"هناك و" - Traduction Arabe en Turc

    • oraya
        
    • orada
        
    • oradaydı ve
        
    • oradan
        
    • var ve
        
    • içeri
        
    • Sahaya
        
    oraya gidip özür dileyeceksin. Dua et de seni içeri alsın. Open Subtitles اذهب إلى هناك و اعتذر,و تمن أن يسمح لك بأن تعود
    Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. Open Subtitles اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي
    Onun, orada olduğunu bilmiyordum. Bilmiş olsam bile ona elimi sürmezdim. Open Subtitles لم اكن اعرف أنها هناك و لو عرفت لم أكن لالمسها
    Şey, sen orada yat... ben de bunlarla kanepede yatayım. Open Subtitles حسناً, أنتَ هناك و أنا سآخذ هذه و سأذهب للأريكة
    Yıllar yeni katmanlar ekledi ama o hala oradaydı ve kendinize zarar vermenize sebep oldu. Open Subtitles لقد أضافت السنين الطبقات لكى تقوم بتغطيته و لكنه كان لا يزال هناك و جعلك تؤذين نفسك ما الذى فعلته ؟
    O sana komşu, oradan geçiririz yolu... ve bu seni çılgına çevirir. Open Subtitles انه يسكن بجانب منزلك و سنضع السكة هناك و هذا سيدفعك للجنون
    Dışarıda bir yerde vahşi hayvan var ve bu gece çok aç. Open Subtitles الوحش يتربص بنا فى مكان ما هناك و هو جائع الليله
    Bak, sadece oraya gitmene ihtiyacım var. Sonra da beni ara. Open Subtitles اسمع أريد منك أن تذهب إلى هناك و أن تتصل بي
    Sana hız gerek. oraya gitmen ve marşa basman gerek. Open Subtitles تحتاج للسرعة، تحتاج لأن تخرج هناك و تحتاج لتدير محركك
    Yapman gereken, oraya gitmek ve pası atmadan önce etrafına bakmak. Open Subtitles الذي ستفعله هو أن تذهب هناك و تنظر قبل أترمي الكرة
    oraya gidip ilk gördüğün zenciyi alıp getirdin mi, Bill? Open Subtitles ماذا, تذهب إلى هناك, و تختار أول فتى أسود تراه؟
    Teşekkür ederim. oraya gelip, seninle aynı sesi çıkartabilir miyim? Open Subtitles هل يمكنني أن آتي هناك و أصدر ذلك الصوت معكِ؟
    Anne, vazgeçme. Hadi, git oraya ve... Sadece kendin ol. Open Subtitles أمي لا تستسلمي ، فلتذهبي هناك و تصرفي كما أنتِ
    orada aklını kaçırdın ve Büyük patrona kafa tutmaya başladın. Open Subtitles حسناَ لقد فقدت صوابك هناك و بدأت القتال مع الرئيس
    Gerçeklik zaten orada. Nesneler, determinist kanunlara göre hareket etmekte. Open Subtitles الحقيقة موجودة هناك, و موادها و أجسامها تتحرك في طريقها..
    Eve girmeni ve orada onunla kalmanı istiyorum, tamam mı? Open Subtitles اريدك ان تذهب إلى هناك و تبقى معها حسناً ؟
    Ben aradığımda, o orospu orada hazır ve bekliyor olsun. Open Subtitles و عندما أتصل، ستحضر هذه الحقيرة إلى هناك و تنتظرني
    Sonra Aşk Gemisi'nden Julie McCoy oradaydı ve üç göğsü vardı. Open Subtitles و جولى مكووى التى من قارب الحب كانت هناك و كان عندها ثلاثة اصدر
    Ama annen oradaydı, ve seni bana geri getirdi. Open Subtitles و لكن أمك كانت هناك و قد أحضرتك لى من جديد
    Hatta onu oradan kurtarıp buraya getirme şansımız bile olabilir. Open Subtitles ربما حتى توجد فرصة لإخراجه من هناك و إرجاعه للوطن
    Ama burada ciddi bir hemşire azlığı var ve bütçemizide kısıyorlar ve --- Open Subtitles فلدينا نقص في الممرضات هناك و يقتطعون من الميزانية
    Sahaya çıkıp, kendinizi maça verip, oynarsınız. Çünkü sizin takımınızdır. Open Subtitles تذهب إلى هناك و ترتدي زيك و تلعب لأنه فريقك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus