Daha önümüzde sıkıcı ve uyuz olmak için uzun bir süre var, 30larımızın sonlarına yaklaştığımızda zaten sıkıcı ve uyuz olacağız. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الوقت لإرتداء الخواتم وأن تصبح مملا و معقد عندما نبلغ أواخر الثلاثينات وونكون مملين ومعقدين على كل حال. |
Ama yemek biraz sıkıcı olmaya başlıyordu, yani biraz, tatlandırabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | لكن العشاء اصبح مملا قليلا لذا فكرت بأن اسخن الأمور قليلا |
İşlerin sıkıcı bir hâl alınca, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا، عندما يصبح هذا الأمر مملا فأنت تعلم أين تجدني |
İşin sırrı bu. Herkes yanlış biliyor. Buda'nın sıkıcı olduğunu düşünüyorlar, sonraysa Dalai Lama ile tanıştıklarında çok şaşırıyorlar çünkü o çok neşeli birisi. | TED | هذا هو الحل الجميع عندهم فكرة خاطئة. يعتقدون ان بوذا كان مملا جدا. وهم يدهشون حين يقابلون الدلاي لاما ويجدونه بشوش جدا |
Bilirsiniz, bana göre sadece sıkıcıydı. | TED | كنت أعتقد بأنه كان مملا تماما |
Bu grafik sıkıcı görünüyor, ama beni heyecanlandıran ve her sabah uyanmamı sağlayan neden bu grafik. | TED | الرسم يبدو مملا لكن هذا الرسم هو ما يجعلني متحمسا وأستيقظ في كل صباح |
Yani, zaten güzel birini böyle feci bir hale getirmek. Hiç de can sıkıcı değil. Buna kesinlikle bıkkınlık verici diyemeyiz. | TED | أعني، جعل شخص ظريف أصلا يبدو مريعا هكذا. إنه أمر غير ممل. إنه لا شيء إن لم يكن مملا |
Ve de aynı zamanda başka insanların mutluluklarını dinlemenin ne kadar sıkıcı olduğunun oldukça farkındayım | TED | وفي الوقت نفسه ، كنت أعلم تماما، كم كان مملا الإستماع إلى الآخرين يتحدّثون عن السّعادة. |
'Eğer bu kadar can sıkıcı olacağını bilseydim, ondan gelmesini isterdim.' | Open Subtitles | لو كنت اعلم انه سيكون مملا لما جئت الى هنا |
Sen burada olmayınca, çok sıkıcı olacak | Open Subtitles | سيكون المكان مملا بدون وجودك لا أستطيع أن أصدق أنك لن تحضر إلى العمل غدا |
Pek çoğumuz çok sıkıcı insanlarız çünkü şehirlerimiz sıkıcı. | Open Subtitles | الكثير منا أصبح مملا جدا لأن مدننا مملة جدا |
Fakat az da olsa onu... sıkıcı... bulmuyor musun? | Open Subtitles | ولكن ألا تجديه مملا بعض الشيء قليلا، أمم، محدود؟ |
Eğer bankacılığa sıkıcı derseniz, bono departmanı için komalık demelisiniz. | Open Subtitles | وان كان العمل البنكي مملا فان قسم السندات في البنك كان ركدا جدا |
Sen yokken burası çok sıkıcı olacak. | Open Subtitles | حفيدتي شرعا سوف يكون الوضع هنا مملا جدا بدونك |
Ben bunu yapmak istemiyorum çünkü kulağa bok gibi sıkıcı geliyor. | Open Subtitles | انا لن اتصرف بهذا النحو لان هذا يبدوا مملا جدا . |
Ne söylediğimi anlatabilirim ama bu çok sıkıcı olur. | Open Subtitles | على أي حال من الممكن أن أفسر ما قلته و هذا سيكون مملا |
En güzel kadınla bile fazla vakit geçirmek... - ...sıkıcı olabilir. | Open Subtitles | الكثير من الوقت حتى مع أجمل النساء قد يكون مملا |
Karımla bazen sıkıcı olmaya başlıyor. Üniversiteden beri beraberiz. | Open Subtitles | لقد أصبح الأمر مملا مع زوجتي , وأنا نحن كنا سويا منذ الجامعة |
Sonra da bu kadar sıkıcı olacağını düşünemediğini söylersin. | Open Subtitles | تستطيعين القول انك لم تعلمي انه سيكون مملا |
Vergi ödemeyerek kurtardıkları paraları, genellikle çok pahalı olan içkilere yatırırlar, ama onlarla birlikte olmak asla sıkıcı değildir. | Open Subtitles | الذي يدخرونه بتجنب الضرائب يصرفونه في المشروبات المبالغ في سعرها ولكن الاجتماع بهم لا يكون ابد مملا |
Adını biliyorum. Adam çok sıkıcıydı. (EN: | Open Subtitles | انا اعرف هذا الاسم.لقد كان مملا. |
Camın bu tarafında olmak ne kadar sıkıcıymış böyle. | Open Subtitles | لم أكن أدرك كم يكون مملا ان تكون علي هذا الجانب من الزجاج |