oraya gidip özür dileyeceksin. Dua et de seni içeri alsın. | Open Subtitles | اذهب إلى هناك و اعتذر,و تمن أن يسمح لك بأن تعود |
Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. | Open Subtitles | اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي |
Onun, orada olduğunu bilmiyordum. Bilmiş olsam bile ona elimi sürmezdim. | Open Subtitles | لم اكن اعرف أنها هناك و لو عرفت لم أكن لالمسها |
Şey, sen orada yat... ben de bunlarla kanepede yatayım. | Open Subtitles | حسناً, أنتَ هناك و أنا سآخذ هذه و سأذهب للأريكة |
Yıllar yeni katmanlar ekledi ama o hala oradaydı ve kendinize zarar vermenize sebep oldu. | Open Subtitles | لقد أضافت السنين الطبقات لكى تقوم بتغطيته و لكنه كان لا يزال هناك و جعلك تؤذين نفسك ما الذى فعلته ؟ |
O sana komşu, oradan geçiririz yolu... ve bu seni çılgına çevirir. | Open Subtitles | انه يسكن بجانب منزلك و سنضع السكة هناك و هذا سيدفعك للجنون |
Dışarıda bir yerde vahşi hayvan var ve bu gece çok aç. | Open Subtitles | الوحش يتربص بنا فى مكان ما هناك و هو جائع الليله |
Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. | Open Subtitles | اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي |
Sana hız gerek. oraya gitmen ve marşa basman gerek. | Open Subtitles | تحتاج للسرعة، تحتاج لأن تخرج هناك و تحتاج لتدير محركك |
Yapman gereken, oraya gitmek ve pası atmadan önce etrafına bakmak. | Open Subtitles | الذي ستفعله هو أن تذهب هناك و تنظر قبل أترمي الكرة |
oraya gidip ilk gördüğün zenciyi alıp getirdin mi, Bill? | Open Subtitles | ماذا, تذهب إلى هناك, و تختار أول فتى أسود تراه؟ |
Teşekkür ederim. oraya gelip, seninle aynı sesi çıkartabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن آتي هناك و أصدر ذلك الصوت معكِ؟ |
Anne, vazgeçme. Hadi, git oraya ve... Sadece kendin ol. | Open Subtitles | أمي لا تستسلمي ، فلتذهبي هناك و تصرفي كما أنتِ |
orada aklını kaçırdın ve Büyük patrona kafa tutmaya başladın. | Open Subtitles | حسناَ لقد فقدت صوابك هناك و بدأت القتال مع الرئيس |
Gerçeklik zaten orada. Nesneler, determinist kanunlara göre hareket etmekte. | Open Subtitles | الحقيقة موجودة هناك, و موادها و أجسامها تتحرك في طريقها.. |
Eve girmeni ve orada onunla kalmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اريدك ان تذهب إلى هناك و تبقى معها حسناً ؟ |
Ben aradığımda, o orospu orada hazır ve bekliyor olsun. | Open Subtitles | و عندما أتصل، ستحضر هذه الحقيرة إلى هناك و تنتظرني |
Sonra Aşk Gemisi'nden Julie McCoy oradaydı ve üç göğsü vardı. | Open Subtitles | و جولى مكووى التى من قارب الحب كانت هناك و كان عندها ثلاثة اصدر |
Ama annen oradaydı, ve seni bana geri getirdi. | Open Subtitles | و لكن أمك كانت هناك و قد أحضرتك لى من جديد |
Hatta onu oradan kurtarıp buraya getirme şansımız bile olabilir. | Open Subtitles | ربما حتى توجد فرصة لإخراجه من هناك و إرجاعه للوطن |
Ama burada ciddi bir hemşire azlığı var ve bütçemizide kısıyorlar ve --- | Open Subtitles | فلدينا نقص في الممرضات هناك و يقتطعون من الميزانية |
Sahaya çıkıp, kendinizi maça verip, oynarsınız. Çünkü sizin takımınızdır. | Open Subtitles | تذهب إلى هناك و ترتدي زيك و تلعب لأنه فريقك |