Çok çalışırsanız, sonucunu görürsünüz. Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | تعمل بجد تحصل على نتائج ، هكذا تسير الامور |
Hatta satılığa çıkardı. Bu işler böyle yürür sonuçta. | Open Subtitles | أعني من أنها ستعرض للبيع هكذا تسير الأمور |
Bu işler böyledir. Üç kez hüküm giyenler için kanun var. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور هناك قانون بشأن الثلاث سابقات |
Biz size yardım ederiz, siz de bize. Bu böyle işler. | Open Subtitles | نحن نساعد, وأنت تساعدنا هكذا تسير الأمور بيننا |
Bu böyle yapılır. | Open Subtitles | هكذا تسير الامور |
Onu kullanıyorum, sen de beni kullanıyorsun, işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | أنا أستغله وأنت تستغليني هكذا تسير الأمور. أليس كذلك؟ |
Çünkü bu iş böyle yürüyor. O sana ne ifade ediyor? | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور من هو اللص بالنسبة لك ؟ |
Yukarı Doğu Yakası'nda işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور في الجانب الشرقي الراقي. |
İşler böyle yürür. Daha önce böyle öfkelenmemiştin. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور لم أراك غاضباً لهذه الدرجة من قبل |
Kuzenimin yardıma ihtiyacı vardı ben de yardım ettim. İşler böyle yürür. | Open Subtitles | أبن عمي طلب مساعدتي و ساعدته هكذا تسير الأمور |
Bir süre konuşmayalım. Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | لن نتكلم لفترة من الزمن هكذا تسير الأمور |
Merak etme. Çin mahallesinde işler böyle yürür. | Open Subtitles | لا تقلق هكذا تسير الأمور في الحي الصيني |
Bak, George, işler böyle yürür. Bazen zengin olursun, bazen beş parasız. | Open Subtitles | اسمع "جورج" هكذا تسير الحياة احيانا تكون غنيا واحيانا فقيرا |
İniş-çıkışlar olabilir, ama dostluklar böyledir. | Open Subtitles | ربما تكون لدينا تقلباتنا، لكن هكذا تسير الأمور |
İleride bir anlam verirsin ya da vermezsin. Bu işler böyledir. | Open Subtitles | ذلك ماتريدي ان يكون عليه , او لا تريدين هكذا تسير الأمور |
Çünkü eğer dönemezsem beni birinci sınıf bir otele yerleştirmek zorundasınız. Bu işler böyledir. Ben... | Open Subtitles | لأنه لو لم يكن الأمر كذلك،سيكون عليكم أن تحتجزونى فى فندق درجة أولى هكذا تسير الأمور.. |
Pekala bok kafa, hepimiz okula gideriz, çünkü normal bir hayat böyle işler. | Open Subtitles | حسناً يا غبية, لِمَ لا تذهبين للمدرسة لأن هكذا تسير الحياة الحقيقية. |
Dünya böyle işler. İşleri düzeltmeye çalışırız. | Open Subtitles | "هكذا تسير الدنيا، نحاول تصويب الأمور" |
Bu iş böyle yapılır. | Open Subtitles | هكذا تسير الامور معنا |
Bu iş böyle yapılır. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور. |
İşe karışırsan birisi tutuklar. Artık işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | سيفعل شخص ما , إذا ما تدخلت هكذا تسير الأمور الان |
Bu iş böyle olmaz ki. - Bir şey mi oldu? | Open Subtitles | ليس هكذا تسير الأمور, هل حدث شيء ما ؟ |