Yeni bir yer inşa edebileceğimizi düşünmüştüm tam eskisinin olduğu yere. | Open Subtitles | كنت أفكر أن نبني لنا مكانا آخر في نفس مكان القديم |
...Atlantikte ilave savunma duvarları ve savunma hatları inşa edeceğiz. | Open Subtitles | سوف نبني جدران دفاعية اضافية وخطوط دفاعية في المحيط الاطلسي |
Sahilimizi savunmak için gemiler inşa edip o gemileri kullanacak denizciler yetiştirebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نبني سفن لندافع عن شواطئنا، وندرب أشخاص جدد ليبحروا بهم. |
Onlardan köprüler yapıyoruz. Kafalarına şu küçük telefonlardan takanlara atmak için kullanıyoruz. | Open Subtitles | نبني جسوراً بها، ونرميها على الأشخاص الذين يعلقون سماعات بلوتوث على آذانهم |
Geçmişin sırrını saklamak ve barışçıl bir gelecek kurmak üzerine and içtiler. | Open Subtitles | لقد صوتنا على أن نجعل هذا الأمر سراً وأن نبني مستقبلاً مسالماً |
Bunun için artık cinsiyetsiz, tek kişilik tuvaletler yapalım, içeride kıyafet değiştirmek için ufak tabureler de olsun. | TED | لذلك، هيا نبني حمامات خاصة بأحاديي الجنس مزودة بمقعد لتغيير الملابس. |
Biz bu Yeni Dünya'yı inşa ederken şairlerin aşkı için zaman yok. | Open Subtitles | بينما نحن نبني هذا العالم الجديد هناك لا يوجد وقت لحب الشعراء |
Bir şeyleri sıfırdan inşa etmek istediğimizi söyledik, ...gurur duyacağımız bir şeyleri. | Open Subtitles | لقد قلنا أننا نريد أن نبني شيئًا من الصفر شيء نفخر به |
Henüz zamanımız varken bırakmalıyız, bilemiyorum, bir panik odası inşa etmeliyiz. | Open Subtitles | بينما نحنُ مُتقدمُون، و .. لا أعلم نبني لانفُسنا غُرفةً مُحصنه؟ |
Green School, bizim dünya için inşa ettiğimiz bir model. | TED | المدرسة الخضراء هي النموذج الذي نبني عليه للعالم. |
Dünyanın toplum sağlığı çalışanları için durumu görmesini sağlayan ilk eğitim platformunu inşa ediyoruz. | TED | نحن نبني أول منصة تعليمية في العالم للعاملين في قطاع الصحة المجتمعية التي تتيح لهم رؤية الحالة. |
İçinde fikirlerimizin sizinkilerle, sizinkilerin de bizimkilerle paylaşıldığı açık bir diyalog ortamı kurma yoluyla kendimize ait kimliği, kendimize ait üretimi inşa etmek istiyoruz. | TED | نحن نريد أن نبني هويتنا الخاصة، والنسيج الخاص بنا، خلق حوار مفتوح بحيث نتقاسم أفكارنا ويتقاسم الغرب معنا. |
Yanıp kül olan mahallelerde çadırlar inşa ediyoruz. | TED | نحن نبني خيام التيبي في الأحياء التي كانت تحترق. |
Şimdi, Amerikan telif hakkı ve patent kanunları başkalarının yaptıkları üzerine inşa edilmiş kavramlara karşı çıkıyor. | TED | الآن، تتعارض قوانين حقوق التأليف والنشر وبراءات الاختراع الأمريكية مع هذه الفكرة القائلة بأن نبني على أعمال الآخرين. |
Peki bütün bunları neden yapıyoruz? Niye bu uyduları geliştiriyoruz? | TED | فلماذا نفعل كل هذا؟ لماذا نبني هذه الأقمار الصناعية؟ |
Dolayısıyla birçok şey yapıyoruz. Ve ikinci sınıfa giden çocukların eline elektrikli aletler veriyorum. | TED | لذلك نحن نبني الكثير من الأشياء وقد وضعت أدوات تحكم في أيدي طلاب الصف الثاني |
Kendinize sorabilirsiniz, bahsedilen büyüklükte bir kareyi kurmak için kaç DNA iplikçiği gerekiyor? | TED | والذي سأل كم عدد شرائط الاحماض النووية المطلوبة لكي نبني مربع بحجم معين ؟ |
Yarın bir gün biz de öyle bir ev yapalım dedim." | Open Subtitles | هل تشعر بإننا سوف نبني مثله في المستقبل ؟ |
Yedinci sınıfta fizik projemi yapmak için sabaha kadar uyumadığımız gece aklıma geldi. | Open Subtitles | هذا يذكرني بذلك الوقت حين سهرنا طول الليل نبني مشروعي العلمي لصفي السابع. |
Ne de olsa göstermelik olacak dedin. Dış yüzeyi yaparız sadece. | Open Subtitles | كما قلت, إنه لأجل المظاهر نبني عده حوائط |
Yaşlılar için sağlık ve bakım merkezleri kuruyoruz toplumun çeşitli yerlerinde. | TED | إننا نبني مراكز صحة للمسنين ومراكز صحية في جميع أنحاء المجتمع. |
Hücrelerimize evlerini aratmayacak bir ev tasarlamalı, inşa etmeli ve mühendisliğini yapmalıyız. | TED | علينا أن نصمّم و نبني و نهندس موطنا خارج الجسم للخلايا. |
Hedefler koyar, sorunları analiz ederiz, planlar yapıp onlara sadık kalırız ve her şeyden ötesi verimi ve kısa dönem performansı vurgularız. | TED | نضع الأهداف، نُحلِّل المشاكل، نبني ونلتزم بخطط، وأكثر من أي شيء آخر، نحن نشدد على الكفاءة والمدى القصير للأداء. |
Orijinal ekmek kutusundan daha büyük birşeyler yapmamız gerekiyordu, daha çok mini buzdolabı gibi bir şey, ama yine de bir kamyonet kadar büyük yapmayacaktık. | TED | أنه علينا أن نبني شيئا أكبر من صندوق الخبز الحقيقي، بحجم الثلاجة الصغيرة، ولكن ليس بحجم شاحنة بيك آب. |
Akıllı arabalar yapacağız, ancak aynı zamanda akıllı yollara, akıllı otoparklara akıllı toplu taşıma sistemlerine ve daha fazlasına ihtiyacımız var. | TED | سوف نبني سيارات ذكية لكن ايضا نحتاج لبناء طرق ذكية ومواقف ذكية, ونظام مواصلات عامة ذكية والمزيد |
Yani tasarım yaparken ve değişim oluşturmaya çalışırken, onu gerçekten inşa etmek çok önemli. | TED | لذلك فمن المهم جدا أنه عندما نحن نصمم ونسعى لصنع تغييرا، علينا أن نبني هذا التغيير. |
Ama MRI verisiyle birlikte, bu ürünü, gördüğünüz gibi, çok girift bir şekilde yapabiliriz. | TED | ولكن باستخدام بيانات التصوير بالرنين المغناطيسي، بامكاننا فقط ان نبني المنتج كما ترون بكل تعقيد |
İşin acı kısmı şu ki biz, gözetlemeye dayalı bu otoriter altyapıyı yalnızca insanların reklamlara tıklaması için geliştiriyoruz. | TED | وهنا تكمن المأساة: نحن نبني هذه البنية التحتية من المراقبة الاستبدادية فقط لنحمل الناس على أن يضغطوا على الإعلانات. |
Ordu kurmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | ولكنني أعتقد بأننا ينبغي أن نبني جيشاً. |