Bir sıraya bakarsak, bu şemadan anlayabileceğimiz başka bir şey daha var. | TED | هناك شيء آخر يمكننا فهمه من هذا المخطط إن نظرنا إلى صفٍ. |
İşe başlamanı öneririm, tabii başka bir şey yapmayı tercih etmezsen. | Open Subtitles | أقترح أن تعودى للعمل مالم يكن هناك شيء آخر تُفضّلُين فعله |
Gitmeden önce bilmemem gereken başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء آخر لا أودّ معرفته، قبلَ أن تغادرينا؟ |
DNA örneği ve tırnaklarında metal kalıntıları var. Ama bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك دليل يرتبط بالحمض النووي وشظايا الحديد تحت الأظافر, لكن هناك شيء آخر |
Bildiğin ya da bize anlatabileceğin Başka birşey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء آخر تعرفه أو تود أن تخبرنا به؟ |
Krallar ipek otu bitkisini arıyor ama akıllarında tozlaşmadan başka bir şey var. | Open Subtitles | تبحث الملكات عن نبتة الحشيشة اللبنية ولكن هناك شيء آخر بِنيّتهم غير التلقيح |
Peki, ağaç ve çukurlardan başka bir şey yoksa ne yapacağız? | Open Subtitles | لو أن هناك شيء آخر غير الثقوب , صخور وأشجار ؟ |
başka bir şey var mı, benim bilmediğim bir şey? | Open Subtitles | السؤال هو هل هناك شيء آخر شيء لا أعرفه ؟ |
Ya da burada tamamen başka bir şey olması mümkün. | Open Subtitles | أو أنّه من المُمكن أنّ هناك شيء آخر يجري هنا. |
Ve burada hayatımı güzel kılabilecek başka bir şey daha var. | Open Subtitles | و هناك شيء آخر هناك من شأنه جعل الحياة مجزية جداً |
onlara inanıyor bile olabilirsiniz ama sizde başka bir şey var. | Open Subtitles | ربما أنت حتى تؤمن بها ولكن هناك شيء آخر يحدث معك |
Burada başka bir şey oluyor ve ne olduğunu öğreneceğim. | Open Subtitles | هناك شيء آخر يحدث، وأنا ستعمل معرفة ما هو عليه. |
Bilgisayar modellemesiyle yapabildiğimiz başka bir şey daha var. | TED | الآن هناك شيء آخر يمكنك القيام به مع نموذج الكمبيوتر. |
Kendi kariyer aramdan canlı biçimde hatırladığım bir şey daha var. | TED | هناك شيء آخر أذكره بوضوح من فترة إنقطاعي عن العمل. |
Senin için yapabileceğim Başka birşey var mı, George? | Open Subtitles | هل هناك شيء آخر يمكنني عمله لك يا جورج؟ |
Bak, bilmem gereken başka şeyler var... ve bu önemli. | Open Subtitles | إسمعي ، هناك شيء آخر يجب أن أعرفه وهو مهمّ |
Başka birşey daha var gerçekten önemli bir şey oluyor bizim ahali bunu konuşmak istemiyor ama çok gerçek. | TED | يحدثُ هناك شيء آخر هو في الحقيقة مهم أن مجمعاتنا لا تحبُ الحديث حوله، لكنه شيء حقيقي جدًا. |