- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine O kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine O kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
Denizaltının Bu bölümü saldırının en ağır kısmını göğüslemiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن هذا الجزء من الغواصة قد تعرض لأقصى هجوم |
Sana törenin bu kısmını keselim demiştim. Bu tamamen çağdışı. | Open Subtitles | أخبرتك أن نقتطع هذا الجزء من المراسم إنه عتيق جداً |
Bu yüzden Bu bölüm doğru mu emin değilim, ama Marshall amcanız bunun böyle olduğuna yemin ediyor. | Open Subtitles | لذا انا لست متأكد ان هذا الجزء حدث حقيقة ولكن العم مارشال اقسم انه حدث |
Zihninin O kısmını kapat ve sadece hisset. Kutlama yapıyoruz. | Open Subtitles | أوقف هذا الجزء من عقلك و اشعر فقط نحن نحتفل |
o kısım çok şaşırtıcıydı ama babamı çıkarmama yardım etmenden bahsediyordum. | Open Subtitles | هذا الجزء كان مفاجيء للغايه, لكني أتحدث عن كيفية مساعدتك لأبي |
- Sanırım Bu kısımdan bahsetmemişler. | Open Subtitles | أعتقد أنهم لم يذكروا هذا الجزء |
- Şehrin O kısmı çok ıssızdır. - Viraneye benziyor. | Open Subtitles | ـ هذا الجزء من المدينة مهجور ـ أنه يبدو مزبلة |
Bu yüzden O kısmı çözmek epey vakit aldı. | TED | ولذلك فان هذا الجزء من المقعد استغرق وقتا طويلا لانجازه |
- Saldırı rastgele değildi. - O kısmı ben istiyorum. | Open Subtitles | -هذا الهجوم كان عشوائياً حسناً ، أنا أريد هذا الجزء |
Pasifik'in Bu bölümü hiçbir haritada güncel değildir. Siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | الرسوم البيانية لم تجدد حتى الآن فى هذا الجزء من المحيط الهادى, و أنت تعلم هذا |
Ve hikâye, ya da hikâyenin Bu bölümü oradan buraya nasıl geldiğimle ilgili. | Open Subtitles | و القصّة , هذا الجزء من القصة , حسناً هيَ كيف أتيت من هُناك إلى هُنا. |
Şehrin Bu bölümü her zaman hareketlidir. | Open Subtitles | هناك دائما بعض الحركة في هذا الجزء من البلدة |
Zemin katın bu kısmını Anna için yapmasında babama yardım etmiştim. | Open Subtitles | لقد ساعدت أبي في إصلاح هذا الجزء من القبو خصوصاً لأجلها |
İşin bu kısmını sevmediğini biliyorum ama bu da işin bir parçası. | Open Subtitles | أعلم أنّك لا تُحب هذا الجزء من العمل، ولكنه جزء من العمل |
bilmeni istediğim Bu bölüm, çünkü bu bölümden utanmıyorum, çünkü en azından biz bir şeyler yapmaya çalıştık. | Open Subtitles | هذا الجزء أريدكِ أن تعرفيه لأنّ هذا الجزء لستُ خجلاً منه لأننا على الأقل حاولنا فعل شيء |
Şu anda da bu mıknatıslar beyninin O kısmını uçuruyor. | Open Subtitles | وحاليًا تقوم هذه المغناطيسات بتضخيم قدرات هذا الجزء من الدماغ |
Aslında o kısım için bazı fikirlerim var. O fikirler nerede peki dostum? | Open Subtitles | في الواقع، لدي بعض الأفكار حول تعديل هذا الجزء |
- Bu kısımdan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الجزء ايتها المسكينه |
Bir elbise almalıyım. Bu kısma takıldım. - Ne? | Open Subtitles | سأحتاج فستانًا. هذا الجزء الذي أظل أتعثر فيه. |
- O bölümü okumadım. - Tabii ki. Okumana izin yok. | Open Subtitles | ـ أنا لم أقرأ هذا الجزء ـ بالطبع لا ، فليس مسموحا لك |
Kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
Bana ülkenin bu kısmında şık görünümlü bir erkeğin hep hoş karşılandığı söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أن الذكور المؤهلين هم علاج نادر في هذا الجزء من البلاد |
İlginç kısmı burası işte. | Open Subtitles | هذا الجزء الغريب فجسمها كخريطة الطريق للاعتداء |
Beni tekrar tutuklayacağın bölüm bu mudur? | Open Subtitles | هل هذا الجزء حيث تقومين بإعتقالي مجددا ؟ |
Şu kısmı karşıya geçirmem gerekti, ama sadece bir milim. | TED | علي ان احرك هذا الجزء قليلاً .. فقط ميليمتر واحد |
bu kısım, heykelleri dik tutmak için eklenmişti. | TED | تمت إضافة هذا الجزء ببساطة لدعم التمثال. |