Senin görevin benim için endişelenmek değil beni endişelendirecek şeyler yapmak. | Open Subtitles | مهمتك ليست أن تحمل همي، بل أن تمنحني ما أحمل همه |
Eğer görevin bir müzik kutusunda iyi olup olmadığını görmekse hepimiz bundan yararlanabiliriz. | Open Subtitles | إذا كانت مهمتك أن ترى أي شيء ستقوم بعمل فني مذهل أستفدنا كلنا |
Aynen! Yarın trendeki işin bu. Bu listenin açığa çıkmasına izin verme. | Open Subtitles | بالضبط, هذه ستكون مهمتك غدا على القطار لا تجعل هذه القائمة تتسرب |
Sizin göreviniz ile alakalı bilgilermiş elinde işaretler olan Hessian askleri ile ilgiliymiş. | Open Subtitles | ..لقد قالت انها تريد التحدث بخصوص مهمتك الجندي الذي لديه علامة في يديه |
- Olmaz. Ortakların var zaten. Sıradaki görevini bulmak sana kalmış. | Open Subtitles | لا، انظر، لديك شركائك الأمر عائد لك بأن تجد مهمتك القادمة |
Neden olmasın? bu çoklu görevler dünyası içinde Kendi tekli görev noktanızı bulun. | TED | لِم لا ؟ إذاَ أوجد منطقة مهمتك الأحادية في هذا العالَم المتعدد المهام |
O yüzden vazifen, yani kutsal görevin o kasayı asla açmamak. | Open Subtitles | . . هذه مهمتك الآن، واجبك المقدس ألا تفتح الخزنة أبداً |
Brown, şu andan itibaren görevin Binbaşı Franklin'e bakmak. | Open Subtitles | براون مهمتك من الان هى الاعتناء بالعميد فرانكلين |
Şu anda Güneydoğu Asya'dasın. Çok rahat bir görevin var. | Open Subtitles | انت الان فى جنوب شرق اسيا,ياصاح عليك ان تؤدى مهمتك التافهة البسيطة |
Pekala teğmen, görevin hakkındaki tüm detayları ver. | Open Subtitles | أيها الملازم أعطنا التقرير الكامل عن مهمتك |
Bunun senin görevin olduğunu düşünmüştüm Abbe benim değil. | Open Subtitles | كنت ظننت أن تلك هي مهمتك أنت أيها الخوري,ّوليس مهمتي |
görevin, acı sonumu hazırlamak... onun için sana başarılar dilemeli miyim bilemiyorum... ama eminim çok eğleneceğiz. | Open Subtitles | عملكِ هو تضعي نهاية لحياتي لذا لست واثقاً كم أتمنى أن توفقي في مهمتك لكنني واثق من أنني سأستمتع بذلك كثيراً |
Barış muhafızı, senin işin, o kuyunun asla açılmadığından emin olmak. | Open Subtitles | حارس السلام ، مهمتك هي الحرص على ان لا يفتح ابدا |
Basın toplantısı bittikten sonra senin de işin bitmiş olacak. | Open Subtitles | متى ما انتهينا من المؤتمر الصحفي مهمتك ستكون قد انتهت |
Alexander, vekil olarak ilk işin anneni uzaklara yollamak olsun. | Open Subtitles | -الكساندر,ان مهمتك الاولى كوصى على مقدونيا هى ارسال امك بعيدا |
Bu bir hikaye anlatıcı olarak sizin göreviniz, seyircinin yemeği için çalıştığı gerçeğini saklamak. | TED | تلك مهمتك كراو للقصة، أن تخفي حقيقة أنك تجعلهم يعملون من أجل طعامهم. |
Ve işte bu: Konuşmacı olarak bir numaralı göreviniz dinleyicilerinizin akıllarına olağanüstü bir hediye aktarmak -- fikir adını verdiğimiz ilginç ve güzel şey. | TED | وهذا العامل هو: مهمتك الرئيسية كمتحدث هي أن تنقل لأذهان المستمعين هدية رائعة هذه الهدية الجميلة والغريبة هي الفكرة. |
görevini ve emirlerini verirler o kadar, bilmen gerekenler sadece onlardır. | Open Subtitles | لديك مهمتك ، لديك أوامرك هذا كان كل ما تحتاج معرفته |
görev sırasında farkında olduğunuz bir atığa maruz kaldınız mı? | Open Subtitles | هل تعرضت لأية مصيبات عدوى في مهمتك تعرف بأمرها ؟ |
Hayır, ben senin işini yapıyorum, buranın bir camiye dönüşmemesini sağlıyorum. | Open Subtitles | لا أنا أؤدى مهمتك احرص على الا يتحول هذا المكان لمسجد |
görevinin barış mı yoksa intikam mı olduğuna bağlı. | Open Subtitles | ذلك يعتمد على طبيعة مهمتك سلمية أو من أجل الانتقام |
Sizler hapishaneler diker, kalın duvarlar örersiniz ardından işiniz kalmaz, bitmiştir. | Open Subtitles | ... تضع السجون خلف الجدران السميكة و من ثَم تنتهي مهمتك |
Önceliklerini görevine ve adamlarına göre belirle. | Open Subtitles | أبق دائماً على أولوياتك واضحه ، تنفيذ مهمتك و الحفاظ على رجالك |
Verilen işi yardım almadan yapman gerekir. | Open Subtitles | كنا نفضل أن تكمل مهمتك من دون أية مساعدات إضافية |
Amos, kurnazlığını kanıtladın ama yine de görevi tamamlaman gerek. | Open Subtitles | ايها الجرذ لقد اثبت انك ماكرا ولكن عليك اتمام مهمتك |
Zorluk arttıkça, beynin sinyali de gelişmektedir, harekete geçen motor üniteler de artar ve Görevinizi tamamlamanıza yardım eder. | TED | كلما أصبح التحدّي أكبر، كلما زادت إشارة الدماغ أكثر، وزادت الوحدات الحركيّة التي تحتشد لمساعدتك في تحقيق مهمتك. |
Onu kaynağımız yapmak için elinden geleni yaptın. Ki zaten bu senin görevindi. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما في وسعك لأجل تجنيده كانت هذه هي مهمتك في الأصل |