Başka bir seçenek olsaydı onu kullanırdım. | Open Subtitles | إذا كان هناك خيار آخر، إعتقدني، أنا آخذه. |
Geriye tek bir seçenek kalıyor. Bu hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | . حسناً ، هناك خيار أخير واحد . أنت لن تفضل |
Eğer bir seçenek olsaydı, her iki köyünde zafer... yaşamasını tercih etmez miydin? | Open Subtitles | لا يوجد هناك خيار ..لكي تختار. للخُرُوج الي بريق المجدِ بقرانا مع شخص أخر؟ |
Ama senin için daha iyi bir seçenek var. Bugüne kadar olanların en iyisi. | Open Subtitles | ولكن هناك خيار واحد جيد لك فقط هذا كل ما بقي |
bir seçenek var, ama bunu tavsiye etmem. | Open Subtitles | هناك خيار واحد، ولكني لا أنصح به |
Soğuktan, organik olarak bizi izole edecek bir seçeneğimiz var. | Open Subtitles | هناك خيار واحد آخر وسيلة لعزلنا من البرد ، ممم عضوياً |
Eğer seni öldürmek hayat kurtarmak anlamına geliyorsa, başka seçenek yok. | Open Subtitles | إن كان في قتلك إنقاذ للأرواح فلن يكون هناك خيار |
Başka bir seçeneğin yoktu, nefsi müdafaaydı. | Open Subtitles | و لكن لم يكن هناك خيار أخر, قد كان دفاعاً عن النفس |
Diğer bir seçenek ise, Bay Saracen, askerliği bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | هناك خيار آخر قد تقدر على الخروج من الخدمة العسكرية |
Aslında bariz bir seçenek vardır ama her çocuk eve, annesine koşmak istemez. | Open Subtitles | حسناً، هناك خيار واحد واضح، ولكن ليس كلّ طفل متلهّف للعودة إلى منزله للتحدث إلى أمّه |
Ama başka bir seçenek daha var. | Open Subtitles | لكن هناك خيار آخر يمكنني تغيير موضع جسمك |
Önümüzde başka bir seçenek varken neden bunu yapayım, söylesene? | Open Subtitles | قل لي لِمَّ يجب أن افعل ذلك عندما تعرفان كليكما ان هناك خيار آخر |
- bir seçenek daha var ama iyi değil. | Open Subtitles | لا يزال يشحن هناك خيار آخر واحد ولكنه ليس جيد |
Ben başka bir seçenek var mı diye merak ediyorum. | Open Subtitles | حسناًا، أتسائل إن كان هناك خيار آخر |
Benim için, şu an tek bir seçenek var. | Open Subtitles | بالنسبه لي، هناك خيار واحد فقط |
Üçüncü bir seçenek var mı? | Open Subtitles | هل هناك خيار ثالث؟ |
Tek bir seçeneğimiz var. | Open Subtitles | هناك خيار واحد فقط؟ |
Ama gerçekleştiğinde bir seçeneğimiz var. | Open Subtitles | لكن حينما تسوء ، هناك خيار |
Eğer buradan ayrılmazlarsa, başka bir seçenek yok. | Open Subtitles | إذا لم يغادروا ليس هناك خيار آخر |
yanlızca tek bir seçeneğin var bu bir kaçırmadır | Open Subtitles | الآن هناك خيار واحد فقط هذا اختطاف انا لا امزح |
Sadece... Belki de şuan göremediğimiz başka bir seçeneğimiz vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هناك خيار آخر لم نره بعد |
Kuzeyde, yüzlerce kilometre uzakta olması yerine Honduras'ta olabilecek bir şehre gidebilme seçeneği olurdu. | TED | سيكون هناك خيار لمدينة يمكنك الذهاب اليها والتي ستكون في الهندوراس, بدلا من الاف الاميال شمالا. |