Ayrıca telefonum, email adresim ve departmanımın telefon numarası da sizde mevcut. | Open Subtitles | لديك أيضا بريدي الإلكتروني ورفم هاتفي الخليوي ورقم هاتف القسم الخاص بي |
Her sayfada sadece aşağı yukarı 20 kişi mevcut, çünkü her bir kişinin adı, soyadı ve telefon numarası burada yazıyor. | TED | في الواقع لايوجد سوى 20 شخص في كل صفحة, لأن لدينا الإسم والعنوان, ورقم الهاتف لكل شخص. |
Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران |
Doğum tarihini, sosyal güvenlik numarasını ve ilk adresimizi denedim. | Open Subtitles | جرّبت تاريخ ميلاده ورقم الضمان الاجتماعي الخاص به وعنوانه الأول |
Yarışçılar ilk andan itibaren bir mücadele içerisinde ve 36 numara birinci, 122 hemen arkasında. | Open Subtitles | المتنافسون في الميدان ورقم 36 أولا، يليه رقم 122 |
Sana onlardan hemen bulabilirim... sadece numaranı ve modeli söyle. | Open Subtitles | يمكنني توفيرها لك في ثانيتين، أعطني سوى مقاسك ورقم المرجع |
Fırının içinde 0 ve bilinmeyen, rastgele üretilen bir seri numarası vardı. | TED | كان لديه صفرًا بداخل فرنه ورقم مجهول، تم إنشاء رقم تسلسلي بشكل عشوائي. |
Ve 46664 numarası da Mandela'nın Robben Adası'nda tutukluyken sahip olduğu numaradır | TED | ورقم 46664 هو الرقم الذي كان يحمله مانديلا .. عندما كان سجينا في جزيرة روبن |
Emlakçı ve avukatta öyle ve kontrattaki telefon numarası gerçek değil. | Open Subtitles | ولا كل من الوكيل والمحامى ورقم التليفون الموجود فى العقد لم يكن موجود فى الخدمة |
Öbür rakamlar sıra ve harf numarası. | Open Subtitles | والأرقام المزدوجة بعد ذلك قد تشير إلى رقم السطر ورقم الحرف, ولكن أي كتاب |
Ev numarası, cep numarası, iş numarası, faks numarası ve adresi. | Open Subtitles | خذ هذا رقم المنزل، ورقم الموبايل، العمل، الفاكس وعنوانه |
Gerekirse diye, konuştuğum polisin adı ve numarası. | Open Subtitles | إنه إسم ورقم الشرطي الذي تحدثت معه في حالة ما إذا إحتجتِ له |
adresi, telefon numarasını falan veriyorlar. | TED | ترى العنوان .. ورقم الهاتف .. وهلم جراً |
Bankanın adını ve kasanın numarasını istiyorum. Derhâl. | Open Subtitles | أُريدُ اسمَ المصرفِ ورقم صندوقِ الأمانات الآن |
Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران حالما وصلت إلى البيت، بدأت بالطبخ 6: |
Belli ki suçluluk duymuyor. #2 numara burada tehlikeye atamayacağı... | Open Subtitles | ومن الواضح أنه لا يشعر بالذنب ورقم 2 دخلت البلد بتأشيرة هجرة |
Sahada bir numara, kalbinizde bir numara olan kim? | Open Subtitles | الآن ، من هو رقم واحد في الملعب ورقم واحد في قلوبكم ؟ |
O sahada bir numara ve sizin küçük kalbinizde bir numara. | Open Subtitles | رقم واحد بهذا الملعب ورقم واحد في قلبكِ الصغير الجميل |
İlk sayfaya ddımı ve adresimi ve senin telefon numaranı yazmamı. | Open Subtitles | لكتابة الاسم والعنوان ورقم الهاتف على الصفحة الأولى لكي لا تخسر. |
Adres ve numaram öyle sık değişti ki, cevabın elime geçmezdi. | Open Subtitles | غيرت عنواني ورقم تليفونى لذا فى أغلب الأحيان، أنت لم يكن لديك طريق لإجابتي |
Çünkü online bir mağazada satınalma yaptığınız zaman isminizi, sevkiyat adresinizi, kredi kartı numaranızı ve kredi kartı güvenlik numaranızı yazacaksınız. | TED | لانه عنما تشتري في المتاجر الالكترونية سوف تكتب اسمك و عنوان التسليم رقم بطاقتك الائتمانية ورقم المرور السري لها |
Dün akşam televizyondayken oy pusulasında bir numarayla adı vardı. | Open Subtitles | على التلفزيون الليلة الماضية كان اسمها موجود ورقم التصويت لها |
Adınız ve telefon numaranız ile bir mesaj bırakın. | Open Subtitles | لذلك أترك لي رسالة مع اسمك ورقم هاتفك |
Bir pasaporta, ehliyete ve sosyal güvenlik numarasına ihtiyacın var. | Open Subtitles | سوف تحتاج الى جواز سفر ، رخصة قيادة ورقم ضمان اجتماعي |
Sen, onun ehliyeti ve telefon numarasıyla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تفعله برخصة قيادتها ورقم هاتفها؟ |