستوديو وصورت ذلك في كراج. |
Perişan haldeydim. Sanki bacaklarım tahtadanmış gibi yürüyordum. | TED | كنت هزيلة. مشيت كما لو كانت ساقاي خشبيتان. |
Bu benim için yeteri kadar hızlı değildi, bu yüzden dönüş sinyalimi verdim ve onun etrafından yürüdüm ve yürürken, dönüp ne yaptığına baktım ve şöyle yapıyordu. | TED | حسنا, هذا لم يكن بالسرعة الكافية بالنسبة لي, فقمت باشارة الانعطاف, و مشيت حوله, و بينما أنا أمشي, نظرت لارى ماذا يفعل و قد كا يفعل الاني. |
Beş katlı bir hücre tipi cezaevine girdim. | TED | مشيت بداخل مبنى السجن الذي يحتوي على خمس طبقات |
Bacağım çok yürürsem ağrıyor ve belki yürüyüşü siz yaparsınız, ben de içki içerim. | Open Subtitles | لأن ساقي تؤلمني فقط إذا مشيت كثيراً. ربما يمكنك أن تمشي و أنا يمكنني أن أشرب. |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Çünkü arabam bozuk. yürüyerek gidersem aldıklarımı nasıl taşıyacağım? | Open Subtitles | لان سيارتي محطمة، ولو مشيت الى هناك كيف سأعود ومعي بقالتي ؟ |
Sonra yalnız başına yalnızlık yolunu yürüdün, | Open Subtitles | لقد مشيت لمدة طويلة تمشي وحيداً بشعور الوحدة |
Sonra yalnız başına yalnızlık yolunu yürüdün, | Open Subtitles | لقد مشيت لمدة طويلة تمشي وحيداً بشعور الوحدة |
Sokakta yanından geçtim belgesi vardı, yaka kartı gibiydi. | Open Subtitles | مشيت بقربها في الشارع كان معها اوراق, شارة |
İşareti aldım ve ayrıldım, dışarıya park alanına gittim. | TED | لذا فهمت التلميج و ذهبت، و مشيت خارجاً الى مساحة الموقف. |
Asansörden buraya yürüyordum, ve şu anda sahneye bakarsanız şurada muhtemelen 20 tane 500 wattlık ampül var. | TED | لقد مشيت من المصعد إلى هنا وبالنظر إلى المسرح الآن إذ يبدو أن هناك 20500 واط من الإضاءة الآن |
Ve evet.. ..yiyeceksizlik vadisinden yürürken.. | Open Subtitles | و,نعم, على الرغم من أنني مشيت في وادي في ظل عدم توفر الغذاء, |
Koridorda ilerliyordum ve yanlışlıkla tiyatro kulübünün prova yaptığı salona girdim ve seni gördüm. | Open Subtitles | , كنت أتمشّى في القاعة . و مشيت بطريق الخطأ إلى مسرح نادي البروفة . و رأيتُك |
Çünkü yürürsem ayağım daha kötü olabilir, düşündümde belki... siz yürüme işini yapın ben de içme işini. | Open Subtitles | لأن ساقي تؤلمني فقط إذا مشيت كثيراً. ربما يمكنك أن تمشي و أنا يمكنني أن أشرب. |
Kalenin orada 4 dakikadan çok daha fazla yürümüş olmalısın. | Open Subtitles | يبدو عليك بأنك مشيت أكثر من أربع دقائق حول القلعة |
Eve yürüyorum... tırmalandım, yüzümün_BAR_her tarafı kan... deli gibi ağlıyorum. | Open Subtitles | مشيت الى البيت الخدوش فى كل انحاء جسمى ابكى بحرقة |
Seine nehri boyunca yürüdüm ve köprüler arasındaki mesafeyi ölçmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد مشيت بجانب نهر السين وحاولت العد إلى ألف بين الجسور |
İçeri yürüdüğüm esnada görevli bayan bazı kişilerle sözleşme yapıyordu ve bazı insanlar arkamdan geliyordu. | TED | عندما مشيت الى الداخل، السيدة كانت قد انهت توا عقد مع بعض الاشخاص، بعض الاشخاص الآخرين كانوا يدخلون خلفي. |
Her zaman baş örtüsü takar. Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken deniz kıyısında da yürüyüş yaptım. | TED | ترتدي دائما حجابها. و لكنني مشيت معها ذات مرة على شاطئ و شعرها الطويل يتطاير مع النسمات |
Bay Bauer, hayatım boyunca güç koridorlarında dolaştım. | Open Subtitles | سيد باور ، أنا مشيت بجميع ممرات السلطة طوال حياتي |
Bir seferinde uykumda dört blok yürümüşüm. | Open Subtitles | كما تعرف، لقد مشيت أثناء نومي 4 أحياء |