Belki sen ve erkek arkadaşın veya eşin beraber yapabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما هناك شئ تريدين انت وصديقك أو زوجك تفعلانه معا |
Emniyet kemerleri, güvenlik aygıtları vs. Bunlarla arkadaşın bir servet yaptı. | Open Subtitles | حزام مقعد من ادوات الامان وهلم جرا. وصديقك جمع ثروة طائلة. |
Seninle arkadaşın Buddy Coates, suçlu hissetmeniz için bir neden yok. | Open Subtitles | أنت وصديقك " بادي كوتس " لا سبب يدعوكم للشعور بالذنب |
Ama kurnaz arkadaşınla beraber biz ucubelerin canını yaktığınızı öğrenirsem seni gebertirim. | Open Subtitles | لكن لا تدعيني أعلم بأنك وصديقك المراوغ كان لكما يد في أذيتنا |
Erkek arkadaşınla sen kale inşa edip kovboyculuk oynarken amcanın lazımlığını ben değiştiriyordum. | Open Subtitles | لقد غيّرت حفّاضات عمّك بينما أنت وصديقك تبنون الحصون وتلعبون دور رعاة البقر |
Seni ve arkadaşını burada öldürmeliyim. Birbirinizi öldürmüşsünüz gibi gösteririm. | Open Subtitles | ،أعتقدُ أنني سأقتلك وصديقك هنا وأجعلها تبدو كأنكما قتلتما بعضكما البعض |
O halde bir yakını arasan iyi olur çünkü eğer 24 saat içinde, 50000 dolar elimde olmazsa sen ve şuradaki sıska Dostun, öldünüz. | Open Subtitles | إذن من الأفضل أن تتصل بقريب، لأنه إذا لم أحصل على الـ50 ألف في يدي خلال 24 ساعة، أنت وصديقك النحيل هنا ميتون. |
Sen ve aptal arkadaşın bobsled sporcuymuş gibi davranıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وصديقك الغبي، تعتقدون أنكم مثل المتزلجون |
Burada sen ve arkadaşın Cujo küçük uyum sorunları yaşayabilirsiniz. | Open Subtitles | أرى بأنك أنت وصديقك لديكم مشكلة سلوكية وتحتاج لحل |
Akıntı bizi karşı geçirmeyecek kadar güçlü ve arkadaşın da ağır yaralı. Bu yoldan gitmekten başka şansımız yok. | Open Subtitles | النهر خطر للعبور , وصديقك مصاب جدا واذا لم نرجع بسرعه لن يصمد |
Belki ben yanılıyorum ve arkadaşın Jakob haklı. | Open Subtitles | من الممكن اني على خطأ وصديقك جاكوب على حق |
Sen ve arkadaşın, dün, 200 dolarına mı? | Open Subtitles | انت وصديقك بالامس ، علي كم كان الرهان 200 دولار |
Sen ve arkadaşın birlikte lüks locada profesyonellerin boğuşmasını seyrettiniz. | Open Subtitles | أنت وصديقك كنتم في المنصة العلوية تشاهدون المحترفين يلعبون وتشعرون بنشوة الذكور |
O arkadaşın birkaç gece önce buraya zorla giren olmasın? | Open Subtitles | وصديقك هذا له يد في الإقتحام الذي حدث منذ بضع ليالي مضت اليس كذلك |
O Amerikalı arkadaşınla ne yaptığını bilmek bile istemiyorum artık. | Open Subtitles | مذا يهمني فيما تنتوي عمله أنت وصديقك الأمريكي؟ |
Madem öyle neden küçük arkadaşınla birlikte yatağa gelmiyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا، إذا هذا هو الموضوع لماذا لا تاتى انت وصديقك الصغير الى السرير؟ |
Yine de erkek arkadaşınla gözaltından kaçma durumunuz var. | Open Subtitles | ولكن هناك أمراً واحدا وهو محاولة هروبكِ أنتِ وصديقك من الحجز |
Senin düzüştüğün adamdan adığı emir ile... oğlumu ve arkadaşını öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف بقتل ابني وصديقك بناء على أوامر من الرجل الذي كنت على علاقة به |
Avukatın, Dostun ve kardeşin olarak önerim, ...kesinlikle daha iyi bir avukat tutmandır. | Open Subtitles | "بين"، بصفتي محاميك، وصديقك وشقيقك، أوصيك بشدة أن تعيّن محامٍ أفضل. |
Her neyse bak, ayrıldığımızı biliyor fakat bilmediği, hala senin kanepende yaşadığım ve erkek arkadaşının benim t-şirtlerimi giydiği. | Open Subtitles | علي اي حال, اسمعي, هي تعرف اننا انفصلنا لكن ما لا تعرفه هو انني انام علي كنبتك وصديقك يلبس قميصي |
Bende ise çok, sana ve arkadaşına yetecek kadar. | Open Subtitles | وأنا عندي رصاصات كثيرة تكفيك ، أنت وصديقك أيضا |
Şimdi, siz ve yakın bir arkadaşınız, 30 yılınızı birlikte geçirip 1.000 yıldızı çok hassas bir şekilde haritaladınız diyelim. | TED | والآن، إذا إجتمعت أنت وصديقك سوف تقضي أكثر من 30 عاما سوف تخطط 1.000 نجمة على وجه التحديد |
...tabii şu anki erkek Arkadaşınızla eski erkek arkadaşınızı karıştırmadığınız sürece... | Open Subtitles | الا اذا كانوا يجمعون صديقك الحالي وصديقك السابق |
Sen ve arkadaşların bu işi yapabilir misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنّك وصديقك تستطيعون إتمام المهمة؟ |