Müvekkilim tamamen söylentilere dayalı- olarak küçük düşürüldü, infaz edildi. | Open Subtitles | ان موكلي مضطهدا بسبب الاشاعات ,الاشاعات ,الاشاعات ولا شئ اخر |
- Ama olay yerinde bulunan adli delili kazara yok ettiğini, sonra da Müvekkilim aleyhinde kullanılacak şekilde tahrif ettiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | لكنك تعرف بأنها عن طريق الخطأ دمرت أدلة الطب الشرعي التي تم جمعها من مسرح الجريمة وبعد ذلك حرفتها لتوريط موكلي |
Müvekkilim duygusal durumu sebebiyle böyle konuşuyor yani saygısızlık yok. | Open Subtitles | موكلي يتحدّث من موضع للعاطفة، هو لا يقصد عدم الإحترام. |
Yargıç, müvekkilimin isyanına hak veriyorum, ifadesini Savcılığa vereli ne kadar olmuş? | Open Subtitles | سيدي , أنا أشارك موكلي غضبه منذ متى والولاية تتكتم على شهادته؟ |
müvekkilimi alıp gideceğim... ve resmi soruşturma açılana kadar geri getirmeyeceğim. | Open Subtitles | سوف أخرج مع موكلي الأن حتى يكون هناك صفة رسمية للتحقيق |
müvekkilime izin verir miydiniz, memurlarınızla birlikte... ..kendi atkısını arayabilir mi? | Open Subtitles | هل تسمحون موكلي للذهاب مع ضباط الخاص للبحث عن وشاح نفسها؟ |
Müvekkilimle olan ilişkinden önce bu adamla benzer bir ilişkin vardı. | Open Subtitles | قبل أن تقومي بالعلاقة مع موكلي كان لديك علاقة مماثلة معه |
Mowgli'den uzak dur. | Open Subtitles | ابق بعيداً عن موكلي أيها النمر العجوز اللئيم |
Müvekkilim size içinde bulunduğu soruşturmayı temizlemek için yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | موكلي يريد مساعدتك توضيح عدة جرائم القتل الذي كان مشاركا فيها. |
Müvekkilim cevap vermeden önce lütfen bu fotoğrafın alakasını açıklar mısınız? | Open Subtitles | قبل أن يجيب موكلي هلا شرحت لي رجاءً علاقة هذه الصورة؟ |
İkinci öğrendiğim ise: Müvekkilim Will bu kurala bir istisna oluşturmuyordu; o aslında kuralın kendisiydi. | TED | اليكم ثاني شيئ تعلمته موكلي ويل لم يكن استثناء لهذه القاعدة بل كان هو القاعدة في حد ذاتها. |
Senatör, Müvekkilim yazılı bir beyan okumak istiyor. | Open Subtitles | حضره السيناتور, موكلي يود قراءه تصريح أمام اللجنة |
Efendim, Müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدي, موكلي أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهي الصراحة |
Peki eğer ortada yeterince ışık yoksa, gördüğünüzün tam olarak Müvekkilim olduğuna nasıl inanabiliriz? | Open Subtitles | اذا الضوء لم يكن منتشراً يحتمل أنك لم ترى موكلي |
Ve bir hafta sonra, müvekkilimin Venezuela'daki iştirakine ödeme yapmayı reddettiniz. | Open Subtitles | وبعد أسبوع من ذلك رفضت الدفع لشركة موكلي الفرعية في فنزويلا |
Arkasında durduğum müvekkilimin beni güçsüz düşürmesi yenilgi değildir, bu utançlıktır. | Open Subtitles | اخذ الجانب الاعمى بعوده عقود موكلي ليست نكسه انه مجرد احراج |
Çünkü müvekkilimin birkaç bin frank için böyle iğrenç bir şekilde dolandırılmış olması midemi bulandırdı. | Open Subtitles | بعد أن خدع موكلي بقسوة لبضعة آلالاف فرنك |
Bir teoriye dayanarak mı müvekkilimi ömür boyu hapse yollamak istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريد أرسال موكلي للسجن لبقية عمره من أجل نظرية ؟ |
müvekkilimi seçtiler çünkü çekingen biriydi ve kolay lokma olacaktı. | Open Subtitles | اختاروا موكلي مع العلم أنها كانت خجولة وتجعل علامة سهلة. |
Sanırım siz de müvekkilime nutuk atmak için bizi buraya çağırmadınız. | Open Subtitles | وأنا أفترض أنّكِ لم تطلبي عقد هذا الإجتماع كي تحاضري موكلي |
Müvekkilimle kalıp yarınki duruşmaya hazırlandım. | Open Subtitles | و كان علي أن أجلس مع موكلي لنحضر لجلسة الغد |
Onlar olmasa, Mowgli bizim hayatımıza girecek yolu nasıl bulurdu? | Open Subtitles | فبدونهما، ما كان موكلي ليجد طريقه إلى حياتنا |
Tabii ki hatırladığım kadarıyla bir müşterim randevusunu iptal etmişti ve ben de fırsat bulmuşken ona uğramak istedim. | Open Subtitles | كل الحق، نعم. أم، الآن بعد أن أفكر في ذلك، واحدة من موكلي إلغاء، وأخذت الفرصة للذهاب إلى شقته. |
Bu da müvekkilimden açıkça nefret eden bu genç bayanın söylediklerine inanmamızı gerektiren bir durum. | Open Subtitles | ونحن ببساطة علينا أن نقبل من هذه السيدة التي أوضحت تماما مشاعر الكراهية ناحية موكلي |
Adam kaçırma ve cinayetten suçlanabileceklerini bildikleri için Müvekkillerim paniklediler ve cesetten kurtuldular. | Open Subtitles | عندما عرفوا بانهم متهمين بالخطف و القتل خاف موكلي و تخلصوا من الجثة |
Saçma bir cinsel taciz suçlamasıyla müşterimin hayatını mahvetmeye çalışmandan hemen önce. | Open Subtitles | نعم, قبل ان تحاول تدمير حياة موكلي بهراء عن اتهامات بتحرش جنسي |
Ama seni, en büyük müşterilerimle çalışman için cesaretlendiremem hele ki, seni burada tutamayacağımı ve rakip ajanslara gidebileceğini bilerek belki de, en büyük müşterimi de beraberinde götürürsün. | Open Subtitles | ولكني لست على وشك تشجيعك على تطوير علاقة مع واحد من أكبر موكلي عندما أعرف أنه لا شيء هناك يمنعك من المغادرة |
Normalde müşterilerime bir teklif sunduğum zaman,kendilerine 2 dakika süre tanırım. | Open Subtitles | عادةً أعطي موكلي دقيقتين للتقرير عندما أطرح صفقة |
Müvekkillerimin Bayan Schilling'e o ilacı zorla verdiklerine dair kanıt var mi? | Open Subtitles | هل لديك أي دليل على أن موكلي أجبرا الأنسة شيللنغ على تعاطي ذلك المخدر؟ |
Bakın, müşterilerim bana sadece bilgi için para öder. | Open Subtitles | انظر موكلي يدفع لي للحصول على معلومات. وقبل ان تعرفه، |