ويكيبيديا

    "معك في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Seninle
        
    • sizinle
        
    • yanında
        
    • konuda
        
    Belki de Seninle itişmeye çalışırken çok sinirlendiğim zamanlar da olmuştur. Open Subtitles من المحتمل أن أصبح مجنون محاولات للتنافس معك في الفكر الصافى
    Madem bu kadar iddialısın bir dahaki sefere ben de Seninle geleceğim. Open Subtitles إذا كنت مصرا على ذلك ساذهب واسترق النظر معك في المرة المقبلة
    Sanırım okul çıkışlarında Seninle klinikte çalışması daha doğru olacak. Open Subtitles اعتقد ان الوقت حان ليعمل معك في العيادة بعد المدرسة
    Kayıtlar için, sizinle o gece kimin olduğunu belirtebilir misiniz, Teğmen Kelly? Open Subtitles للتسجيل أيمكنك تحديد من الذي كان معك في تلك الليلة الملازم كيلي؟
    Yazın oğlumuzu senin yanında bırakmak hakkında iyi şeyler düşünmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أشعر بالرضا حول جعلي إبننا معك في فصل الصيف
    Seninle mezarlıkta konuşmak istemem, benimle konuşmaya ihtiyacın var anlamına geliyor. Open Subtitles أردتُ الكَلام معك في تلك المقبرةِ، التي تَعْني تَحتاجُ للكَلام معي.
    Arada bir Seninle, nelerden esinlendiğinden filan bahsetmek isterim. - Tamam. Open Subtitles أود التحدث معك في وقت ما حول إلهامك أو مهما يكن
    Ama sanırım tatilde Seninle gelmem için ısrar etmemenin bir nedeni var. Open Subtitles ولكن اعتقد أن هناك سبب لعدم إصرارك أن اذهب معك في العطلة.
    Eğer 1 milyon dolarım olsaydı bütün günü Seninle yatakta geçirirdim. Open Subtitles لو كان لدي مليون دولار لبقيت معك في السرير طوال اليوم
    Bu özel gününde Seninle bazı kadınsı bilgilerimi paylaşmama izin ver. Open Subtitles عاهديني على أن تشاركيني حكمة للنساء معك في هذا اليوم المميز
    Ama en çok düğün gününde Seninle birlikte olmak istedim. Open Subtitles لكن في الغالب أردت أن أكون معك في يوم زفافك
    Seninle beraber olduğum için beni zar zor affetti zaten. Open Subtitles وهي بالكاد سامحتني لكوني أقمت علاقة معك في المقام الأول
    Seninle çalışmaya ilk başladığımızda Londra'yı itibarsız olarak terk ettiğinden bahsetmiştin. Open Subtitles كما تعلم عندما عملت معك في البداية، ذكرت أنك غادرت بفضيحة.
    Ayrıca Penny ile ilk tanıştığımızda Seninle yalnız başıma bir arabaya binmememi söylemişti. Open Subtitles ايضا حينما تقابلنا لاول مرة حذرتني بيني من الركوب معك في السيارة وحدي
    Ne olacak, Seninle bu ölüm tuzağına binerek hayatımın hatasını yaptım. Open Subtitles الخطأ الذي حدث أني قبلت الركوب معك في مصيدة الموت هذه.
    Miller, dostum, bu bar gezisinde Seninle birlikte olmak bir onurdur. Open Subtitles ميلر , إنه لشرف أن أكون معك في زحف الحانة هذا
    Hakkınızda çok şey duydum. sizinle işbirliği yapmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles سمعت الكثير عنك، أتطلع قدماً للتعاون معك في هذه القضية.
    Elbette, sizinle birlikte Kırmızı Bölge'de bir gece geçirdiği için öyle hissediyor olabilir. Open Subtitles وبالطبع ، لرُبما كان يشعر بآثار ليلةً معك في الخارج في المنطقة الحمراء
    Dinle şimdi beni! Barda yanında kim vardı söyleyeceksin, anlıyor musun beni? Open Subtitles انصت لي، أريد ان أعرف من الذي كان معك في تلك الحانة
    "Kate, bebeğim. Doğumgününde, yanında olamayacağım için gerçekten çok üzgünüm." Open Subtitles العزيزة كاتي, اشعر بالاسف حقيقة لانني لن اتمكن من التواجد معك في عيد ميلادك
    Bu konuda sana katılmamalıyım, O'Neill. Open Subtitles مع الأسف أنا أختلف معك في هذا الأمر ، أونيل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد