ويكيبيديا

    "نفوذ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güçlü
        
    • koz
        
    • güç
        
    • etkisi
        
    • gücü
        
    • etkili
        
    • baskı
        
    • bağlantıları
        
    • etki
        
    • kozu
        
    • kozumuz
        
    • nüfuzu
        
    • yetkisi
        
    • koza
        
    • kozum
        
    Onu destekleyen kendi özel ordusuyla çok güçlü bir adam. Open Subtitles رجل ذو نفوذ هائل للغاية بصحبة جيشه الخاص الذى يسانده.
    Bir kadın olarak, güçlü bir adamla ortaklık yapmak çok faydalı oluyordu. Open Subtitles كإمرأة, كان من المفيد جدًا أن بذلك القرب من رجل ذا نفوذ
    Bilmiyorum, bu da demek oluyor ki elimize koz geçirmemiz gerek. Hadi. Open Subtitles بالفعل، مما يعني أنّنا يجب أن نجد موطن نفوذ ما، فهيّا بنا.
    Bir cesedi saklamanın tek nedeni vardır o da koz olarak kullanmaktır. Open Subtitles السبب الوحيد للإحتفظ بهذه الجثة هو نفوذ الإبتزاز
    güç arayışı siyasi gücü yeni bir gruba, orta sınıfa vermişti. Open Subtitles البحث عن القدرة أعطي نفوذ سياسي لطبقة مجتمعية جديدة الطبقة المتوسطة
    Bu günlerde, dekanın öğrenci müfredatı üzerine daha fazla etkisi var. Open Subtitles تعرف، في هذه الأيام العميد لديه نفوذ أكبر على منهاج طلابه
    Ama gücü olmadan bunun bir anlamı yoktu. Ölse de fark etmezdi. Open Subtitles لكن من دون أيّ نفوذ كان بلا مغزى كان و كأنّه ميّت
    Kerim Bey çok önemli biriydi. Bir çok etkili arkadaşı vardı. Open Subtitles كريم بيه كان رجلاً مهماً وكان له أصدقاء ذوى نفوذ كبير
    Demek ki senin güçlü, iktidarlı bir kıdemli ortak olduğun hakkında yanılmışım. Open Subtitles حسناً ، ربما اسأت الظن بك كرجل قوي و ذو نفوذ بالشركة
    Babam masum bir adamdı güçlü insanlar tarafından hayatı karartıldı. Open Subtitles كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ
    Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. Open Subtitles كان أبي رجلاً بريئًا دُمّرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ
    Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. Open Subtitles كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ
    Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. Open Subtitles كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ
    Şu an, senin tek avantajın sana karşı koz olarak kullanılacak kişilerden birini seçebilme fırsatı. Open Subtitles الآن، أفضليتك الوحيدة تتمثل في أن كلا الطرفين لا يعرفان أن لاعب آخر يملك و سيلة نفوذ ضدك
    Elinde bana karşı bir koz olduğunu sanıyorsun, ama yok. Open Subtitles تعتقدين أن لديك نفوذ علي, ولكنك لا تملكيه.
    Yargıçla uygunsuz bir ilişkim olduğunu düşündün, ...bu sayede bir koz bulduğunu sandın ve onu saf dışı etmeye zorladın. Open Subtitles لقد خمنتي بأنه لدي علاقة تجمعني مع القاضي لذا عثرتي على نفوذ وطردتيه من القضية
    Politik güç elde etmek için bok dolu kovaya atlamaya can atar. Open Subtitles هو مُستعدً للقفز بِـ دلو مِن الفضلات فقط ليُصبح سياسيً ذو نفوذ
    Kargaşa her yeri etkisi altına aldı, kudretli ve alçak güçler insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette. TED تعمُ الفوضى الأرض، بسبب قوى ذات نفوذ شريرة تعمل ضد مصالح البشرية.
    Ben sana çekici ve çok etkili bir elçi vereceğim, ...ama önce, benim için küçük bir şey yapacaksın. Open Subtitles سأسلمك سفيرة جذابة ذات نفوذ كبير و لكن أولا ، عليك ، كما تعلم أن تقوم بعمل بسيط لحسابى
    Artık bu görüntüleri kullanarak gizemli ajanlarımıza baskı yapabiliriz. Open Subtitles لدينا الآن نفوذ نستطيع إستخدامه مع عملائنا الغامضين
    O çok güçlü bir bölge başsavcısı, bağlantıları iyi, ve onun karşısında tek bir şansı bile olmaz. Open Subtitles إنه نائب ذو نفوذ كبيرة ، و لديه صلة كبيرة . و هي لم تجد فرصة للوقوف ضده
    Bu arada, bu kişinin geniş bir ölçekte yer alan bir çok ulusal meseleye hakim biri ve Başkan'ı kolaylıkla etki altında bırakabilecek biri olmasının ne önemi var. Open Subtitles ناهيك أن الرئيس يرد على خُمس... الصحافيين الذين يتجرأون على سؤاله عن أمرأة... في وضع يمكّنها من ممارسة نفوذ ضخم...
    İşte şimdi kozu var. Open Subtitles ؟ أصبح لدينا نفوذ الآن
    Ama bulursak, ona nerede sakladığını söyletmek için kozumuz olur. - Evet. Open Subtitles ولكن إن وجدنها ، سيكون لدينا نفوذ . لكي يخبرنا من أين حصل عليها
    Pekala, biz bu bölgeye giriyoruz, ve bize nüfuzu, bağlantıları olan biri gerekli. Open Subtitles حسناً, نحن ننتقل نحو هذه المنطقة ونحتاج شخصاً مع نفوذ واتصالات
    yetkisi olan adam! Beni korkutabileceğini mi sanıyorsun, seni aciz, küçük adam? Open Subtitles رجال ذو نفوذ هل تظن أن بإستطاعتك إخافتي،أيها الرجل القصير؟
    Cadı arkadaşım geçidi senin için açar. koza moza gerek yok. Open Subtitles صديقتي الساحرة ستفتح ممرًّا لكَ ولستَ بحاجة لموطن نفوذ
    Elindeki tek kimyager ben olursam bir kozum olur. Open Subtitles لذا لو كنتُ أنا الكيميائي الوحيد الذي لديه، عندها سيكون لديّ نفوذ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد