| Bence senin ve Chris'in birlikte zaman geçirmeniz çok güzel birşey. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الرائع أنك وكريس تقضيان الكثير من الوقت معا |
| Will, yardım etmen çok güzel bir davranış. Yola geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | ويل, أعتقد أنه من الرائع أنك تساعدنا علمت أنك ستأتي للحدث |
| Nihayet böyle konuşabilmek çok güzel hatta sadece konuşmak bile güzel. | Open Subtitles | إنه من الرائع التحدث إليكِ هكذا أن أتحدث إليكِ على الإطلاق |
| İyi günler efendim. Tekrar birlikte olmak ne güzel değil mi? | Open Subtitles | مساء الخير يا سيدي أليس من الرائع أن نجتمع كلنا ثانية؟ |
| Nihayet babanla birlikte kaçmak harika bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الرائع أنك استطعت أن تخرج مع أبيك |
| Yeni birisini bulmana çok sevindim. | Open Subtitles | أعتقد أن من الرائع حقاً أنك قد وجدت أخرى |
| Daha tanışmadığın biri için bir dil öğrenmen çok hoş bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن تتعلم لغة كاملة من أجل شخص لم تقابله بعد |
| Eğer pencere ihtiyacımıza göre ısıyı içeri alabilse ya da ısı içeri hiç gelmeden dışarda tutulabilse, çok iyi olmaz mıydı? | TED | ألن يكون من الرائع لو أن النافذة بإمكانها إعادة رد الحرارة إلى الغرفة إن احتجنا إليها أو إبعادها قبل أن تأتي؟ |
| Çok memnun oldum. Kostümlü oyunları mı seviyorsun? Role Playing durumları mı? | Open Subtitles | من الرائع لقائكِ، إذن هل أنتِ متقمصة أم تلعبين دور شخصية حقيقيّ؟ |
| Derek'in benim için bu kadar şey yapması çok güzel. | Open Subtitles | من الرائع أن ديــريك فعل هذا من أجلي، لكن أحيانا |
| Bir bebek sahibi olup onu sevmek çok güzel olur dedim ama olmadı. | Open Subtitles | ظننت أنه من الرائع تحظى بطفل وتحبه ولكن لا أنا لا أجيد ذلك |
| Ve gelecek yıl tekrar Cheerio olmak çok güzel olur. | Open Subtitles | وسيكون من الرائع حقاً أن أكون مشجعة معك السنة القادمة. |
| Sheryl Sandberg: Tekrar ilk çıkışım. Hepinizi görmek çok güzel. Buradan bakıp, çok sayıda kadın görmek her zaman güzel. | TED | شيريل ساندبرغ : أول عودة لي. تسرني رؤية الجميع، من الرائع دائما أن أنظر حولي وأرى العديد من النساء. |
| Pat Mitchell: Seni görmek çok güzel, arkadaşım. | TED | بات ميتشل: من الرائع أن أراك، يا صديقتي. |
| Jane Fonda: Merhaba Pat. Sizinle olmak çok güzel. | TED | جاين فوندا: أهلاً يا بات. من الرائع أن ألتقي بك. |
| Burada olmak çok güzel Profesör. | Open Subtitles | أتعرف , انه من الرائع التواجد هنا أيها البروفسور |
| Sanırım sen popüler değildin. Seni görmek ne güzel. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انكِ لم تكونى كذلك من الرائع ان اراك تبدين رائعة |
| Senden böyle sözler duymak ne güzel. harika bir baba olacaksın. | Open Subtitles | من الرائع ان اسمعك تتحدث هكذا ستكون اباً رائعاً يوماً ما |
| Dostuma bunu yaşatan kadınla sıkı dost olmanın, harika bir fikir olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنه من الرائع أن أصبح صديقاً للمرأة التي فعلت ذلك لصديقي. ..عندما |
| Geçen akşamki yemeğe gelmene çok sevindim, umarım eğlenmişsindir. | Open Subtitles | كان من الرائع وجوكِ للعشاء تلك الليلة، أتمّنى أن تكوني قد إستمتعتِ |
| Açık artırma için o kadar yol gelmeniz çok hoş. | Open Subtitles | من الرائع أنك أتيت كل هذه المسافة من أجل المزاد |
| Dostum, yine de birlikte bir şeyler yapabilsek çok iyi olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الرائع لو بإمكاننا القيام بعمل ما معاً, رغم ذلك |
| Ben gidiyorum. Sizlerle tanıştığıma memnun oldum. | Open Subtitles | من الأفضل أن أعود من الرائع مقابلتكم جميعاً |
| Sevgilinizin bana uçak bileti alması da gerçekten çok güzeldi. | Open Subtitles | من الرائع حقاً أن يبتاع حبيبك تذكرة سفر لي أيضاً |
| Bir düşünsene... birlikte yaşamaya karar verirsek ne kadar güzel olacak. | Open Subtitles | تخيلي فقط .. كم من الرائع لو قررنا العيش مع بعضنا |
| Bu konuda doğuştan hünerlisin. Merhaba. - Seni görmek harikaydı. | Open Subtitles | هذه طبيعتنا كان من الرائع ان اراك نعم وانتِ كذلك |
| Ve ışığı kablosuz iletişim için kullanmak harika olmaz mıydı? | TED | الن يكون من الرائع استخدام ذلك في الاتصالات اللاسلكية |