"نعرف بأن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Biliyoruz ki
• olduğunu biliyoruz
• olduğunu bilmemizi
• olmayacağını biliyorduk
• yaptığını biliyoruz

İkimiz de Biliyoruz ki ne olduğunu bulman için tek şansın bu.
وكلانا نعرف بأن هذه قد تكون الفرصة الوحيدة لكِ لتعرفي ما هذا

Biliyoruz ki yalancılar dili araçları olarak kullanarak bilinçsiz bir şekilde kendilerini özneden uzaklaştırırlar.
نعرف بأن الكذابين سينأون بنفسهم دون وعي من أمورهم باستخدام اللغة كأداة لهم.

Kapının açık olduğunu biliyoruz, pencere de açık olmalı.
نعرف بأن الباب كان مفتوحاً ،تلك النافذة ، أيضاً يجب أيضاً أن تكون مفتوحة

Onların ne kadar korkunç olduğunu biliyoruz değil mi?
لكننا نعرف بأن الأرواح الشريرة خطرون، اليس كذالك؟

Ama aradığımız adamların bu kabilede olduğunu bilmemizi istedi.
لكنه أراد لنا أن نعرف بأن الرجال الذين نبحث عنهم هم جزءٌ من هذه القبيلة

Tanıştığımız andan itibaren hayatlarımızın asla eskisi gibi olmayacağını biliyorduk.
منذ اللحظة التي التقينا بها كنا نعرف بأن حياتنا لن تظل على حالها لقد أنقذ حيـاتي

-Bak ikimiz de Biliyoruz ki Kara Wade deniz kuvvetleri ile evli.
أنا وأنت نعرف بأن ـ كارولين ـ متزوجة من قبل البحرية

B, sen de ben de Biliyoruz ki Kara Wade donanma tarafından itinayla hazırlanıyor.
أنا وأنت نعرف بأن ـ كارولين ـ متزوجة من قبل البحرية

Kaplumbağa Finans'ta Biliyoruz ki; parayı kazanan "yavaş ama emin adımlarla" gidendir.
لدى تمويل السلحفاة ـ ـ ـ نحن نعرف بأن البطء و الثبات يصنعون المال

Şimdi Biliyoruz ki, kuyruklu yıldızların içinde yer alan yaşamın kimyasalları gezegenimize yağmur gibi yağıyordu.
الآن بتنا نعرف بأن كيميائيات الحياة كانت داخل المذنبات تمطر كوكبنا

Biliyoruz ki, dünyadaki tüm yaşam, "amino-asit" denilen kompleks moleküllerden evrildi.
نعرف بأن كل أشكال الحياة :تطوّرت من جزيئات معقدة تسمى الأحماض الأمينية

Biliyoruz ki bir gün bizler özgür olacağız ve ülkemizi yöneteceğiz ama sizin şu an istediğiniz gibi aynı cehennemde yaşamak ister miyiz?
نحن نعرف بأن يومًا آخر و سنكون أحراراً، ونحن سنضع قوانين دولتنا. ولكن نحن لا نريد أن نعيش في نفس الجحيم كما نعيش الآن.

Emir altında olduğunu biliyoruz, ama bırak da şu maçı izleyelim.
. نعرف بأن لديك أوامر . لكن دعنا نشاهد المبارة

Birinin senin labında bir morg çekmecesinde olduğunu biliyoruz.
حسناً, نحن نعرف بأن تلك الأم يتم رسمها في مختبرك

Alınmayın ev ekonomisinin eften püften ders olduğunu biliyoruz.
كلنا نعرف بأن صف التدبير المنزلي مجرد نكتة ولا اقصد بذلك الاهانة

- Evliliğin düzmece olduğunu biliyoruz.
أوه، كلانا نعرف بأن هذا الزواج مجرد خدعة

Trenty'yi öldüren kişinin belli seviyede tıp eğitimi olduğunu biliyoruz.
-نحن نعرف بأن قاتل كيلتي لديه قدر من الخبرات الطبية

Ama Paul Revere'in Washington'un emriyle Tanrının Gözü'nü ele geçirdiğini ve Pandora'ya göre gözün Yeraltı Mezarlığı'nda olduğunu biliyoruz.
لكننا نعرف بأن بول ريفيير أسترد عين الحماية الآلهية من أجل واشنطن ووفقاً لباندوراً

Kendi başına da bir sanatçı olduğunu bilmemizi istedi.
تريد منا أن نعرف بأن لديها فن خاص بها.

Tanıştığımız andan itibaren hayatlarımızın asla eskisi gibi olmayacağını biliyorduk.
منذ اللحظة التي إلتقينا فيها كنا نعرف بأن حياتنا لن تظل علي حالها لقد أنقذ حياتي

Luthor Corp'un insanın dayanıklılığını genetik olarak arttırma araştırmaları yaptığını biliyoruz.
و نحن نعرف بأن شركة " لوثر " تجري بحوثاً متظمنةً تحسين قوة الإنسان جينياً