senin için yapabileceğim bir şey varsa da unut gitsin. | Open Subtitles | واذا كان هناك شىء استطيع ان افعلة من اجلك. انساة |
Hay hay, senin için Chapelle'i ararım. Senin telefonu kullansam? | Open Subtitles | بالطبع سوف اقوم بهذا الاتصال من اجلك هل استخدم هاتفك |
Ya kendin yaparsın, ya da senin için ben yaparım. | Open Subtitles | من الاسهل ان تفعلها انت او افعلها انا من اجلك |
Eğer Sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
Bunu seve seve yaparım. Kızım için, senin için değil. | Open Subtitles | ساكون سعيداً لفعل هذا من اجل ابنتي وليس من اجلك |
Ben senin için acele etmiyorum, Nathan için acele ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اسير من اجلك انا اسير من اجل نايثن |
Yoksa dışarıdaki insanlar kaldırıma senin için de çiçek ve mum koyarlar. | Open Subtitles | او سياتي هؤلاء الناس ويضعون الزهور والشمو ع في الشارع من اجلك. |
Beni Kara Büyü'ye götür ben de Sing'i senin için öldüreyim. | Open Subtitles | خذني لارى ذلك الساحر الاسود وعندها سوف اقتل سينج من اجلك |
Yoksa dışarıdaki insanlar kaldırıma senin için de çiçek ve mum koyarlar. | Open Subtitles | او سياتي هؤلاء الناس ويضعون الزهور والشمو ع في الشارع من اجلك. |
Endişelenme parasız babalık. senin için ücretli bir işim var. | Open Subtitles | لا تقلق سيد لا نقود فأنا لدى مبلغ من اجلك |
Ben senin için getiriyorum ama sen bana zaman ayırmıyorsun. | Open Subtitles | لقد أحضرتها من اجلك ولكن ليس لديك الوقت من اجلي |
Bir yerlerde senin için yaratılmış birinin olması, sonsuza dek. | Open Subtitles | ان هنالك شخصاً ما بمكان ما صنع من اجلك للأبد |
Çocuklara neler olduğunu anlatacağız ve bunların hiçbiri artık senin için çalışmayacak. | Open Subtitles | أخبرى هؤلاء الاطفال ما يحدث وإلا لن أقوم بعمل واحدا من اجلك |
Çünkü O Her Neyse, Ben Senin İçin Burdayım, Tamam mı? | Open Subtitles | لإنه مهما يكن ، انا هنا من اجلك ، حسنا ؟ |
Ben de biraz dergi okuyordum, açıkçası senin için okuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت اقوم ببعض القراءة وهي في الحقيقة من اجلك |
senin için kurşun yerim ama karı koca arasına girmem. | Open Subtitles | سوف أتلقى رصاصة من اجلك ولكن الزوجات أمر آخر تماماً |
Sadece senin için en büyük pazarlık payını ayırdım, kalanı da diğerlerine. | Open Subtitles | ،فقط من اجلك أنتي، الجادون في الشراء الأخرون يحصلون علي البقايا فقط |
Jude dedi ki, "Peki, Sizin için bir şeyşer söyleyebilirim." | TED | قال جو " حسنا, انا ساكتب بعض البيانات من اجلك" |
Sizin için memnuniyetle yaparım. | Open Subtitles | الان ، لا تحركة. يسعدني ان اصنعة من اجلك. |
Senin adına çok sevindim, ama artık şuraya otur. Lütfen. | Open Subtitles | انا سعيد من اجلك ولكن ممكن ان تجلسى من فضلك |
Sana bir haberim var. Senden delicesine nefret ediyor. | Open Subtitles | لقد قمت بحوار معه من اجلك انه يكرهك من داخله |
Lütfen Bender, mayalı bir içki iç, kendin için değilse bile, seni sevenler için. | Open Subtitles | ارجوك اشرب بعض الخمر، ان لم يكن من اجلك اشرب من اجل الناس الذين يحبونك |
Andrews ile senin yüzünden, başımı neredeyse belaya soktum. | Open Subtitles | بما إنني وضعت نفسي في موقف سخيف مع أندروز من اجلك |