"هناك أشياء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Bazı şeyler
• Bazı şeyleri
• şeyler var
• şey vardı
• şey vardır
• şey var
• bir şeyler
• bazı şeylerin
• şeyler olduğunu
• şeyler vardır
• şeyler de
• şeyler vardı

Ya Bazı şeyler varsa ki iyi bir ilişki bile asla karşılayamazsa?
ماذا إذا كانت هناك أشياء لا تستطيع حتى علاقة جيدة أن تقدِّمها؟

Annenin sana bahsettiğinden eminim, ama bir erkekten duyman gereken Bazı şeyler var.
,أفترض آن والدتك علمتك الأساسيات لكن هناك أشياء يجب آن تسمعها من رجل

Ancak bizzat yaptığımız Bazı şeyleri yapay zekâya aktarmak gerçekten zor.
لكن هناك أشياء نقوم بها أنا وأنتم بأنفسنا من الصعب أن تُترجم للذكاء الاصطناعي.

Çünkü bu balonları mümkün hale gelmesini sağlayan ve keşfedilmesi gereken ilginç şeyler var, balonların karşılıklı bağlantı ihtiyacı yok.
لأنه كانت هناك أشياء مثيرة كان عليكم القيام بها لتكتشفوا كيف يمكنم جعل فكرة البالون ممكنة، إذ لم يتوجب ربطها.

Öldü! Ona söylemek istediğim çok şey vardı oysa!
لقد ماتت وكان هناك أشياء كثيرة لأُخبرها بهم

Aşk ve ölüm gibi gerçek anlamını bulamayacağımız bir çok şey vardır.
هناك أشياء عديدة مثل هذا منها الحب و الموت و عملى اليوم

Eğlenceli ve çekici olan daha çok şey var.
هناك أشياء أكثر يمكننا القيام بها ذات متعة وتعلق أكبر

Ve bu, Bazı şeyler vardır ki insanlar için kolay ama bilgisayarlar için gerçekten de zordur fikrine dayanıyor.
وهي قائمة على افتراض أساسي بأن هناك أشياء معينة سهلة على الأشخاص، وصعبة حقا على الحواسيب.

Ama arşivler bunun içindir çünkü Bazı şeyler sözcüklerle gerektiği gibi ifade edilemez.
لكن الأرشيف موجود لأن هناك أشياء ليست بحاجة إلى توضيح.

Hayır, sığınmıyorum, ama duymamam gereken Bazı şeyler var.
لا, لا أتحجج به ولكن هناك أشياء معينة لا يصح أن أستمع اليها

Bu dünyada Bazı şeyler Kaptan Niobe asla değişmez.
هناك أشياء في هذا العالم، كابتن نيوبي لا تتغير أبدا ً

Her şey çılgınca değişiyor olsa bile girişimciler, bankacılar, hepsi Bazı şeyler hep aynı kalıyordu, özellikle de Steve.
المغامرون الرأسماليون والمصرفيون وكل ذلك هناك أشياء بقيت على حالها خاصة مع ستيف

Çünkü patronumun benim hakkımda bilmesini istemediğim Bazı şeyler var.
لأن هناك أشياء لا أريد رئيسي في العمل أن يعرفها عنِّي

Bazı şeyleri insan yapmak zorunda olduğu için yapıyor.
هناك أشياء يجب على الرجل أن يفعلها فيفعلها مضطرا

Sana hakkımda Bazı şeyleri söylemediğimi biliyorum.
أعرف أن هناك أشياء لم أُخبرك بها عن نفسي

Hiç önemli olmadığını söylemeyeceğim ama daha önemli şeyler var.
لن أقول بأنها غير مهمة كن هناك أشياء أكثر اهمية

Daha yapmak istediğim bir sürü şey vardı.
العار الحقيقي هو ان هناك أشياء كثيرة ما زلت أريد القيام به

Böyle bir seçimde önemli olan pek çok şey vardır, işin verdiği heyecan gibi, veya ekonomik güvenceye ulaşmak gibi ya da aileye ayıracak zaman bulabilmek gibi.
هناك أشياء متنوعة ومهمة في خيار كهذا، مثل الإثارة في العمل، تحقيق الأمن المالي، امتلاك وقت لتكوين عائلة، وهكذا.

Tabii ki aynı zamanda harika olan pek çok tehlikeli şey var.
بالطبع هناك أشياء خطيرة التي هي أيضا كبيرة.

Babamın , ölmeden önce bana söylediği bir şeyler var..
هناك أشياء أن والدي قال لي ، قبل أن يموت،

Burada insanlar bazı şeylerin öldürmeye değer olduğunu düşünür.
الناس هنا يشعرون أن هناك أشياء تستحق القتل لأجلها

Gölgelerin içine çekildiğimde, ondan daha kötü şeyler olduğunu gördüm.
عندما سحبت في الظل رأيت هناك أشياء أسوأ بكثير منها

Bence ilişkilerde dürüst olman gereken ve kendine saklaman gereken şeyler vardır.
كما تعرفين، أعتقد أ، هناك أشياء في العلاقات يكون المرء صادقاً حولها

Çeviride kaybolan başka şeyler de var, insan sezgisi gibi.
هناك أشياء أخرى تفُقد في الترجمة أيضاً، مثل الحدس البشريّ.

Ne yazık ki, geceleri silah sesi duymak ve yoksul sokaklar gibi benzer şeyler vardı.
كانت هناك أشياء مشابهة للأسف، مثل سماع إطلاق نار بالليل والشوارع التي كان يبدو عليها الفقر.