Doğranmış kalp ve ciğerler küçücük koyun midesinde kaynatıldı! | Open Subtitles | يتكون من قلب ورئتان الخاروف المفرومتان .. قلب ورئتان مفرومان مقلي في زيت عصارة معدة الخاروف |
midesi tamamen bakkal markası makarna ve peynirle ve parçalara ayrılmış Viyana sosisiyle dolu Kara Şövalye'yi hesaba katmıyorlar. | TED | لا أنصحهم بأن يأمنوا جانب فارس الظلام، مع معدة مليئة بالمعكرونة والجبن من انتاج متجر البقالة ونقانق فيينا المقطعة. |
Bu kulübeyi bir hizmetçi ile aç karnına paylaşmamızı mı bekliyorlar? | Open Subtitles | يتوقعون ان نشارك خادمة فى حجرة كالصندوق مع معدة خاوية ؟ |
İrlanda yahnisini midem kaldırmaz. | Open Subtitles | لم يعد لدى معدة قادرة على هضم الطعام الأيرلندى |
Hem boş mideyle tartışmak istemiyorum. Bunun gazı kaçmış. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ لَنْ أَدْخلَ أي مُناقشاتِ على معدة فارغة على أية حال. |
Eğer miden her şeyi kaldırmıyorsa ekran koruyucu resmime bakma. | Open Subtitles | لا تنظر إلى شاشتي إلا إذا كنت تمتلك معدة قوية |
Bu, ayda 15 dakika elektronik karın kası aletiyle çalışarak karın kası geliştirmek gibi birşey değil. | TED | انها ليست كمثل آلة تدريب عضلات المعدة حيث يمكنك ان تاخذ تمارين لمدة 15 دقيقة فتحصل على عضلات معدة مميزة |
Mikrobik yakıt hücresinin midesini kâğıttan yapabileceğinizi de gösterdik. | TED | أثبتنا لكم أنه بإمكانكم صنع معدة خلية وقود ميكروبية من الورق. |
Boş mideye ağrı kesici almak konusunda ben ne dedim? | Open Subtitles | ما الذي قلته لك بشأن مسكنات الألم على معدة خاوية؟ |
Onlar olmasaydı bir köpeğin midesinde olacaktım. | Open Subtitles | ربما كنت وليمة في معدة الكلاب الان لولا هؤلاء |
Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. | Open Subtitles | حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته |
Micah Hoffman'ın midesinde kırmızı şarap ve striknin kalıntıları var. | Open Subtitles | في معدة ميكا هوفمان كان هناك آثار النبيذ والإستركنين الأحمر. الرجل، أوه، مانيستشيويز. |
- Durum hiç iyi görünmüyor Kaptan. - midesi bundan fazlasını kaldırmaz. | Open Subtitles | لم يبد الأمر صحيحا يادراغ معدة الإنسان لا تستوعب أكثر من ذلك |
Bir kemer halkasını kaçırmış ve midesi şortunun üzerine yayılmış. | Open Subtitles | لقد نسيت حلقة الحزام ولها معدة تصل إلى حد سروالها |
Baş muhafızın karnına kılıcını sapladığında ancak yatışacak kadar çıldırtacak seni. | Open Subtitles | وسيقودك هذا للجنون وعلاجه الوحيد هو غرس السيف في معدة الحاجب |
Geçen hafta çok sarhoş oldum, ama kusamadım çünkü midem yok. | Open Subtitles | وفي الاسبوع الماضي سكرت جداً ، لم أستطع التقيؤ لانه لا يوجد لدى معدة |
Sence boş mideyle içmek güvenli mi? | Open Subtitles | هل تظنين أن لا ضرر من الشرب على معدة خالية؟ |
Sanirim seninle bazi sorunlarimiz olacak yerinde duramiyorsun, benim de ayni sorunum vardi hassas bir miden olmali | Open Subtitles | أنا واثق أنه شيء أكلته على الغداء، نفس المشكلة، معدة حساسة |
Karmâşık bir prosedür olduğunu biliyorum ama öğleden sonra benimle karın baypasına girmeni istiyorum. | Open Subtitles | لكن هذا المساء، أريدك أن تساعدني في عملية ربط معدة |
Hayır, köpeğin midesini açıp incelediğimde bir kediye ait sindirilmemiş bağırsak parçaları buldum. | Open Subtitles | لا. عندما شرّحت معدة الكلب... وجدت جزءا غير مهضوم الأمعاء الذي يبدو سنورية. |
Sağlam bir mideye ihtiyacınız var. Dışarıda beklemeniz daha iyi olur. | Open Subtitles | ستحتاج الى معدة قوية من الأفضل الانتظار بالخارج |
Evet. Ölen kadının midesinden çıkanlarda üç kimyasal bulduk. | Open Subtitles | لقد عزلنا ثلاثة مواد ملوثة في محتويات معدة المراة الميتة |
Çok isterdim, ama ne yazık ki, odam hazır değil. | Open Subtitles | كم أحب هذا حقاً.. ولكن لسوء الحظ الغرفة ليست معدة |
Devemizin karnını yarmalı ve iç organlarında korunmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا فتح معدة الجمل و نجلس في أحشائه |
Aynı kömür tozunu restoran sahibinin karnında da bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوا نفس غبارِ الفحم في معدة مالك المطعم |
Yakın arkadaşı, tercüman Hindrick Stick, önceden hazırlanmış nutku okudu. | Open Subtitles | المترجم مترجم هينكل الشخصي قراءة من مخطوطة معدة |
O yaşlı bayanın karnı gurulduyor. | Open Subtitles | يجوعوا للموت؟ بإمكانك سماع صرير معدة تلك السيدة العجوز من هنا |