ويكيبيديا

    "وأخبرته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söyledim
        
    • dedim
        
    • ve ona
        
    • anlattım
        
    • söylemiştim
        
    • söyledin
        
    • ben de ona
        
    Onu tuttum ve üzgün olduğumu söyledim. Bunu yapmak istemediğimi biliyordu. Open Subtitles ضممته ، وأخبرته أنني آسف وكان يعلم أنني لم أقصد ذلك
    Onunla konuştum. Biz konuşana kadar seni aramasına gerek olmadığını söyledim. Open Subtitles تحدّثت معه ، وأخبرته بألا يتحدّث معك حتى ننتهي من نقاشنا
    ve ona yeni şeyin poz verirken çığlık atmak olduğunu söyledim. Open Subtitles وأخبرته بأنه شيء جديد... بأن يجب أن يصرخ بينما هو يعرض
    Çit tamiri için onu dışarı çıkarıp bu yerden uzaklaşabildiğin kadar uzaklaş dedim. Open Subtitles إصحبته للخارج لإصلاح سياج وأخبرته أن يفر بعيداً عن ذلك المكان بقدر إستطاعته
    Daha bir gençken doktora gittiğimi ve ona içimden acı aktığını hissettiğimi açıkladığımı hatırlıyorum. TED فعندما كنت مراهقًا، أذكر أنني ذهبت لطبيبي وأخبرته بأنني كنت أشعر وكأن الألم يتسرب مني.
    Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve yüzüğünü geri verdim. Open Subtitles وجاء إلى شقتى مسرعاً .. وأخبرته أننى تعرفت عليك للتو .. وأرجعت له خاتمه
    Ertesi sabah 9:30'da Mösyö Villette'i göreceğimi söylemiştim. Open Subtitles وأخبرته أن سأقابل السيد فاليت الساعة تاسعة صباح اليوم التالى
    Garden tarafında çok sevimli küçük dairelerin olduğunu söyledim. Open Subtitles وأخبرته أنه هنالك شقق صغيرة رائعة في منطقة الحدائق
    Lafı biraz kıvırdım ve biraz hormonsal sorunlar yaşadığını söyledim. Open Subtitles لقد خرجت عن الموضوع، وأخبرته بأنكِ شعرتِ بإرتفاع في معدّل الهرمونات
    Ona bir şeyler yapmasını söyledim. Open Subtitles اتصلت بجون، وصرخت فيه وأخبرته أن يفعل شيىء، أى شيئاً
    Küçük kızımızın ateşlendiğini ve öldüğünü söyledim. Open Subtitles وأخبرته بشأن الفتاة الصغيرة أصابها المرض ولم تنجو
    Haberi alır almaz onu görmeye gittim. Ona tamamen yanıldığını söyledim. Open Subtitles ما أن سمعت الخبر هممت بالذهاب إليه وأخبرته أنه أساء فهم الأمور.
    Biliyorsunuz, bu yüzüğü sizle konuşmadan takamayacağımı bile söyledim. Open Subtitles وأخبرته بأني لن ألبس الدبلة إلا بعد أن أقول لكِ
    Hamile olduğum yalanını söyledim. Open Subtitles ـ ما الذي فعلته؟ ـ كذبت وأخبرته بأنني حامل
    -Ona ayrıca onu sevdiğini ve birisine bağlanıp kalır da işler yürümezse hayal kırıklığına uğramasını istemediğini de söyledim. Open Subtitles وأخبرته أيضاً أنك تحبه، ولا تريده أن يرتبط.. بأيهن كي لا يحبط إن سار الأمر في الإتجاه السيئ
    Para topladığımızı ve onu hafta sonu için Vegas'a yollayacağımızı söyledim. Open Subtitles وأخبرته أننا كلنا تعاونا وحجزنا له عطلة نهاية الأسبوع في "فيغاس"
    Sağa sola bakındık. dedim ki: "Bekle. Open Subtitles وبقينا هناك، وأخبرته أنّه سيعود دعنا ننتظر قليلاً
    "Imre Nagy'i aradım ve dedim ki 'Sayın başbakan: Open Subtitles :هاتفت إيمري ناج وأخبرته السيد رئيس الوزراء
    Bahçede, göz yaşları içinde sonuna kadar anlattım ona filmi. Open Subtitles ونزلت دموعي في تلك الباحة وأخبرته عن تلك الدراما حتى النهاية
    Bir gün ona kendi bağım olacağını söylemiştim. Open Subtitles وأخبرته أني سأمتلك يوم ما مزرعة عنبي الخاصة
    Başına silah dayadın ve ona ne yapması gerektiğini söyledin. Open Subtitles انت وضعت سلاح بيديه وأخبرته ماذا يفعل به
    Sonra barıştık... ve sonra bana beni sevdiğini söylediğini ve sonra ben de ona onu sevdiğimi söyledim. Open Subtitles ثم تصالحنا.. ثم أخبرني أنه يحبني وأخبرته أنني أحبه أيضاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد