Onu destekleyen kendi özel ordusuyla çok güçlü bir adam. | Open Subtitles | رجل ذو نفوذ هائل للغاية بصحبة جيشه الخاص الذى يسانده. |
Bir kadın olarak, güçlü bir adamla ortaklık yapmak çok faydalı oluyordu. | Open Subtitles | كإمرأة, كان من المفيد جدًا أن بذلك القرب من رجل ذا نفوذ |
Bilmiyorum, bu da demek oluyor ki elimize koz geçirmemiz gerek. Hadi. | Open Subtitles | بالفعل، مما يعني أنّنا يجب أن نجد موطن نفوذ ما، فهيّا بنا. |
Bir cesedi saklamanın tek nedeni vardır o da koz olarak kullanmaktır. | Open Subtitles | السبب الوحيد للإحتفظ بهذه الجثة هو نفوذ الإبتزاز |
güç arayışı siyasi gücü yeni bir gruba, orta sınıfa vermişti. | Open Subtitles | البحث عن القدرة أعطي نفوذ سياسي لطبقة مجتمعية جديدة الطبقة المتوسطة |
Bu günlerde, dekanın öğrenci müfredatı üzerine daha fazla etkisi var. | Open Subtitles | تعرف، في هذه الأيام العميد لديه نفوذ أكبر على منهاج طلابه |
Ama gücü olmadan bunun bir anlamı yoktu. Ölse de fark etmezdi. | Open Subtitles | لكن من دون أيّ نفوذ كان بلا مغزى كان و كأنّه ميّت |
Kerim Bey çok önemli biriydi. Bir çok etkili arkadaşı vardı. | Open Subtitles | كريم بيه كان رجلاً مهماً وكان له أصدقاء ذوى نفوذ كبير |
Demek ki senin güçlü, iktidarlı bir kıdemli ortak olduğun hakkında yanılmışım. | Open Subtitles | حسناً ، ربما اسأت الظن بك كرجل قوي و ذو نفوذ بالشركة |
Babam masum bir adamdı güçlü insanlar tarafından hayatı karartıldı. | Open Subtitles | كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ |
Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. | Open Subtitles | كان أبي رجلاً بريئًا دُمّرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ |
Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. | Open Subtitles | كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ |
Babam masum bir adamdı, güçlü insanlar tarafından yok edildi. | Open Subtitles | كان أبي رجلاً بريئًا دُمرت حياته بفعل عائلة ذات نفوذ |
Şu an, senin tek avantajın sana karşı koz olarak kullanılacak kişilerden birini seçebilme fırsatı. | Open Subtitles | الآن، أفضليتك الوحيدة تتمثل في أن كلا الطرفين لا يعرفان أن لاعب آخر يملك و سيلة نفوذ ضدك |
Elinde bana karşı bir koz olduğunu sanıyorsun, ama yok. | Open Subtitles | تعتقدين أن لديك نفوذ علي, ولكنك لا تملكيه. |
Yargıçla uygunsuz bir ilişkim olduğunu düşündün, ...bu sayede bir koz bulduğunu sandın ve onu saf dışı etmeye zorladın. | Open Subtitles | لقد خمنتي بأنه لدي علاقة تجمعني مع القاضي لذا عثرتي على نفوذ وطردتيه من القضية |
Politik güç elde etmek için bok dolu kovaya atlamaya can atar. | Open Subtitles | هو مُستعدً للقفز بِـ دلو مِن الفضلات فقط ليُصبح سياسيً ذو نفوذ |
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı, kudretli ve alçak güçler insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette. | TED | تعمُ الفوضى الأرض، بسبب قوى ذات نفوذ شريرة تعمل ضد مصالح البشرية. |
Ben sana çekici ve çok etkili bir elçi vereceğim, ...ama önce, benim için küçük bir şey yapacaksın. | Open Subtitles | سأسلمك سفيرة جذابة ذات نفوذ كبير و لكن أولا ، عليك ، كما تعلم أن تقوم بعمل بسيط لحسابى |
Artık bu görüntüleri kullanarak gizemli ajanlarımıza baskı yapabiliriz. | Open Subtitles | لدينا الآن نفوذ نستطيع إستخدامه مع عملائنا الغامضين |
O çok güçlü bir bölge başsavcısı, bağlantıları iyi, ve onun karşısında tek bir şansı bile olmaz. | Open Subtitles | إنه نائب ذو نفوذ كبيرة ، و لديه صلة كبيرة . و هي لم تجد فرصة للوقوف ضده |
Bu arada, bu kişinin geniş bir ölçekte yer alan bir çok ulusal meseleye hakim biri ve Başkan'ı kolaylıkla etki altında bırakabilecek biri olmasının ne önemi var. | Open Subtitles | ناهيك أن الرئيس يرد على خُمس... الصحافيين الذين يتجرأون على سؤاله عن أمرأة... في وضع يمكّنها من ممارسة نفوذ ضخم... |
İşte şimdi kozu var. | Open Subtitles | ؟ أصبح لدينا نفوذ الآن |
Ama bulursak, ona nerede sakladığını söyletmek için kozumuz olur. - Evet. | Open Subtitles | ولكن إن وجدنها ، سيكون لدينا نفوذ . لكي يخبرنا من أين حصل عليها |
Pekala, biz bu bölgeye giriyoruz, ve bize nüfuzu, bağlantıları olan biri gerekli. | Open Subtitles | حسناً, نحن ننتقل نحو هذه المنطقة ونحتاج شخصاً مع نفوذ واتصالات |
yetkisi olan adam! Beni korkutabileceğini mi sanıyorsun, seni aciz, küçük adam? | Open Subtitles | رجال ذو نفوذ هل تظن أن بإستطاعتك إخافتي،أيها الرجل القصير؟ |
Cadı arkadaşım geçidi senin için açar. koza moza gerek yok. | Open Subtitles | صديقتي الساحرة ستفتح ممرًّا لكَ ولستَ بحاجة لموطن نفوذ |
Elindeki tek kimyager ben olursam bir kozum olur. | Open Subtitles | لذا لو كنتُ أنا الكيميائي الوحيد الذي لديه، عندها سيكون لديّ نفوذ |