Diğer sefer diye bir şey olmayacak. Onu bir daha asla göremezsin. Onu göremez miyim? | Open Subtitles | لن تكون هناك مرة قادمة لايمكنك رؤية مرة اخرى |
Evet, böyle iğrenç bir resmi doğum günü hediyesi olarak verirsen bir dahaki sefer diye bir şey olmayacaktır. | Open Subtitles | حسناً , لن يكون هناك مرة مقبلة اذا أعطيتها هذه الرسمة الغبية كـ هدية |
Ve Bir keresinde de, çok sarhoşken birine bel kemiği müdahalesi yapmıştım. | Open Subtitles | ومن ثم كانت هناك مرة كنت ثملاً جداً أعطيت شخصاً تسوية للظهر |
Ve Bir keresinde de, çok sarhoşken birine bel kemiği müdahalesi yapmıştım. | Open Subtitles | ومن ثم كانت هناك مرة كنت ثملاً جداً أعطيت شخصاً تسوية للظهر |
İşte yine Bill. Onu bir kez daha selamlayalım! | Open Subtitles | بيل يدخل هناك مرة أخرى دعونا نساعدة بكل ما نملك |
bir kere yanlışlıkla içeri girdim, ve o sistemi kontrol ediyormuş numarası yaptı. | Open Subtitles | لقد قابلته هناك مرة بالصدفة, و هو تظاهر بانه يتفقد النظام الخاص بشئ. |
Bir seferinde de, bir randevudaydım ve tökezledim ve diz kapağımı kırdım. | Open Subtitles | و هناك مرة آخرى عندما كنت في موعد و تعثرت و كسرت ركبتي |
Evet evet eğer bir daha ki sefer olursa. | Open Subtitles | نعم، نعم، المرة القادمة اذا كانت هناك مرة قادمة |
Burada gelecek sefer diye bir şey olmayacak. Ben çıkıyorum. | Open Subtitles | لن يكن هناك مرة قادمة أنا خارج |
Onu bulunca bir dahaki sefer diye bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لن تكون هناك مرة أخرى لماذا تقول هذا؟ |
Benim için gelecek sefer diye bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ليس هناك مرة قادمة بالنسبة لي. |
Hayır, bir dahaki sefer diye bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون هناك مرة قادمة |
Gelecek sefer diye bir şey olacakmış gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | هذا ان كان هناك مرة مقبله قريبه |
Oh evet, Bir keresinde, ben ve arkadaşım Dennis, ikimizde sekiz dokuz yaşlarındaydık. | Open Subtitles | أوه نعم. كان هناك مرة واحدة أنا وصديقي دنيس- كنا 8 أو 9- |
Tabii Bir keresinde adam diye çağırdığım kişi kız çıkmıştı. | Open Subtitles | بالطبع هناك مرة تحولت فيها من فتاة إلى رجل |
- Bir keresinde Büyük Elma'da bulunmuştum. | Open Subtitles | كنت هناك مرة ، كما تعلم. التفاحة الكبيرة |
Babam oraya bir kez uçurtma festivali için gitmişti. | Open Subtitles | والدي اذهب الى هناك مرة واحدة لمهرجان الطائرات الورقية. |
Sadece bir kez uyuşturucu bulundurmaktan birkaç hafta yatmıştım. | Open Subtitles | فقد ذهبت هناك مرة واحدة لأسبوعين لحيازة المخدرات |
Gençken bir kere daha olmuş olabilir, ama emin değilim. | Open Subtitles | ربما كانت هناك مرة اخرى عندما كنا صغارا ، ولكن لست متأكدا |
Bir seferinde herifin biriyle çıkmıştım daha aperatifleri söylemeden konuşacak hiçbir şeyimiz kalmamıştı. | Open Subtitles | هناك مرة خرجت في موعد مع شاب وإنتهينا من المواضيع للناقشها قبل وصول المقبلات، |