Üniversiteli çocuk yaz tatilinde yani bağışıklık sistemi biraz yalama olmuş. | Open Subtitles | فتى جامعى فى أجازة الربيع لذا فإن نظامه المناعى مرهق كثيرا |
Şimdi, kapıda alarm yok ama kasanın kendine özgü bir sistemi var, ısıya duyarlı bir alıcı. | Open Subtitles | لكن المدفن نفسه له نظامه الخاص حساس حرارى |
sistemine giriş yapmamıza izin vererek Kellog kendi zaman topunu nasıl programlayacağını öğrenebileceğini sandı ama onun yerine tarihleri nasıl seçeceği hakkında yanlış bilgiler verdik ama o bunun gerçek olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | للسماح لها بتتبع نظامه يعتقد كيلوغ أنه تعلم كيفية برمجه كرة الزمن ولكن بدلا من ذلك سمح لنا فقط |
Toksikoloji raporu onun Vücudunda yüksek seviyede performans artırıcı ilaç gösteriyor. | Open Subtitles | أظهرت النتائج توكس مستويات عالية من عقاقير لتحسين الأداء في نظامه. |
Ama onun, oraya bizi taşıyanın benim olduğumu bilmesi gerekiyordu. Ne onun ne de onun sisteminin. | Open Subtitles | و لكني أردته أن يعلم أني من أتي بنا الي هناك , ليس هو ولا نظامه |
Savunma Bakanligi ve CIA'in sisteminde belgeler buldugu bir hacker. | Open Subtitles | وثائق سريه للغايه تخص سي اي ايه وجدت علي نظامه |
Bu enerjik hareket neredeyse kesinlikle kendi güneş sisteminden şiddetli bir şekilde fırlatılmış olmasının sonucu. | TED | هذه الحركة المليئة بالطاقة والنشاط تكون تقريبًا سبب قذفه بعنف خارح نظامه الشمسي الأصلي. |
Fakat bireyin sinir sistemiyle tam olarak bütünleşebilmesi için 16 nanosaniye gibi bir süreye ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | لكن العملية تتطلب 0.16 نانو ثانية للدمج الكامل مع نظامه العصبي المضيف |
Herşeyi yavaşlamış. Sinir sistemi, dolaşım sistemi... | Open Subtitles | كل شئ متباطئ نظامه العصبي ، الجهاز الدوري |
Evet, sonra Whitey mola aldı ve bizi oraya taşıyanın onun sistemi olduğu ve hiç bir oyuncunun takımdan daha büyük olmadığı hakkında haykırmaya başladı. | Open Subtitles | حسنا , ويتي طلب وقت مستقطع و بدأ في الصراخ حول أن نظامه هو الذي أتي بنا الي هناك و أن لا يوجد لاعب أكبر من الفريق |
Kendinize bir iyilik yapın ve sistemi hemen açın. | Open Subtitles | أسدي لنفسك معروفًا وقومي بتشغيل نظامه الآن. |
İmmün sistemi aşırı cevap veriyor olabilir, belki sitokin fırtınasıdır. | Open Subtitles | الزرع الجرثومي ما زال سلبياً قد يكون نظامه المناعي قد أفلت من عقاله |
Tüm vücut sıvıları çekildikten sonra dengeli bir tuz çözeltisi dolaşım sistemine pompalandı. | Open Subtitles | مرة واحدة كل دمه قد ينضب, حل متوازن الملح تم مسح من خلال نظامه الدورة الدموية. |
John bu çok kızla çıkma sistemine güveniyordu ama o bile "Kara Salı" olaylarını tahmin edemedi. | Open Subtitles | جون كان واثقاً من نظامه في خداع الفتيات و لكن حتى هو لم يستطع أن يتوقع أحداث الثلاثاء الأسود |
John bu çok kızla çıkma sistemine güveniyordu ama o bile "Kara Salı" olaylarını tahmin edemedi. | Open Subtitles | جون كان واثقاً من نظامه في خداع الفتيات و لكن حتى هو لم يستطع أن يتوقع أحداث الثلاثاء الأسود |
Onun haricinde, Vücudunda Hız Gücü'ne dair herhangi bir kanıt göremedim. | Open Subtitles | عدا ذلك، أنا لا نرى أي دليل لفرقة السرعة في نظامه. |
Sid buradan yola çıkarak tahlil yaptığında Vücudunda önerilenin on katı dozda ilaç olduğunu tespit etti. | Open Subtitles | عندما فعل معاوية و الشاشة لأن دواء معين، وجد أكثر من عشرة أضعاف الجرعة الموصى بها في نظامه. |
Kendi ürettiği yeni küresel izleme sisteminin kontrolünü ele geçirmek üzereyiz. | Open Subtitles | كانوا على وشك السيطرة على نظامه للمراقبة العالمي الذي بناه |
sisteminde kloroform izleri var. | Open Subtitles | ان شخصا ما قد دفعه للتجميد ؟ حسنا هناك آثار وبقايا للكلوروفوم في نظامه |
Pecherin, bir ulusu sisteminden nefret ederken, sevmenin mümkün olduğunu anlamış biriydi. | Open Subtitles | بيشرين تفهم انه يمكن ان تحب بلدك بينما تكره نظامه |
Kendi küçük sistemiyle, küçük izler bırakıyor. | Open Subtitles | يترك آثاره خلفه، نظامه الصغير. |
Bu nedenle herhangi bir bilim insanının sıfırdan kendi Drop-seq Sistemini oluşturabileceği 25 sayfalık bir kılavuz yazdık. | TED | لذلك قمنا بصياغة كتاب تعليمات من 25 صفحة، حيث يمكن لأي عالم أن يبني نظامه الخاص من تسلسل القطرات من البداية. |
Sisteminiz nedir, Walter? | Open Subtitles | ما هو نظامه يا (والتر) ؟ |
- Gibson'a kan testleri uyguladık ve bünyesinde virüsün olduğuna dair bulgular var. | Open Subtitles | نحن عملنا فحوص دمّ على جيبسن، ومولدر، هناك دليل الفيروس في نظامه. |
En azından vücudundaki herhangi bir şey, öldüğünde geriye bir iz bırakmalıydı. | Open Subtitles | أي شيء في نظامه من شأنه أن يترك أثر مكان ما توفى |