- Bir fikrim var. Bu aynı balo salonu.. | Open Subtitles | وجدتها ، إليك هذه الفكرة هذه هي نفس قاعة الرقص التي كانت حفتلكم بها |
Anlaşılan tavsiyemi dinlemişsin. Bu aynı kaplumbağa mı? | Open Subtitles | أرى أنكِ أخذت بنصيحتي هل هي نفس السلحفاة؟ |
Bunlar da aynı böcek ilaçları, piretiroid sınıfı, cibinliklere konulanlardan. | TED | وهذه هي نفس المبيدات الحشرية من فئة البيريثرويد، التي يتم وضعها في هذه الناموسيات. |
Ve bu da aynı resif. Aynı resifin on beş yıl önceki hali. Bu da o resifin bugünkü hali. | TED | وتلك هي نفس الشعب وهذه هي نفس الشعب منذ 15 عام وهي نفس الشعب اليوم |
T, müzikteki F(fa) ile aynı. | TED | ولذلك فان تي هي نفس اف في السلم الموسيقي |
Huzurlu bir ortamda toplanmış 12 savaşçıyı, 18 masum insan ve 2 çocuğu öldürmek için kullanılan patlayıcının aynısı. | Open Subtitles | هي نفس المتفجرات التي أستخدمتها لقتل 12 محارب و 18 مارين بريئين, و طفلين الذين تجمعوا لحضور مجلس شورى مسالم |
Sözde A.T. teorisyenlerinin iddiaları, Darwin'den bu yana tekrar tekrar çürütülmüş olan aynı eski iddialardır. | TED | البراهين لما يسمى بنظرية التصميم الذكي هي نفس البراهين القديمة والتي تم دحضها مرارا وتكرارا، منذ داروين الى وقتنا الحاضر. |
Bu aynı araba mı? | Open Subtitles | هل هي نفس السيارة التي كانت تتبعنا؟ |
Bu, Bu aynı mesaj değil. | Open Subtitles | هذا ليس، هذا ليست هي نفس الرسالة. |
Bu aynı tür. | TED | وتلك هي نفس الصنف |
Bu aynı makine mi? | Open Subtitles | هل هي نفس الكاميرا ؟ |
Bu aynı kilise. | Open Subtitles | هي نفس الكنيسةِ. |
Bu aynı mücevher mi? | Open Subtitles | هل هذه هي نفس الجوهرة؟ |
Galapagos’daki sorunlar da aynı Farklı olarak, bariz bir şekilde buradaki problemler diğer yerlerden bazı yönlerden daha kötü. | TED | و هي نفس المشكلة في غالاباغوس باستثناء طبعاً أنها اسوأ هنا أكثر من أي مكان آخر |
Ben nasıl ki buradaysam şu çam ağacı da aynı mesafe ve istikametteydi. | Open Subtitles | إذا أَنا بنفس الطريقة هنا تلك شجرةِ الصنوبرِ هي نفس المسافةِ والإتّجاه |
Bu da aynı işlem,ama şimdi minimal sıklıkla kalbi aldıkları sadece üç delikle ve basitçe kök hücreleri laparoskobik prosedüre göre enjekte ederek yapılıyor. | TED | هذه هي نفس الطريقة ولكن الآن بشكل محدود جراحيًا فعن طريق 3 ثقوب في الجسد موصلة إلى القلب ثم حقن الخلايا الجذعية بكل بساطة عن طريق المنظار |
S.R. 819 ile ihraç edilecek olan da aynı teknoloji. | Open Subtitles | هي نفس التقنية الذي إس. آر 819 سيصدّر. |
Etin kararması da aynı kimyasal süreç. | Open Subtitles | تحّمير اللحم هي نفس العملية الكيميائية |
Kitap yazmak da aynı şey. | TED | وكتابة الكتاب هي نفس الشيء |
Sonuçta T, E, D F(fa),E(mi),D(re) ile aynı. | TED | ولذا فان تي , اي , دي هي نفس في , اي , دي |
Tıpkı Chase'in bakışının aynısı. | Open Subtitles | هذه هي نفس النظرة التي حصلت عليها من تشايس |
Elmanın yere düşmesine neden olan kuvvet, gezegenlerin ve ayın hareketlerine ve benzeri şeylere neden olan aynı kuvvettir. Bunu herkes bilir. Bu yer çekiminin bir özelliğidir. | TED | تلك القوى التي تسببت في سقوط التفاحة على الأرض هي نفس القوى التي تتسبب في تحريك الكواكب والقمر ، وهملجرا؟ يعلم الجميع ذلك. إنها خاصية الجاذبية. |