Öyle bulsam bile, sanki birini ya da bir şeyi bekliyorum. | Open Subtitles | حتى لو كنت هذا. ،انا منتظرة لشىء ما او شخص ما |
uyanıyorum ve sarımsaklı ekmek derdine düşüyorum ve başlayacak yeni hayatımı bekliyorum ama oldu, oldu işte ben de iz bıraktım ailem büyük ve gürültücüdür ama onlar benim ailem, | Open Subtitles | انا خائفة ان استيقظ و لازلت ادهن الخبز بالذبد منتظرة ان تبدأ حياتي لكن هذا حدث، حدث فعلا |
Size Pat'in arabasını getirdim. Sizi bir arkadaşının evinde bekliyor. | Open Subtitles | جلبت بات العربة وفريق لك هي منتظرة في بيت صديقِ |
Sadece orda dikildi, anlaşılan sihirli yakıtın kendi kendine dolmasını bekliyor. | Open Subtitles | فقط وقفت هناك تقريباً منتظرة الوقود السحرى ان يمر |
Selam, Beklettiğim için üzgünüm. Belediye başkanı beklenenden daha uzun tuttu bizi telefonda. | Open Subtitles | أعتذر لإبقائك منتظرة كانت لدي مكالمة أخذت وقتاً أطول مما توقعت |
Bu kent, becerilmeyi bekleyen bir kadın gibi. | Open Subtitles | هذه المدينة شبيهة بالمرأة اللعوب منتظرة أن يجامعها أحدهم |
Seni bekliyordum- bu lanetin geçmesini bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فقط فى انتظارك منتظرة أن تمر تلك الغُمة |
Telefon faturasını ödemek için bile senin işsizlik çekinin gelmesini bekliyorum ben. | Open Subtitles | اعني، أنا منتظرة لشيك العاطل الخاص بك أن يأتي ليكونَ بإمكاني دفع فاتورة الهاتف |
Paramı nakit ve kısa süreli senetler halinde tutuyorum. Hisseler ne zaman fırlama yapacak diye bekliyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش على النقد والسندات قصيرة المدى منتظرة حدوث المحتوم |
Vakit öldürüp, biricik sürekli müşterimi bekliyorum. | Open Subtitles | أنا بخير أشغل وقت فراغي وحسب منتظرة زبوني الوحيد |
Ve ben de benimle buluşup buluşmayacağını öğrenmek için ondan telefon bekliyorum. | Open Subtitles | و انا منتظرة لأعرف اذا كان يريد ان يقابلني |
Onlara iyi davranıp pazarlanabilir bir fikir ortaya çıkana kadar pusuda bekliyor ve sonra da en yüksek teklifi verene satıyor. | Open Subtitles | تصادقهم, ثم تقبع منتظرة حتى يعلنون فكرة قابلة للتسويق وتسرقها لتبيعها لأعلى مُزايد |
Piyano hemen şurada, tuşları çalınmayı bekliyor. | Open Subtitles | هيا البيانو في مكانه انيابه منتظرة لمداعبتها |
O da artık tek göz odalı bir dairede çürüyerek HIV virüsünün AIDS'e dönüşmesini bekliyor. | Open Subtitles | وهاهي الآن تشق طريقها في شقة بغرفة واحدة منتظرة للـ أتش أي في ليتحول الى الأيدز |
Uzun süre Beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لابقائك منتظرة |
Yani, kaldırımda bekleyen bir taksi yok. | Open Subtitles | أَعْني، ليس هناك سيارةِ أجرة منتظرة بالخارج. |
Ne biliyorsun belki de dışarıda bu kapıdan içeri girecek ve kendimi size açacak cesaretin gelmesini bekliyordum. | Open Subtitles | نعم، ولكن قد اكون منتظرة في الخارج أحاول التحلي بالشجاعة للدخول الى هنا التحدث عن كل شيء |
Göz yaşlarıyla dolu sıkıntılı bir yaz geçirdim bir telefon bekledim, hiç gelmeyen. | Open Subtitles | كان صيفاً كئيباً.. مليئاً بالدموع المحبوسة منتظرة مكالمة هاتف منه |
Yaptığım şeylerden iyisini yapabilirim... etrafta dolanıp çığlık atma zamanının gelmesini beklemek. | Open Subtitles | أعلم إنني أفضل من السير بحذاء مُثير، منتظرة للصراخ. |
Savaşçılar havada sizin sağlayacağınız koordinat bilgilerini bekliyorlar. | Open Subtitles | المقاتلات في الهواء منتظرة الاحداثيات التي سوف توفرها انت |
Başından beri evren başka birine ait olduğumu bildiği hâlde 2000 yıllını sırf benimle beraber olabilmek için ölümümü bekleyerek geçirdin. | Open Subtitles | أمضيتِ ألفيّ عام منتظرة موتي ليتسنّى لك أن تكوني معي. بينما يعلم الكون من البداية أنّي أنتمي لامرأة أخرى. |
Sense, o çizgide durup, güçlü bir rüzgârın gelmesini ve iki taraftan birine seni atmasını bekliyorsun. | Open Subtitles | و يبدو انكِ تقفين على هذا الخط منتظرة رياح قوية كي تدفعكِ إلى أحد الجانبين |
Ama seni uyarayım, hiç kıpırdamadan öylece yatacağım ve bu işkencenin bitmesini bekleyeceğim. | Open Subtitles | لكنني أحذرك، سأقوم بالتمدد هنا فحسب مستاءةٌ منكَ طوال الوقت منتظرة نهاية هذا الجحيم |
Bu gerçek, bu madenlerde yıllarımı tükettim, bana ihtiyacınızı beklerken. | Open Subtitles | إنها الحقيقة إنننى قضيت سنوات بهذه المناجم فقط منتظرة أن تطلبني |
Yarım milyon orada öylece alınmayı bekliyordu. | Open Subtitles | لدينا نصف مليون جنيه هناك منتظرة أن يأخذها أحدهم |
Bildiğim tek şey, Cuma öğlen beni Boğaziçi Köprüsünün altında bekleyecek olması. | Open Subtitles | كل ما أعرفه الأن أنها ستكون منتظرة تحت جسر البوسفور نهار يوم الجمعة |
Ben olsam ben de giderdim. Onu bekletmek istemezsin. Canına okur. | Open Subtitles | كنت لأذهب لو كنت مكانك,أنت لا تريد إبقائها منتظرة سوف تخرج أحشائك |