Önceleri Tanrı için savaştığımızı sanıyordum sonra farkına vardım ki, servet ve toprak için savaşıyoruz. | Open Subtitles | فى البداية إعتقدت كنا نحارب فى سبيل الله ولكننى إكتشفت أننا نحارب فى سبيل الثروة والأرض |
Altın topraktan gelir, ve toprak onu geri aldı. | Open Subtitles | انظر للأمر من هذه الناحية لقد خرج الذهب من الأرض والأرض استعادته |
Baylar, cennet ve Dünya felsefemizle oluşturduğumuzdan çok daha derin. | Open Subtitles | أيها السادة، تنطوي السماء والأرض على ما يفوق تصوّرات فلسفتنا. |
- Prens'in ölümünden sonra tahminimizce mutlu ve huzur bir hayat sürüp, aramızdan ayrıldıktan sonra Şatoyu, araziyi ve ünvanınızı alacaksınız. | Open Subtitles | بعد ذلك يفترض انها ستكون حياة طويلة وسعيدة أنت ستستلم القلعة والأرض وحقك الشرعي |
Bu şefkat ve düşman ile ortak bir zemin bulmak fikri benim için bir çeşit politik-ruhani egzersiz ve ben Dalai Lama değilim. | TED | هذا هو كل شيء عن إيجاد الشفقة والأرض المشتركة مع أعدائك هو شيء مثل تدريب السياسة الروحية بالنسبة لي أنا لست الدالاي لاما |
Yolculuk aylar sürebilir ve arazi çok tehlikeli. | Open Subtitles | ستستغرق الرحلة أشهراً والأرض وعرة للغاية |
Sihir, Dünya ve teknolojiyi bir araya getirme ihtimalleri gerçekten çok fazla. | TED | في احتمالات الربط معا للموسيقى والأرض والتقنية، هناك احتمالات متعددة. |
Bazılarını ebediyen yabancı olarak işaretleyen kan ve toprağın tehlikeli efsaneleri yerine sivil din herkese sadece katkının, katılımın, dahil olmanın evrensel öğretilerine dayanan bir aidiyet yolu sunuyor. | TED | فبدلًا من الخرافات الهدامة عن الدم والأرض التي تحدد البعض على أنهم غرباء إلى الأبد، يمنح الدين المدني الجميع طريقًا للانتماء فقط على أساس العقيدة العالمية للمساهمة والمشاركة، والتضمين. |
Erkek ve kadın dansçılar cennet ile Dünya arasında yaşayan köprüler olarak hizmet ettikleri tapınaklara sunulurlardı. | TED | الراقصين الذين كانوا رجالا ونساء عرضوا على المعابد حيث خدموا كجسور حية بين الجنة والأرض. |
Cennete yükselip Yeryüzü ve cennetin yaratıcısı Tanrının sağına oturdu. | Open Subtitles | ونزل الى السماء وجلس بيد الرب خالق الجنة والأرض |
Tüm tundra boyunca, nehirler ve toprak kaskatı donuyor. | Open Subtitles | عبر سائر أنحاء التندرة، تتجمد الأنهار والأرض في أماكنهم |
Bir ejderhanın kanı diğerini yıkayacak ve toprak iyileşecek. | Open Subtitles | دم التنيـن تمسح بها, جسد آخر والأرض ستعالج |
Büyük Ayin başladı ve toprak, masum kanı istiyor. | Open Subtitles | الطقوس الكبرى قد بدأت. والأرض تبكي بدموع الأبرياء. |
Tamamen farklı bir bakış açısı, kainata bakmıyorsunuz, sen ve Dünya birlikte kainatta sürükleniyorsunuz. | TED | إنها نظرة مختلفة بشكل تام، فأنت لا تنظر إلى أعلى الكون، بل أنت والأرض تجوبان الكون معا. |
Bu resim çok güzel olmanın yanı sıra statiktir de. ve Dünya sürekli değişiyor. | TED | لكن رغم جمال هذه الصورة، إلا أنها ثابتة والأرض في تغير مستمر |
O zamanlar, dünyanın yalnızca küçük bir kısmı keşfedilmişti ve Dünya sınırsız görünüyor olabilirdi. | TED | في هذه الأيام، جزء صغير فقط من العالم قد تم اكتشافه، والأرض قد تبدو لانهائية. |
Bu yüzden parayı, araziyi ve her şeyi geri veriyorlar. | Open Subtitles | ولذلك بدأوا بتسليم ! المال والأرض وكل شيء |
Ve şu an üzerinde bulunduğumuz zemin yaşamak için daha iyi bir yer olacak. | Open Subtitles | والأرض التي نقف عليها جميعاً ستكون مكاناً جيداً للعيش مرةً أخرى |
Adam Lama boşanmak için çalışır, ve arazi anlaşmazlığı olduğunu lama otlatmak için gerektiğinden? | Open Subtitles | رجل يحاول ان يطلق اللاما والأرض هي في النزاع لأن اللاما يحتاج لمرعي؟ |
O zaman bu cennet, Dünya ve cehennem arasında olduğuna inanılan mesafeye işaret ediyor. | Open Subtitles | إذاً، هذه العلامات ما يخالون إنها المسافة بين النعيم والأرض والجحيم. |
toprağın verimsizliği ve iklimin sertliği nedeniyle, hiçbir ırk henüz burada ayakta kalamamıştır; | Open Subtitles | ليس بمقدور أي عِرق النجاة في هذا المناخ القاسي والأرض الجدباء مع ذلك، معتمدين بالكامل على الحياة الحيوانية، |
Güvenebilecekleri bir elçiye ihtiyacımız var Efendiler ile Dünya arasında bir bağlantı. | Open Subtitles | نحتاج لرسول يمكنهم الثقة به قناة بين الأسياد والأرض |
"Hatta yıldızlar, Yeryüzü ve gökyüzü bile onun önünde diz çöker." | Open Subtitles | حتى أن النجوم، والأرض والسموات ينحنوا أمامه |
Venüs çok sıcak, Mars çok soğuk, Dünya ise tam ölçüsünde. | TED | إذن فالزهرة شديد الحرارة، والمريخ شديد البرودة، والأرض معتدلة تمامًا. |