ويكيبيديا

    "وجودي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğumu
        
    • olmak
        
    • olmamın
        
    • olmam
        
    • olma
        
    • varlığım
        
    • olduğum
        
    • Varlığımı
        
    • varlığımın
        
    • bulunma
        
    • orada
        
    • olmayı
        
    • varlığımdan
        
    • olmamı
        
    • bulunmam
        
    Fakat ikimizin arasında bir fark var. Ben neden burada olduğumu açıklayabilirim. Open Subtitles ولكن الفرق بينى وبينك هو أنني أستطيع أن أفسر سبب وجودي هنا
    Mangal partisinde olduğumu anlayacak kadar sosisli bile yiyemedim daha. Open Subtitles لم آكل مايكفي من النقانق لتبرير وجودي في حفل الشواء
    Söylemem lazım. burada olmak biraz korkutucu. Yaşlı bir Amerikalı, Afrikalılar'a kendi kıtaları hakkında yeni bir şeyler anlatmaya çalışıyor. TED عليَ إخباركم، وجودي هنا شيء مثير أكثر مما تتخيلون، رجل أمريكي مسن يحاول أن يخبر الأفارقة شيئاً جديداً عن قارتهم.
    Burada olmamın tek sebebi bu. Başka bir sebep düşünemiyorum. Open Subtitles هذا هو سبب وجودي هنا ولا يوجد سبب أخر لوجودي
    Eğer burada olmam, sizin için bunu daha da zorlaştırıyorsa söyleyin, gideyim. Open Subtitles لو أن وجودي هنا يزيد الأمر صعوبة عليك, قلها، وسأرحل من هنا.
    Tesadüfen bulduğumuz şey günümüzde pozitif psikoloji denen şey, ki bu benim bugün burada olma ve her sabah uyanma nedenim. TED ما مررنا به هو شيء يسمى علم النفس الايجابي وهو سبب وجودي هنا اليوم وسبب استيقاظي في الصباح كل يوم
    Şu andaki, bu noktadaki varlığım kapana kısıldı ve kayıt altına alındı. Open Subtitles وجودي في هذه اللحظة، على هذه البقعة، الآن تمت الإحاطة به وتسجيله.
    Neden sadece var olduğum için gülünç duruma düştüğümü hissediyorum? Open Subtitles لماذا خُلقت كي أشعر أن علي ان أعتذر عن وجودي
    Varsayımlar ile yüzleşmeyi ve Varlığımı onaylamayı seçti. TED اختارت أن تهاجم الاستنتاجات وتثبت وجودي.
    varlığımın ona neşe vereceğini sanmam. Open Subtitles لا أظن أن وجودي بجانبة سيرفع من معنويات روحة
    Babana orada olduğumu söylemediğin için teşekkür ederim ama neden maçta ne kadar iyi oynadığınla ilgili bir şey söylemedin? Open Subtitles أنا أقدر عدم بوحك بأي شيء لوالدك حول وجودي هناك لكن لماذا لم تخبره عن مباراتك الرائعة التي لعبتها ؟
    Yardıma muhtaç birisi olduğum için burada olduğumu düşünmenizi istemem. TED لا أريدكم أن تعتقدوا أن وجودي هنا لأنني أمثل قضية إنسانية.
    Bir dakika boyunca, insan olarak varoluşumun fark edildiğini ve kurtarılmaya değer olduğumu hissettim. TED للحظة، شعرتُ أن وجودي كشخص قد تمّ ملاحظته، وكنتُ أستحقُ الإنقاذ.
    Seninle beraber olmak çok korkutucu. Ölüm korkusu üzerimizde geziniyor hep. Open Subtitles وجودي معك هو أمر مرعب، وكأنّ شبح الموت يحومُ من حولِنا.
    Amacım burada her şeyin emirlere uygun olduğunundan emin olmak, değil mi? Open Subtitles أليسَ هدفَ وجودي هُنا هُوَ التأكد منْ أن كُل شيء وفق المطلوب؟
    İklim değişikliği ise dünyadaki en yoksul insanlar dahil olmak üzere küresel ailemizin büyük bir kısmına karşı varoluşsal bir tehdit oluşturuyor. TED ويمثل التغير المناخي تهديد وجودي للأجزاء الهائلة من أسرتنا العالمية، ومنها بعض الفقراء على وجه الأرض.
    Güçlerim zayıf olsa bile, onun yanında olmamın o kişiye faydası dokunacaksa.. Open Subtitles على الرغم بأن قواي ضعيفة، ولكن إن كان وجودي يساعد ذلك الشخص
    Ama bu akşam burada olmamın nedeni de bu çünkü başarı fırsatı hâlâ erişilebilir durumda. TED لكن هذا أيضاً هو سبب وجودي هنا، لأن باب النجاح لا يزال مشرعاً على مصراعيه.
    Anlamıyorsunuz! Benim burada olmam bile beni suçlu yapar. Open Subtitles أنتِ لا تفهمين شيئاً مجرد وجودي هنا يؤذيني أنا
    O ay Mogadishu'da olma nedenim aslında bir gençlik ve girişimcilik zirvesine ev sahipliği yapmaktı. TED سبب وجودي بمقديشو في ذلك الشّهر كان للإشراف على مؤتمر لقيادة و ريادة الأعمال للشباب.
    varlığım tekdüzelik nedeniyle işkence görüyordu ki bu öyle bir gerçeklik ki genellikle katlanılmazdır. TED وجودي كان معذباً من قبل الملل والرتابة، واقع في كثير من الأحيان كان صعب علي أحتماله
    Erkek egemen saha Varlığımı kesinlikle hoş karşılamadı. TED سيطرة الذكور على هذا المجال جعلت وجودي غير مرحب به على الإطلاق.
    Buradaki varlığımın,onları birbirine düşürdüğü hissine kapıldım. Open Subtitles لقد بدأتُ أحس أن وجودي كان يقلب هؤلاء الناس ضد بعضهم البعض
    Bu odadaki bulunma amacım, Krallığı bu uygunsuz eğlencenin sonuçlarından korumak. Open Subtitles الغرض من وجودي بهذه الغرفة هو إنقاذ المملكة من عاقبة هذه التسلية غير اللائقة
    Neredeyse. Burada olmayı özlemiştim. Open Subtitles كالعادة دائما.لكن يبدو غريبا وجودي هنا في الخلف.
    Benim buradaki varlığımdan da çok hoşnut olduğunuzu sanmıyorum, değil mi? Open Subtitles لا أظن أنك تحب وجودي هنا أيضا، أليس كذلك؟
    Beni görmeye alıştılar. orada olmamı beklerler. Open Subtitles لقد إعتادو ان يروني في مكاني الطبيعي و من حقهم ان يتوقعو وجودي هناك
    Sen bu adamı kovarken yanında bulunmam gerekiyor mu? Open Subtitles هل من الضروري وجودي هنا عند طرد ذلك الشخص ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد