CA: Öyleyse, demek istediğin yeni bir tip empatiye mi ihtiyacımız var? | TED | كريس: إذًا أنت تقول بأننا بحاجة تقريبًا إلى نوع جديد من التعاطف؟ |
Ne için geldiklerini onlara söylemeyeceğiz. Muhtemelen yeni bir tür kama olduğunu zannedeceklerdir. | Open Subtitles | لن نخبرهم عن غرض استخدامها، فغالبا ما سيعتقدون أنها نوع جديد من الخناجر |
Milyonlarca yıldır ayrı kalmış ve hiç değişmemiş yeni bir örümcek türüydü. | Open Subtitles | هو كَانَ فعلاً نوع جديد مِنْ العنكبوتِ. انعَزلَ بدون تغيير لملايينِ السَنَواتِ. |
Kondiyal* mantarın yeni bir türü gibi görünen bir enzim yayarak. | Open Subtitles | بنشر إنزيم أنتج على ما يبدو من نوع جديد من الفطريات. |
Yani, yeni tür bir demokraside, küresel demokraside bunun bir deney olamayacağını görelim. | TED | لذا دعونا نرى إن كانت تصلح لتكون تجربة لديمقراطية عالمية ، نوع جديد من الديمقراطية |
Yoksa dünyadan payını almak için savaşan yeni bir insan cinsi mi? | Open Subtitles | او ببساطة هم نوع جديد من البشرية يكافحوا لينالوا نصيبهم من العالم |
Ya da bu yeni bir çeşit diplomatik girişim mi? | Open Subtitles | أم أن هذه نوع جديد من المبادرات الدبلوماسية ؟ ؟ |
Bu yeni bir tür satranç olmalı, çıplak olduğunuza göre? | Open Subtitles | وهل هذا هو نوع جديد من الشطرنج؟ ان يراكِ عارية؟ |
Bu aile çekişmesi yeni bir çeşit bitkiye öncülük edebilir. | Open Subtitles | هذا النزاع العائلي سوف يؤدي إلى نوع جديد من النبات. |
yeni bir tür bakteriyi sevebileceğimden daha fazla sevemem seni. | Open Subtitles | حبّي لك مجرد فضول كحبي لأي نوع جديد من البكتريا |
Laf arasında bana İsrail'deki bir tıp konferansından yeni döndüğünden, burada yeni bir gama detektörü üzerinde konuşulduğundan bahsetti. | TED | وقد اخبرني عن مؤتمر كان قد عاد منه من إسرائيل حيث كانوا يتحدثون عن نوع جديد من مستقبل اشعة جاما |
Şimdi olan şu, biz aniden yeni bir tür bulduk. | TED | ومن ثم ماذا يحصل .. انهم يخرجون بدراسة مفادها انهم وجود نوع جديد من الانسان |
Bunun sonucu, hızlıca, yeni bir uyarılmışlık türü. | TED | وبالتالي تأثير ذلك، في عجالة، هو نوع جديد من الإستثارة. |
Satış rolü gibi kültürel rolü de olan yeni bir tür mağaza istedi -- yeni bir tane -- | TED | لقد كان يبحث عن نوع جديد من المتاجر .. عن متجر جديد .. متجر لديه دور ثقافي إضافة إلى دوره البيعي |
yeni bir okul çeşidi hakkında bir fikir. Klasik öğrenme ve düşünmeyi baştan aşağı değiştiren hangi okulun ne için olduğu ve onların nasıl işlediklerini gösteren bir fikir | TED | هي عبارة عن نوع جديد من المدارس و التي ستغير كثيرا من تفكيرنا التقليدي حول الهدف من المدارس و كيفية عملها |
Biz de şarkı söyledik, söyledik, söyledik, ve inanılmaz biçimde yeni bir güven gelişti, ve dostluk gerçekten çiçek verdi. | TED | غنينا وغنينا وغنينا فنما نوع جديد من الثقة بشكل مدهش و فعلا ازهرت نوعا جديدا من الصداقة |
yeni bir çeşit tarım onların ikisinide nasıl getirebileceğimizi ve onları birlikte nasıl tutacağımızı çözmemiz lazım | TED | نحتاج إلى حل للجمع بين الجانبين في نوع جديد من الزراعة. |
2005 senesinde, Ekvator'da, bulut ormanlarında yeni bir yarasa türü keşfedilmişti. | TED | في عام 2005، تم اكتشاف نوع جديد من الخفافيش في غابات السحاب في الإكوادور. |
Yüzyıl içinde gerçekte yeni bir türe evrilmemiş olmamıza rağmen, rekabete dayanan sporların kapsamındaki gen havuzu kesin suretle değişti. | TED | وبما أننا لم نتطور إلى نوع جديد خلال قرن، فإن تجميعة الجينات داخل الرياضات المتنافسة قد تغير بالتأكيد. |
Asıl ilerleme, yeni tür bir filaman olan Filaflex ile tanıştırıldığımda oldu. | TED | الانفراج جاء عندما عرضت علي مادة "فيلفلاكس" وهي نوع جديد من الخيوط. |
İnsansız hava araçlarının yeni tip rotor kanadı. | Open Subtitles | إنها قطعة نوع جديد من شفرة دوارة لطائرة بلا طيار |