| Siz bunun doğru olup olmadığını, anlayabilecek özel bir, konumdasınız... | Open Subtitles | وأنت في موقع مميّز لكي تؤكـّد أو تنفي هذا الشكّ |
| Suçluların sizin halınızı kirletenlerle aynı kişiler olabileceğini düşünüyor ve siz bunun doğru olup olmadığını anlayabilecek özel bir konumdasınız. | Open Subtitles | هو يشكّ بأنّ الجانون هم نفس الأشخاص الذين رطبوا سجّادتك وأنت في موقع مميّز لكي تؤكـّد أو تنفي هذا الشكّ |
| Bence sadece birisinin ona özel birisi olduğunu söylemesini istiyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنه أراد فقط أن يخبره شخص ما أنه مميّز |
| Seni rezil etmek istemedim ve özel olduğumu sanmıyorum. - Değil misin? | Open Subtitles | لم أكن أحاول أن أجعلك تبدوا كذلك و لا أظن أنني مميّز |
| Çünkü sen çok nadir ve özelsin. | Open Subtitles | .. لأنكَ نادر جداً و مميّز |
| Mesela "acayip", belki "Tuhaf" ya da "enterasan" desek nasıl olur? Tamam, enterasan. | Open Subtitles | أو شاذّ، أو مميّز |
| Aslında bunu daha önce de çok özel biriyle beraber yapmıştınız. | Open Subtitles | في الواقع، لقد فعلتَ ذلك من قبل، مع شخص مميّز جداً |
| Biliyorum. özel bir insandan güzel tavsiyeler aldım ve ufaktan başlamaya karar verdim. | Open Subtitles | تلقّيتُ نصيحةً جيّدة جدّاً من شخصٍ مميّز و قرّرتُ أن أبدأ بعملٍ صغير. |
| Burada çok özel bir fincan çayım var. Bunu denemelisin. | Open Subtitles | تعلمين، لديّ كوب مميّز من الشاي هنا ينبغي أن تجرّبيه |
| Burada çok özel bir fincan çayım var. Bunu denemelisin. | Open Subtitles | تعلمين، لديّ كوب مميّز من الشاي هنا ينبغي أن تجرّبيه |
| Kuartetin dinamiğini ve grubun üyesi olmanın ne kadar özel olduğunu. | Open Subtitles | الرباعي الديناميكي, وكم هو أمرٌ مميّز أن تكون جزء من مجموعة. |
| Merhaba çocuklar, birileri bu özel günde eglenceli bir seyler yapmali degil mi? | Open Subtitles | هاهي ذا،تصرّفوا بشكل عادي مرحباً شباب،هل يودّ أحدكم القيام بشيء مميّز اليوم ؟ |
| Böylece sizin için özel olan kişiye ne isterse alabilirsiniz. | Open Subtitles | بوسعك الحصول لشخص مميّز في حياتك كلّ شئ يرغب به |
| Burada hiçbir şeyden emin değilim ama bu kitap özel. | Open Subtitles | لست متأكّداً مِنْ أيّ شيء هنا لكنِّ هذا الكتاب مميّز |
| Umarım ne kadar özel bir adamla yemek yediğinizin farkındasınızdır. | Open Subtitles | آمل أن تلاحظا أنكما تتناولان العشاء مع شخص مميّز جداً |
| Onları uyandırıp harekete geçirmek için özel bir şey gerekir. | Open Subtitles | عليّ أن أقوم بشيء مميّز لكي يثيرهم، لكي يوقظهم |
| "je ne sai quoi" durumu, yani özel bir çekiciliği vardır. | Open Subtitles | شيء مميّز جداً حيال الجزرة اليافعة الصلبة |
| Geri döndüğümüzde çok özel bir sürprizimiz olacak. Dizinin birkaç alternatif sonunu göreceğiz. | Open Subtitles | لدينا شيء مميّز جدّاً عند عودتنا، لدينا بعض النهايات البديلة للمسلسل |
| özel birisiyle tanışmak istediğiniz halde bar sahnesinden bıktınız mı? | Open Subtitles | هل تود مقابلة شخص مميّز لكنك سئمت الجلوس بالحانة؟ |
| Bütün seyahatlerin boyunca, O özel insanı bulacak zamanın olmamıştır muhtamelen. | Open Subtitles | مع كل هذا السفر ، على الأرجح لم تجدي الوقت لتعثري على رجل مميّز |
| Unutmuşum, sen özelsin. | Open Subtitles | نسيت. أنت مميّز. |
| Ben de, sırf Dr. Cox'a kafa tutuyorum diye insanların Tuhaf bir şekilde özel olduğumu düşünmeleriyle gurur durmuyorum. | Open Subtitles | مثلما أنا لستُ فخوراً بحقيقة أنّ.. فقط لأني أتصدّى لد. (كوكس)، فجأة يظنّ الجميع أنّي مميّز جداً! |