ويكيبيديا

    "هو أنك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olman
        
    • şu ki
        
    • olduğun
        
    • sen bir
        
    • olan
        
    • tarafı
        
    • olmandı
        
    • olmanız
        
    Beni üzen şey bana bir şans bile vermemiş olman. Open Subtitles ما يزعجني هو أنك لم تعطني أي فرصة لأثبت ذلك.
    Burada şu anda seninle konuşuyor olmamın tek nedeni onu durdurmuş olman. Open Subtitles السبب الوحيد الذي يجعلني أقف هنا أتكلم معك هو أنك أوقفت ذلك
    Mesele şu ki, buraya geliyorsun ve hep bir sorun çıkıyor. Open Subtitles الأمر هو أنك لما تاتي الى هنا إلا وهناك مشاكل تتبعك
    Komik olan ne biliyorsu musun, beni ve adamlarımı buraya sürükleyerek yapmak zorunda olduğun tüm piçliğin üzerini örtmek mi? Open Subtitles أتعرف الممتع في الأمر هو أنك تريد توريطي أنا ورفاقي في حين أن كل ماعليك فعله هو تنفيذ هذا التهديد
    Evet, tahminim, sen bir geçişte konuşlanmadın. Open Subtitles نعم,تخميني هو أنك لست متمركز في مكان مرور تافه في الخلاء
    Ve asıl önemli olan bunları çok dikkatli şekilde kurutmanız, düşük bir sıcaklıkta. TED والشئ الرئيسي هو أنك يجب أن تجففها بكل حرص، في درجات حرارة منخفضة.
    Gördün mü, işin iyi tarafı, bu tür şeyleri herkesle konuşabilirsin. Open Subtitles أترى, و أفضل جزء هو أنك تستطيع التحدث حول هذه الأشياء
    Bana koyan tek şey senin bana inanmamış olmandı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يؤلمني هو أنك لم تصدقني
    Ancak korkunç olan şey, babamın ölümü hakkında nasıl hissettiğimi sormuyor olmanız. Open Subtitles ولكن الأمر المرعب هو أنك لم تسألني .كيف أشعر حول موت أبي
    Şu anda benim için en komik olansa onun buraya senin için geldiğini düşünüyor olman. Open Subtitles لكن أكثر الأمور إضحاكاً بالنسبة لي الآن هو أنك تعتقد أنها عادت إلى هنا من أجلك
    Tek fark, bu sefer bedelini ödeyecek olman. Open Subtitles الفارق الوحيد هو أنك ستدفع الثمن هذه المرة
    Değişen tek şey, artık sırrımızı biliyor olman. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي تغيّر هو أنك عرفت سرّنا
    Ama işin garip yanı şu ki... sen kendinden bile saklanıyorsun. Open Subtitles ‫لكن الغريب في مسألة الاختباء ‫هو أنك تختبئين حتى من نفسك
    Yol boyunca bazı çıkıntılar var, ancak büyük hikaye şu ki siz hakikaten burada net bir eğilim yakalayabilirsiniz. TED وهناك بعض المطبات على طول الطريق، ولكن القصة الكبيرة هو أنك يمكن أن تناسب عمليا مسطرة فيه.
    Sorun şu ki Michael hala yanında, değil mi? Open Subtitles الشىء الوحيد هو أنك ما زلت مع مايكل أليس ذلك صحيحا؟
    Gördüğüm tek şey, iyi bir öğrenci olduğun ve sana saygı duydukları. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي رأيته هو أنك كنت طالب جيد و أنهم يحترمونك
    Ama ben, bir şeyi fark ettim. Senin, çok güzel bir kız olduğun. Open Subtitles لكن هناك شىء أعرفه فعلاً و هو أنك فتاة جيدة جداً
    Tek söylediğin bir zamanlar genç olduğun. Open Subtitles كل ما تقولينه هو .. أنك في يوم ما كنت صغيرة و شابة
    - Neyse ne. Kısacası sen bir bok yapmadın. Open Subtitles أجل، أياً يكن، المغزى هو أنك لم تحرك ساكناً
    Ve en önemlisi, sen bir ekip liderisin. Open Subtitles ...الأمرُ الأكثر أهمية من ذلك هو أنك قائد الفريق
    Daha büyük ve daha güçlü olan kendi köpeğinin kayışını bırakırsın. Open Subtitles ما تفعله هو أنك تأخذ القيادة من كلبك الكبير الأكثر بخلاً
    Kitabımın güzel tarafı şu: Open Subtitles أجمل ما بكتابي هو أنك لو ليس لديك مائدة،
    Burada yaşanan olay, senin bu kişilere fazla yakın olmandı. Open Subtitles ما حدث هنا ، هو أنك كنت قريب جداً من هؤلاء الأفراد
    Gereği yok. Önemli olan artık kendinizi daha iyi hissediyor olmanız. Open Subtitles لا حاجة لذلك كل ما يهم هو أنك تشعرين بتحسن الآن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد