Şu da var ki, benimle bu konuşmayı yaptığında ben yedi yaşındaydım. | TED | الآن، أذكركم، أجرى هذه المحادثة معي عندما كنت في السابعة من العمر. |
- Ama ben hala bu konuşmayı yapmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، ولكن ما زلت اعتقد يجب أن لدينا هذه المحادثة. |
bu konuşmayı şaheserimi yerken yapsak çok daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | هذه المحادثة ستكون جيدة أكثر عندما نتعشّى على قطعتي النادرة ؟ |
Şimdi, çok zor olan Bu konuşmaya sahip olmak ve bu anahtar çözümlerini uyuşmazlığı azaltmak işbirliğini çoğaltmak gibi çözümleri getirmek için çok zoru deniyoruz | TED | كانت هذه المحادثة صعبة جدا، ونحن نحاول بشدة لتقديم هذه النقاط الرئيسية للناس حتى نحد من الخلاف ونزيد من التعاون. |
İnsanların çoğu bunun var olduğunu bilmedikleri için bu sohbet konusu aslında çok önemli. | TED | ولأن معظم الناس لا يعلمون بوجود هذا فتمثل هذه المحادثة أهمية كبيرة. |
Bir hafta sonra, Bu sohbeti hiç yapmamış olacağız. | Open Subtitles | في الإسبوع القادم، نحن حتى لن نكون اجرينا هذه المحادثة. |
Senin iyiliğin için bu konuşmayı yapmaktan da kaçındığımı anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | كما ترين لقد أردت أن أتجنب هذه المحادثة من أجل صالحك |
Anne! bu konuşmayı daha önce de yaptık, tamam mı? | Open Subtitles | أماه لقد خضنا في هذه المحادثة من قبل , مفهوم؟ |
Eğer ofisinde olsaydın, bu konuşmayı yüz yüze yapıyor olurduk. | Open Subtitles | لو كنت فى مكتبك الآن لكانت هذه المحادثة وجها لوجه |
bu konuşmayı daha önce yapmıştık. Bu terapi benim hakkımda değil. | Open Subtitles | لقد خضنا هذه المحادثة من قبل ، العلاج النفسي ليس حولي |
Ne seni işe alma yetkisine sahibim ne de bu konuşmayı sürdürmek istiyorum. | Open Subtitles | وانا ليس لدي كذلك السلطة كي اوظفك ولا الرغبة في اكمال هذه المحادثة |
Bak ne diyeceğim, Sam'in annesi şu anda bu konuşmayı %100 yapmak istemiyor. | Open Subtitles | حسناً، أتعرف ماذا ؟ والدة سام لا تريد الخوض في هذه المحادثة الأن |
Ona sahip olduğunu bilmek güzel ve seninle bu konuşmayı yapacak zamanım yok. | Open Subtitles | الحقيقة أنني سعيد لوجودك معه وقد انتهيت من هذه . المحادثة معك الآن |
Bu konuşmaya belirlenmiş bir... mola saatinde devam etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا متابعة هذه المحادثة لاحقاً، أثناء فترة الراحة الرسمية. |
Bu konuşmaya yaşadığıma şaşırmış gibi yaparak başlama. | Open Subtitles | لا تبدأ هذه المحادثة بالتظاهر بالمفاجأة بأنني على قيد الحياة |
Tüm bu sohbet boyunca kendimi, ikimizin arasındaki tahtta oturup, konuşmamızı izliyor olarak hayal ettim. | Open Subtitles | خلال هذه المحادثة كنتُ أتخيل نفسي جالساً على عرش بيننا أشاهد كلّ مايحدث |
Cevabımın hangi kısmının Bu sohbeti hızlı bir sonuca götürdüğünü söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أي رد من جهتي يمكنه أن يحوّل هذه المحادثة إلى استنتاج سريع ؟ |
Fakat bu sohbetin en önemli özelliği onun gerçekleşmiş olması. | TED | ولكن الشيء الأكثر أهمية في هذه المحادثة هو مجرد وقوعها. |
Eğer benimle konuşmayacaksanız, Bu görüşme bitmiştir. | Open Subtitles | نعم، هذه المحادثة أنتهت ألا إذا أردت الحديث لي |
Aynı kariyerin gibi... Bu konuşma burada bitmiştir | Open Subtitles | تماما مثل حياتك المهنية، هذه المحادثة انتهت. |
Bitirdin mi? Bu tartışma başlamadan önce bitirmiştim. | Open Subtitles | انتهيت قبل ان تبدأ هذه المحادثة بكثير |
Bizim, bu sohbetten daha büyük dertlerimiz var. | Open Subtitles | انا وهي لدينا اهتمامات اكبر من هذه المحادثة |
Söylesene, bu konuşmamız da gazetede çıkacak mı? | Open Subtitles | أخبريني، هل ستوردين هذه المحادثة في الصحيفة أيضاً؟ |
Peki şimdi, bu konuşmadan almak istediğiniz ana fikir ne? | TED | وما اريدكم ان تخرجوا منه من هذه المحادثة |
Demek istediğim, bu konuşmanın aramızda kalacağı konusunda sana güvenebilir miyim? | Open Subtitles | ما أعنيه هل أستطيع أن أثق أن هذه المحادثة ستبقى بيننا؟ |
CA: Boone, buraya geldiğin için, bu sohbete katıldığın için gerçekten çok minnettarım. | TED | ك.أ: بون، أقدر حقا قدومك هنا، وانخراطك في هذه المحادثة. |
Şeytan ise bir kahraman. Bu muhabbet nereye gidiyor? | Open Subtitles | وصوّر الشيطان كالبطل إلى أين تقودنا هذه المحادثة ؟ |
bu muhabbeti bitirmek isterdim ama sanırım bir misafirin var. | Open Subtitles | كنت أحب أن أنهى هذه المحادثة و لكن أنت لديك شئ كبير لتقوم به |