Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
Şimdi beyler, dünyanın artık tehlikeli bir yer olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | والآن يا سادتي، نحن نعلم أن العالم أصبح مكاناً خطراً. |
Japonya'nın doğan güneş ülkesi olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن اليابان هي أرض الشمس المشرقة. |
biliyoruz ki, bomba az seviyede zarar yüküne sahipmiş yani bir tür en yüksek düzeyde profesyonel terörist ile uğraşmıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن القنبلة حصلت على الحمولة الأقل ضرراً ، لذا نحن لا نتعامل مع بعض المحترفين من الإرهابيين العظام |
Sunu biliyoruz ki bu servetin cogu... 1800 yilindan sonra kazanildi. | TED | نحن نعلم أن معظم هذه الثروة قد تم جمعها بعيد عام 1800م. |
Ancak biz bunun tamamen söz dizimsel olduğunu biliyoruz. | TED | لكن نحن نعلم أن ذلك بشكل بحت له علاقة بترتيب الرموز، إنه رمزي |
Bu sembolik. Gerçek insan bilincinin bundan daha fazlası olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن وعي الإنسان الحقيقي عبارة عن ما هو أكثر من ذلك |
Amfilerin, sınıfların ve tabii ki rafların olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن فيها قاعات للمحاضرات، وفصول دراسية، وبالطبع، رفوف. |
Yargıcın olayı tam çözme noktasında olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن القاضى كان على وشك أن يكتشف شيئا |
- Cinayet saatinde babanın kamyonetinin tapınakta olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً,نحن نعلم أن شاحنة والدك كانت عند المعبد في وقت الجرائم |
Onun hakkında iki başarısız evlilik ve iki başarısız iş deneyimi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | زواج فاشل لمرتين وعملين فاشلين ، نحن نعلم أن |
Bakın adada bir katil olduğunu biliyoruz. Buraya neden geldiğimizi bilen birisi. | Open Subtitles | نحن نعلم أن هناك قاتل على الجزيرة شخص ما يعلم سبب وجودنا هنا |
Bu Kadim teknolojisini kullanmak için bir zihin bileşeni olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن هناك جانب عقلى فى إستخدام تقنيات الإنشنتس |
Annesinin, Mary Banner'ın kaybolmasıyla alakası olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن أمها كانت من أحدى الشباب0000 |
biliyoruz ki, sözsüz dilimiz, başkalarının hakkımızda neler düşünüp neler hissettiğini yönetiyor. Birçok kanıt var. | TED | فإذا نحن نعلم أن تعبيراتنا غير اللفظية تسيطر على الطريقة التي يشعر ويفكر فيها الناس اتجاهنا. وهناك الكثير من الأدلة. |
Aslında ikinci sorumuz gerçekten şuydu, biliyoruz ki düşüncelerimiz vücudumuzu değiştiriyor, peki, vücudumuzun da düşüncelerimizi değiştirebileceği doğru mu? | TED | فالسؤال الثاني كان ، أنتم تعلمون نحن نعلم أن عقولنا تغير وتؤثر باجسامنا لكن هل صحيح أن أجسامنا تغير وتؤثر بعقولنا ؟ |
biliyoruz ki, bir yerlerde güneş parlayacak ve gelecek 20-30 yıl boyunca rüzgâr hâlâ esecek. | TED | نحن نعلم أن الشمس سوف تشرق في مكان ما، وأن الرياح ستستمرفي العصف في السنوات الـ 20 أو الـ 30 القادمة. |
Tamam mı? Öncelikle insanın gelişimi boyunca sesin önemli ölçüde değiştiğini biliyorduk. | TED | موافقون؟ أولاً، نحن نعلم أن الصوت يتغير بشكل هائل خلال تطورنا |
Papa'nın şimdiden usta bir okçu birliği gönderdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن البابا قد أرسل فيلقا من الرماة.. |
Amerikalıların yarısının gelecekteki eşleriyle 30'lu yaşlarında evlendiklerini, beraber yaşadıklarını ya da sevgili olduklarını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن أكثر من نصف الأمريكيين. قد تزوجوا أو يعيشون مع أو يواعدون شريكهم العاطفي المستقبلي بحلول سن ال30. |
Bu aşamaya geldiklerinde 3 güne kalmadan öldüklerini zaten öğrendik. | Open Subtitles | ،حينما تبدأ هذه المرحله نحن نعلم أن المريض سيموت في غضون ثلاث ايام |
Pekâlâ. Valentine'in geri döndüğünü ve Kupa'yı istediğini biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا، لذلك نحن نعلم أن فلانتين عاد ويريد الكأس |
Bayan Elliot'ın bu kalemle öldürüldüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | (نحن نعلم أن السيدة (إيليوت تم قتلها بواسطة هذا القلم |