"نحيف" - ترجمة من عربي إلى تركي

• zayıf
• sıska
• ince
• cılız
• zayıfım
• sıskasın
• zayıfsın
• zayıftı
• incecik
• inceymiş
• sıskayım
• zayıfmışsın
• Zayıflamışsın

Bilirsiniz işte, genç çocuklar, zayıf genç çocuklar gençken zayıfsan, hayat sana güzel.
وبعض الناس, حياتهم أفضل فالصغر كمراهق, مراهق نحيف حياة مراهق نحيف هي الأفضل

Manken olmak için esir kampından çıkmış gibi zayıf olmana gerek yok.
ليس عليك بأن تكون تحت سجن مخيم نحيف لكي تكون عارض ازياء

Şimdi anlıyorum ki dört kat merdiven çıkmak seni zayıf tutuyormuş.
الآن عرفت هذه الدرجات الأربعة للدرج هو ما يجعلك نحيف للغاية.

Silahlarından korkmam, Çünkü silahları olmadan... sıska bir veremden başka bişey değilsin.
لا تخيفني تلك الأسلحة لأنك بدون تلك الأسلحة لست إلا شخص نحيف

Senin gibi böyle sıska, uyuz tipli birisinden ne isteyebilirim ki?
ما الذي سأريده من نحيف بعينين كالحشرات مثير للشفقة مثلك ؟

Esmer, ince yüzlü bir adam, yara izi olan ve yeşil gözlü.
رجل اسمر ، نحيف الوجه ذو ندبة ، وعيون بنية

Bir yandan, can sıkıcı bir biçimde zayıf ve inanılmaz derecede yakısıklı bir kocam var.
من ناحية لدي زوج نحيف بشكل مُزعج ووسيم جداً

Biri uzun, kısa boylu, diğeri zayıf ve şişman. Çok gerginim, ne dediğimi bilmiyorum.
واحد طويل وقصير و الآخر نحيف وسمين أنا متوتر جداً ولا أعرف ماذا أقول

Bir çağdaş yazar demiş ki, "her şişman adamın içinde, bir zayıf adam..." "...dışarı çıkmak için uğraşır durur."
لقد قال كاتب حديث أن فى داخل كل رجل بدين يوجد رجل نحيف يكافح للخروج منه

Biraz uzun boylu ve zayıf görünüyor ama senin bu konudaki üstün bilgine boyun eğiyorum.
يبدو نحيف المظهر لكني أنحني أكبارا لمعلوماتك المتفوقة

Onlara baktığın zaman, içlerindeki zayıf insanı görebilirsin.
ولكن عندما تنظر اليهم . تستطيع أن ترى شخص نحيف داخله

Diyetleriyle ünlü Camp Palisades bölgesi, zayıf bir vücut garantisi veriyor.
في مخيم باليسيد، طعام حميتنا مضمون على ان يجعلك نحيف

Ben iyi komplo teorilerine çok zayıf olsalarda hiçbir zaman karşı değilimdir, Christian
أَبَداً مضادُّ إلى نظرية المؤامرة الجيدة، كريستين، لكن حتى بأنّ ه نحيف إلى حدٍّ ما.

- Ben onlarla dövüşemem. Ben sıska Danny Glover'ım unuttun mu?
أنا لا أستطيع أن أضرب هؤلاء الشباب أنا حقا نحيف للغاية

Onun gibi sıska bir vücudum olmaması şişman olduğum anlamına gelmez!
لمجرد أنني لا أمتلك جسداً نحيف المؤخرة لا يعني أنني بدينة

İnce olan beni duydu ve her şey alt üst olmaya başladığında beni buraya getirdi.
نحيف استمع لي، و أحضرني إلى هنا عندما بدأ كل شيء بالتفجير.

Günün birinde kocaman, şişman bir kadın olacağım; ufacık, cılız bir de kocam olacak.
و ذات يوم ساُصبح إمرأة بدينه ثم أتزوج من شخص نحيف

"Çok zayıfım, çok kalitesiz bir yemek yapacağım" oldu.
أنا نحيف جداً، ولن أكفي لأشباعه.

Sadece çok boy attın ve korkunç derecede sıskasın diyorum.
كل ماقلته هو انك نحيف للغاية وهذا امر غير جذاب

Kız gibi zayıfsın. Vücudunda kas kalmamış.
انظر لنفسك أنت نحيف كقصبة لا تملك أي عضلات

Biraz zayıftı.
هو نوعا ما هو نوعا ما نحيف

Yarısında kopacak incecik plastik bant gibi.
يبدو شكله كأن شخص نحيف مطاطي على وشك أن ينقسم إلى نصفين

Biraz inceymiş.
سبب أخر يمكننا أن نحتفل به. أوه , أنه نحيف.

Hapse gidemem. Bak ne kadar sıskayım.
انا لا استطيع دخول السجن انظر كم انا نحيف

Dedi ki, sen yem olabilecek kadar zayıfmışsın.
لقد قال أنك نحيف للغاية لدرجة أنك تصلح كطعم للأسماك

Zayıflamışsın.
أنت نحيف جداً ألا تطعمك زوجتك؟