Hayatımı böyle bir şey için neden tehlikeye attığımı öğrenmek istiyordu. | Open Subtitles | هو يريد أن يعلم لماذا أخاطر بحياتي من أجل شيء كهذا؟ |
Buraya bir şey için geldin, ama ben başka şey duyuyorum. | Open Subtitles | أنت أتيت إلى هنا من أجل شيء واحد لكني أسمع آخر |
Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok. | Open Subtitles | هذه المرأة تم بتر ساقها للتو. وليست في حاجة لأن يتم فتح صدرها من أجل شيء لسنا متأكدين حتى من وجوده. |
Sanırım bunu bir şeyler için kullanabilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكنني استخدام هذا من أجل شيء ما |
Bakın, eğer gideceksem inandığım bir şey uğruna savaşarak gitmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنت سأذهب، فأريد أن اسقط وأنا أحارب من أجل شيء أؤمن به، |
Bunu hiç biri için yapmıyorum... sadece senin için anne. | Open Subtitles | إذا كان هذا من أجل شيء سيكون فقط من أجلك أمي.. |
Hep şimdiye dek sana anlatamadığım tek bir amaç için. | Open Subtitles | من أجل شيء واحد أنني لن أخبرك بهذا حتى الآن |
Yaptığımız hiçbir şey için ağır suç iddialarını kabul etmem. | Open Subtitles | أنا لن أقبل بأى تهمة من أجل شيء قد فعلناه |
Neyse, seni buraya başka bir şey için çağırdım. | Open Subtitles | على أية حال.. لقد أحضرتك إلى هنا من أجل شيء آخر |
Böyle bir şey için olasılık planımız yok. | Open Subtitles | خطة للطوارئ من أجل شيء . ليس من المفترض أن يحدث |
Hayır, hayır gerek yok Ustayı böyle saçma bir şey için rahatsız etmemizin bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا، لا بأس ، ليس من اللائق إيقاظه.. من أجل شيء تافه كهذا.. |
Evet, on yıl önce yaptığım ve muhtemelen de artık yapamayacağım bir şey için. | Open Subtitles | من أجل شيء فعلته منذ 10 سنين وربما لا أفعله ثانية |
Ama bir yıl, sadece ve gerçekten kötü bir şey için değildi. | Open Subtitles | لكن كانت فقط لسنة ، و لم يكن . من أجل شيء سيء حقاً |
Bütün bu insanlar, hepsi bir şey için bir araya geliyor ve pek çoğunu daha önce hiç görmedin. | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس ، وكلها قادمة معا من أجل شيء واحد ، ومعظمهم لم يسبق لك يشاهد من قبل في حياتك. |
İstediğin bir şey için yıllarca çalışırsın fakat sadece bir saniye içinde her şeyi birden kaybediverirsin. | Open Subtitles | ان في النهاية تعمل من أجل شيء تريد فعل شيئآ ولا تنتظر لثانية واحدة مقابل من وراء هذا ليأخذ كل شيء |
Yapmadığım bir şey için, beni elektrikli sandalyeye gönderdiniz. | Open Subtitles | ترسلني إلى الكرسي من أجل شيء لم أفعله كلّه من اجل رئيستك |
Neden böyle küçük bir şey için kızıyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا أنت غاضبة جداً من أجل شيء صغير هكذا ؟ |
Bu gibi küçük şeyler için Tanrıya karşı bir dava olmaz. Küçük şey mi? | Open Subtitles | لا يمكننا أن نأخذ كلامه على محمل الجد من أجل شيء صغير كهذا |
Kadere bir cilvesi ki çok fazla korku ve endişe yaşıyoruz çok ufak şeyler için. | Open Subtitles | إنه القدر الغريب أننا ينبغي أن نعاني الكثير من الخوف والشك من أجل شيء صغير جداً |
İnandığım şey uğruna bir şey deneyemeyeceksem neden burada bulunayım? | Open Subtitles | لو لن أستطيع تحمل ضربة قوية من أجل شيء أؤمن به فلماذا أنا موجود؟ |
Bunu hiç biri için yapmıyorum... sadece senin için anne. | Open Subtitles | إذا كان هذا من أجل شيء سيكون فقط من أجلك أمي.. |
Öüm evi tek bir amaç için inşa edildi: | Open Subtitles | منزل الموتى بنى من أجل شيء واحد وهو المعاقبه |