"نادلا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• garson
• garsonluk
• garsonken

Bizde garson olarak çalışırken, turistler ona bayılırlardı.
عندما كان يعمل نادلا عندي , أحبه السياح.

Umarım seni utandırmamışımdır ama cidden artık daha iyi bir garson olacak.
ارجو انني لم احرجك لكن , حقا , سيكون نادلا افضل بكثير الان

Lynette'e "Sophie" diyorsun, oğlumu garson yapıyorsun, ve torunumu da bir Fransız kızına... çevirmeye çalışıyorsun.
انت تنادين لينيت بـ صوفي انت تجعلين ابني نادلا و انت تحاولين جعل حفيدتي

Şimdi garsonluk yapıyorum, tuvalet temizliyorum, kira için her şey.
الان انا اعمل نادلا وانظف المراحيض أيّ شيء لتحصيل الإيجار

Babam, garsonluk ve aşçılık öğrenmem için 1940'ta beni Almanya'ya gönderdi.
أرسلني والدي لألمانيا في عام 1940 للتدريب نادلا وطاهيا

Benim arkadaşım. Onunla garsonken tanışmıştım.
انه صديق لي قابلته عندما كنت أعمل نادلا

Başarılı bir restoran işletmecisiyim, Ödemek için kanını ve spermini satmak zorunda olan fakir bir garson değilim sonuçta. Samuel,partiye gecikiyorum. Anahtarları verir misin?
انا مالك مطعم ناجح ولست نادلا فقيرا يضطر الى بيع دمه ونطفه ليسدد ثمن هذا سامويل تاخرت عن الحفل اعطني المفاتيح تعني مفاتيح الكاديلاك؟

Şunu bil önce. garson olmak istemiyorum.
حسنا, هذا هو الامر انا لا اريد ان اكون نادلا

Bu tarzınla, altı ayda garson olursun.
و بلباقتك ستصبح نادلا خلال ستة أشهر

Bir keresinden kızarmış ekmeklerimi getirmedi diye bir garson kızı şamarlamıştım.
لقد صفعت نادلا مرة لأنه نسي الخبز

Anlıyormusunuz ben bir garson değilim!
هل تفهمون ؟ أنا لست نادلا! أنا طبيب!

O gerçek bir garson değil.
هذا ليس نادلا حقيقيا يا رجل

Okuldan bir çocuk babasının restoranında garsonluk yapıyor.
هناك فتى في المدرسة يعمل نادلا في مطعم أبيه.

Bence garsonluk yapmanın kötü bir yanı yok.
لا عيب فى أن يكون المرء نادلا.

Açıkça görülüyor ki, peynirli pasta fabrikasında garsonluk, tahlil ve planlama yeteneği gerektiren karmaşık bir sosyoekonomik aktivite.
من الواضح أنه أن تكون نادلا في محل صنع كعك الجبن فإنه عمل معقد من الناحية الاجتماعية الاقتصادية و الذي يتطلب الكثير من التخطيط و التحليل

Çünkü bütün gün garsonluk yapıyordu.
لأن كل يوم كان يعمل نادلا..

O benim arkadaşım. Onunla ben garsonken tanışmıştık.
انه صديق لي قابلته عندما كنت أعمل نادلا