Sen bana söyle de bakalım aynı şeyi mi düşünüyoruz. | Open Subtitles | أخبرنى أنت حتى نرى إن كنا نفكر فى نفس الشئ |
Üzgünüm. Lulu gelecek ay özel bir program yapmayı düşünüyoruz. | Open Subtitles | آسف لولو , نفكر بعرض فقرة خاصة , الشهر القادم |
Ve bu gibi insanları düşündüğümüzde, onları istisna olarak değil, müstesna olarak düşünmeliyiz. | TED | وعندما نفكر في الأشخاص هكذا، يجب أن نفكر فيهم باعتبارهم استثنائيين وليس كاستثناء. |
Bu fikirleri test etmek için ilk deneme sahnesinde ne yapabileceğimizi düşünüyorduk. | TED | والآن لتجربة هذه الأفكار، كنا نفكر فيما سنقوم بفعله كمشهد أول لتجربتها، |
Bebek patlaması kuşağı ebeveynlerinin dünyanın en temassız kişileri olduklarını düşünmek istiyoruz. | TED | نحب أن نفكر أن أهل طفرة المواليد هم الأكثر ابتعاداً في العالم. |
Alacağımız her kararda bu iki taraf için ne doğru düşünmemiz gerekiyor. | TED | كل قرار منفرد, يجب أن نفكر في ما هو صائب لكلا الجانبين. |
Genin bir çeşit genetik anahtar olarak kullanıldığını düşünüyoruz... böylece sadece onların ırkı tehlikeli veya güçlü teknolojileri çalıştırabilecekti. | Open Subtitles | نفكر ان الجين إستعمل مثل المفتاحِ الوراثي، لكي يستطيع من هم مثلهم أن يستخدم هذه التقنيات الخطرة و القوية. |
Size ne yapacağınızı söylemeye çalışmıyoruz. Basitçe, çabaları düzenlemenin hayati olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا لانحاول إخباركم بما تفعلوه ببساطة نفكر بأن تنسيق الجهود أمر هام |
Yemeğe çıkmayı düşünüyoruz da bize katılmak ister misin, fotoğrafçı? | Open Subtitles | كنّا نفكر في الذهاب للغداء أيها المصور هل تريد المجيء؟ |
Günümüzde, siyasi değişikliği sıklıkla, tanımlanmış bölmelerde düşünüyoruz. | TED | حسنًا، عادة ما نفكر في التغير السياسي في قوالب محددة هذه الأيام. |
O zaman bizim çocuğumuz yok diye, intihar etmeyi mi düşünmeliyiz yani? | Open Subtitles | ولم لم يكن لدينا أطفال لكن يجب علينا أن نفكر في الانتحار |
Işığı kendiliğinden varolan bir çözüm olarak yeniden düşünmeliyiz. | TED | علينا أن نفكر مرة أخرى بالضوء كحل إفتراضي. |
Biz düşünüyorduk da tekrar bir evin olsun ister misin? | Open Subtitles | كنا نفكر بأن هل تود أن يكون لك بيت مجددا؟ |
Bugün dalgalarda bir kaç saat fazladan kalabiliriz diye düşünüyorduk? | Open Subtitles | لقد كنا نفكر في تقضية وقت إضافي في الماء اليوم |
Bu alandaki yasal konular hakkında da oturup düşünmek zorundayız. | TED | وعلينا أيضاً أن نفكر في المسائل القانونية في هذا المجال. |
Bu da bize üstüne düşünmemiz gereken birkaç cisim bırakır. | TED | يتركنا ذلك إذن مع أجسام قليلة ينبغي أن نفكر فيها. |
Bir şeyler düşünürüz. Eğer isterseniz bir evlilik sonrası anlaşma. | Open Subtitles | وسوف نفكر في شيئ ما إتفاقية ما بعد الزواج .. |
Çözüm olarak evinizi satıp maddi durumunuzu tekrar yerine getirebileceğinizi düşündük. | Open Subtitles | و نحن نفكر بأنك من الممكن أنك تريدين بيع هذا المنزل |
Değiştirmemiz gereken tek şey nasıl düşündüğümüz ve nasıl hissettiğimizdir. | TED | الأمر الوحيد الذي نحتاج تغييره هو كيف نفكر وكيف نشعر. |
Bu şekilde olacağını düşünmedik. Ya düğünden sonra ne olacak? | Open Subtitles | لم نفكر بالأمر بصورة صحيحة ماذا عما بعد الزفاف ؟ |
Her zaman siz -- açlığı düşününce, bununla ilgili düşünmek zor bir şey, çünkü hangi konuda düşündüğümüzü yiyiyoruz. | TED | عادة يبدو من الصعب التفكير بمشكلة الجوع ومن الصعب التفكير بمشكلة الجوع .. لأننا عادة نفكر بالطعام طيلة الوقت |
Bir düşün, haftalardır pek hoş değildim. | Open Subtitles | دعينا نفكر في الأمر، لم أكن لطيفة جدا لمدة أسابيع. |
Biz bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفكر فى طريقة لقتله قبل أن يأتوا إلى هنا |
Bu 21. yüzyıl bakış açışı ekonomik gelişmişliği, problemleri çözdüğümüz oranda iyi anlaşıldığını açıkça düşünmemizi sağlıyor. Fakat bu oran tamamen, | TED | منظور القرن 21 هذا يوضح بشدة أن النمو الاقتصادي الذي نفكر فيه يُفهم بشكل أفضل على ضوء مدى حلنا للمشكلات. |
Emin değilim ama, bu henüz aklımıza gelmeyen bir sorunun cevabı olabilir. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً, ولكنه إجابه على سؤال لم نفكر فيه حتى الآن |
John hakkında artık düşünmüyoruz bile. Tümüyle Mary'ye odaklandık. | TED | نحن لا نفكر حتى في جون. أنه مُركز تماماً على ماري. |