Haydi biraz işbirliği. Burası tehlikeli bölge. Yukarıda bir adam var. | Open Subtitles | دعونا نحصل على معاونتكم انها منطقه خطر , ولدينا رجل هناك |
Burası uluslararası bölge. Size birinin eşlik etmesini bekleyin. | Open Subtitles | أنت لست فى الولايات المتحده أنت فى منطقه دوليهو تحتاجون شخصا يصطحبكم |
- Burası sadece hazırlık alanı. - Tabii, hazırlık alanı. | Open Subtitles | اترى ان هنا فقط منطقه التحضير حقا انها منطقه التحضير |
Patlayıcılarının etkisini maksimuma çıkaracak bir hedef bölgesi arıyordun. | Open Subtitles | نحن نبحث عن منطقه هدف تم توسيعها تاثيرات متفجراتنا |
Çatışma bölgesine inersen ondan iyisini bulamazsın. | Open Subtitles | لا احد افضل منه لتكون برفقته لو كنت فى منطقه هبوط مشتعله تله الحسره |
Babamızın şahsi güvenlik bölgesini geçerseniz, muhafızlar tarafından derhal vurulursunuz. | Open Subtitles | لو عبرت منطقه الحرس الخاص ستواجَه فورًا من قبل القنّاصة |
Çünkü hava üssünde gizli saklı bir şeyler çevirmişsin, ve güvenlikli alana izinsiz girmişsin. | Open Subtitles | لإنكِ كنتِ تتطفلين حول القاعده الجويه ودخلتِ منطقه سريّه |
Her yaşam biçiminin kendi mantığı, kendi anlamı vardır. | Open Subtitles | كلّ مسار في الحياة له منطقه الخاص والمعنى الذي يناسبه |
Broadway ve Belmond bölgesinde kahve satan her yeri araştır. | Open Subtitles | او فى اى مكان يبيع القهوه فى منطقه برودواى او بيلمونت |
Bu bölge yasaklanmıştır. Lütfen bariyerlerin ardında kalın. | Open Subtitles | هذه منطقه مغلقه الرجاء البقاء خلف الحاجز |
Bize eğer saldırı bölgesinden uzaklaşamazsanız saldırı yapılan alanın içinde güvenli bir bölge bulun denmişti. | Open Subtitles | اذا كان لا يمكنكم ايجاد مخرج فى نطاق الهجمات.. علينا ايجاد منطقه امنه فى نطاق الهجمات |
Efendim, ateş etmemi istediğiniz belli bir bölge var mı? | Open Subtitles | سيدي هل هناك منطقه معينه تريدني أصوب لها؟ |
Ve bu güzel posterin söylediği gibi burası zorbalığın yasak olduğu bölge. | Open Subtitles | وهذا الملصق الجميل ينص بوضوح هذه منطقه خاليه من التنمر |
Hükümet Pretty Lake'i uçuşa yasak bölge ilan etti. | Open Subtitles | أعلنت الحكومة منطقة بحيرة الجمال منطقه محظوره للطيران |
Üzgünüm efendim ama o alanı kuşatabilmemiz imkansız. | Open Subtitles | انا اسف . لايمكن للشرطة ان توفر الحمايه في منطقه كبيره سيدي |
Burası bir savaş bölgesi Bayan Blye ve bizi ele geçirdiklerinde çay partisindeki gibi davranmayacaklarını anlamışsındır. | Open Subtitles | ماذا؟ لقد حسبت أنكى تعرفين أن هذه منطقه حربيه بلاى وحسبت أيضا أنكى تعرفين أن |
Düşman bölgesine gönderildikten sonra gözden çıkarılıp orada bırakılmışlar. | Open Subtitles | و ضعوه في منطقه خطره بلا حمايه و تركوه للتضحيه |
Tanrım, bütün genital bölgesini traş etti, bu dünyadaki pek çok kültürde, şaşırtıcıdır. | Open Subtitles | ياألهي،لقد قام بحلق منطقه عانته كاملا ذلك ما يحيّر أكثر الثقافات حول العالم. |
Atmosferik aşırı dönüş içeren bir alana girmek üzeresiniz. | Open Subtitles | أنتَ على وشك دِخُول منطقه من الغُلاف الجويّ فائق التقلُب. |
Çapraşık mantığı içinde bu stratejiyle dünyanın merakını ve sadakatini tetikleyeceğini sanıyordu. | Open Subtitles | من منطقه المعقّد، يُفترض بهذه الخطّة أن تحفّز الفضول والتفاني في هذا العالم |
-Evet, Gold Coast bölgesinde. -Sana söylerim. Pekala gidelim. | Open Subtitles | نعم ، انه فى منطقه الساحل الذهبى - هيا ، لنذهب - |
Küçük bir garnizonu, minik bir merkezi alan olacak şekilde sıkıştırdılar. | Open Subtitles | لقد أعتصروا الحاميه قليلة العدد داخل منطقه صغيره بوسط البلده |
Şehirden gelen haberlerin doğrulanması bölgede alınan sıkı güvenlik önlemlerinden dolayı zor oluyor. | Open Subtitles | تقارير إخباريه من المدينة من الصعب التحقق منها بسبب منطقه الاستبعاد المطبقة بصرامة |
Protokolü uyguluyor. Parktaki güvenli bölgeye gidiyor. | Open Subtitles | انها تتبع البروتوكول تتجه الى منطقه امنه في الحديقه |
Yani, eğer genç atletik sevgilinle District Gölü'nde bir otelde falan sevişmeyeceksen. | Open Subtitles | هذا ان لم تكوني في منطقه البحيره مع حبيبك الشاب الرياضي تمرحوا معا |
Burada eyaletin her bölgesinden gelmiş... toplam 22 okul temsil ediliyor. | Open Subtitles | اثنان وعشرون مدرسه ممثله هنا من كل منطقه في الولايه |