Ama senin de güçlü olman ve ilgilenmen gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأشياء التي يجب عليكِ الاعتناء بها و التمسك بها |
Ama senin de güçlü olman ve ilgilenmen gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأشياء التي يجب عليكِ الاعتناء بها و التمسك بها |
Dürüst olmak gerekirse, unutmayı sorun etmeyeceğim birkaç şey var. | Open Subtitles | لكى أكون صادقة.. هناك بعض الأشياء التى لا اهتم بنسيانها |
Fakat bu süreç hakkında birkaç şey var ve ne oldukları gerçekten oldukça önemli. | TED | لكن هناك بعض الأشياء عن تلك الفترة وعما حدث وهي جد مهمة. |
Bir Duke'e başka bir Duke hakkında söylemeyeceğiniz bazı şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء لا ينبغي أن تقولها لدوق حول دوق آخر |
bazı şeylerin kokusunu alabilirim. 6'ıncı his gibi bir şey. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء التي أستطيع أن فقط أن أشمها ، إنها الحاسّة السادسة |
Erkekler bazı şeyleri kolay kolay unutamaz. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء لا يستطيع الرجلالتغلبعليهابسهولة. |
Şimdi anlıyorum, ölümden daha beter şeyler de varmış. | Open Subtitles | الآن أدرك هناك بعض الأشياء أسوأ من الموت |
Bu dünyada baharatları almak için arka tarafa gidip kocaman bir alete gözünü dikip bakmaktan daha rahatsızlık verici birkaç şey vardır. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء فى هذا العالم تجعلك أكثر قلقاً من الذهاب إلى غرفة التوابل وينتهى بك الطريق بالتحديق فى قضيب ضخم |
İster inan ister inanma ama bilmek istemeyeceğin bazı şeyler var. | Open Subtitles | صدقي أو لا تصدقي، هناك بعض الأشياء لا تحتاجين إلى معرفتها |
Hepimizin ihtiyaç duyduğu bazı şeyler vardır. | TED | هناك بعض الأشياء التي تمثل حوجة مشتركة لنا جميعاً. |
Yer ve zaman gözetilmeksizin değişmeyen bazı şeyler vardır. | TED | بغض النظر عن الوقت والمكان، هناك بعض الأشياء تبقى ثابتة. |
Ama düşünülmesi gereken bazı şeyler var. Mesela para cezası kütüphane bütçesinde nasıl işlev görüyor? | TED | ولكن هناك بعض الأشياء علينا اعتبارها عندما نفكر في مهمة الغرامات في ميرانيات المكتبة. |
ve halen araya giren bazı şeyler olduğunu hissediyorum. | TED | أشعر أن هناك بعض الأشياء التي تعوق الطريق نحو ذلك. |
Bak Helen, Wick gelmeden yoluna koymak istediğim birkaç şey var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء أريد أن انظمها قبل أن يرجع ويك |
Ama daha önce hiç görmediğimiz birkaç şey var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأشياء التي لم نرها من قبل |
Burada Marley hakkında bilmen gereken birkaç şey var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء عن مارلى يجب أن تعرفيها |
Ama en önemlisi, bazı şeylerin... Ne zaman fark ettiğimiz önemli değildi, Çaylak. | Open Subtitles | و تتعلم أن ةتتقبل أن هناك بعض الأشياء خارق مقدرتك |
Henüz bazı şeyleri... anlayabilecek yaşta değilsin. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء لستِ كبيرة بالقدر الكافى لكى تفهميها بعد |
Daireden çalınmış şeyler de varmış. Öldüren her kimse yolunda gitmeyen bir hırsızlık süsü vermek istemiş. | Open Subtitles | كانت هناك بعض الأشياء المفقودة من شقتها. |
Bir şeyleri bünyenizden atmanız gerektiğinde yapabileceğiniz birkaç şey vardır. | Open Subtitles | عندمايكونلديكشيء تريدإزالته من صدرك, هناك بعض الأشياء التي يمكنك فعلها ...يمكنكأنتختبرالماء |
Bir adamın yalnızca kendine kanıtlaması gereken şeyler vardır, bir başkasına değil. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء للرجل يجب أَن يثبت لنفسه لوحده، ليس لأي شخص آخر |
Sayın beyefendi, meslek ahlâkı denen bir şey vardır. | Open Subtitles | ماذا كانت مشلكتها ؟ سيدى العزيز هناك بعض الأشياء |