Bütün İngiliz Güvenlik Teşkilatı ile çalışıyoruz ama kendileri fazla gerilmiş durumdalar. | Open Subtitles | نحن نعمل مع كل المنظمات الامنيه البريطانيه لكنهم ليسوا متعاونين بشكل حقيقي |
Böylece, Londra için Ulaşım firması ile çalışıyoruz ve bu organizasyon 50 yıldır, yeni bir otobüs için, bir müşteri olarak sorumlu olmadı. | TED | هكذا كنا نعمل مع النقل في لندن، وهذه المنظمة لم تكن في الواقع مسؤولة كعميل لحافلة جديدة لمدة 50 عاما. |
Burada büyük bir medikal kuruluş ile birlikte çalışıyoruz gelişmekte olan ülkelerde hastalıkların tanısını koymak için ucuz teşhis araçları geliştiriyoruz | TED | في هذه الحالة، نعمل مع مؤسسة طبية رائدة لتطوير طرق رخيصة لتشخيص الأمراض في البلدان النامية. |
Birlikte çok çalışmıyoruz ama çalıştığımızda da hiçbir sorun çıkmıyor. | Open Subtitles | نحن لا نعمل مع بعضنا كثيرًا، لكننا نفلح حين نفعل. |
Bodnar davasında zaten CIA'le çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل مع الاستخبارات بالفعل فى تعقب بودنار |
Sence polisler Fayed'le çalıştığımızı biliyor mudur? | Open Subtitles | .لفترة أطول من الضرورى أتعتقد أن السُلطات تعرف أننا نعمل مع (فايد)؟ |
Mağdur Hakları Grubu'ndanız. Hastanedeydik. | Open Subtitles | نحن نعمل مع مجموعة حقوق الضحايا لقد ذهبنا إلى المشفى |
- Cesetlerin beyinlerine sızıp anılarını okuyan gizli bir hükümet dairesi için çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل مع منظمة حكومية سرية تخترق... عقول الجثث و تقرأ ذكرياتهم |
Öyleyiz ama bu olayda birlikte çalışmak zorunda bırakıldık. | Open Subtitles | نعم, لكن في هذهي القضية أجبرنا أن نعمل مع بعض |
Merak etmeyin, bölgedeki bu ve bunun gibi birçok problemle baş etmek için yetkililerle beraber çalışıyoruz. | TED | لا تقلقون، نحن نعمل مع السلطات لكي نحل مثل المشكلات، والعديد من المشكلات المختلقة في المنطقة. |
Alınmayın ama biz şeytanın kapısını açan aptallarla birlikte çalışmayız. | Open Subtitles | لاأقصدالاهانة, لكننا لن نعمل مع المغفلين الذين فتحوا بوابة الشيطان |
Yıllık satışlarda şimdiye kadar 10 milyar dolara ulaşan ve en hızlı büyüyen yazılım paketi ile çalışıyoruz. | TED | نعمل مع أسرع حزمة برامج تطورًا حتى وصلنا 10 مليارات دولار في مبيعاتنا السنوية. |
Altyapıda, Boston'dan Geosyntec adında bir şirket ile çalışıyoruz. | TED | في هذه الحالة، نحن نعمل مع شركة خارج بوسطن اسمها جيوسانتك. |
Yaşamlarını iyileştirmek ve hastalığı daha iyi anlamak için doktorlar ile çalışıyoruz. | TED | ونحن نعمل مع الأطباء لتحسين حياتهم، وفهم المرض بشكل أفضل. |
EOL'la birlikte çalışıyoruz, Encyclopedia Of Life (Yaşamın Ansiklopedisi), Ed Wilson'un TED dileğiydi. | TED | ونحن نعمل مع دائرة معارف الحياة، موسوعة الحياة ، و هي أمنية إد ويلسون. |
Kathryn, dört yıldır birlikte çalışıyoruz. Seni hiç böyle görmedim. | Open Subtitles | نعمل مع بعضنا لمدة 4 سنوات ولم أر شيئا مثل هذا من قبل |
Biz atıklarımızı düzgün bir biçimde yok ediyoruz. Biz güvenlik prosedürlerine uyuyoruz, patojenler ile çalışmıyoruz. | TED | علينا التخلص من النفايات بشكل صحيح، ونحن نتقيد بإجراءات السلامة، نحن لا نعمل مع مسببات الأمراض. |
Biz yönetiyoruz. Hiçbir kurum için çalışmıyoruz. | Open Subtitles | نحن من يدريها إننا لا نعمل مع أية وكالة |
Biliyoruz, biz de CISPES'le çalışıyoruz. | Open Subtitles | نعلم. نحن نعمل مع (سيسبس). |
Sence polisler Fayed'le çalıştığımızı biliyor mudur? | Open Subtitles | أتعتقد أن السُلطات تعرف أننا نعمل مع (فايد)؟ |
Federal Şerif Bürosu'ndanız. | Open Subtitles | اوه نحن نعمل مع وحدة المارشال الامريكية |
Biz F.B.I. için çalışıyoruz, efendim. | Open Subtitles | نحن نعمل مع إف بي أي سيدي.. |
Telefonda, birlikte çalışmak hakkında bir şeylerden bahsediyordun. | Open Subtitles | على التلفون ذكرت شيء عنا نعمل مع بعض ؟ |
Biz beraber çalışıyoruz ve benim davranışım uygunsuzdu. | Open Subtitles | نحن نعمل مع بعضنا البعض وتصرفي كان غير لائق |
O kasaplarla birlikte çalışmayız. | Open Subtitles | إننا لا نعمل مع هؤلاء السفاحين. |
Rüzgar enerjisine karşı değilim ama hükümetlerle birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Çünkü bu türbinler akbabaların sayısının yarıya düşmesine neden olacak. | TED | لست ضد طاقة الرياح، ولكن علينا أن نعمل مع الحكومات، لأن توربينة الرياح تفعل هذا الأمر بالطيور، قتقسمها نصفين. |