"وصوله" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Geldiğinden
• gelmeden
• geldiği
• geldikten
• gelişi
• varmadan
• geldiğini
• geldiğinde
• gelişini
• gelmesini
• varış
• gelince
• gelmez
• vardığında
• Zamanı gelene

Buraya Geldiğinden beri kasabanın ateşi çıktı.
منذ وصوله, هذه البلدة تعاني من الحمى حمى معدية

Buraya gelmeden önce, belgelerin birkaçına baksam iyi olur.
سأقوم بمراجعة بعض الأوراق قبل وصوله إلى هنا

Orta noktaya geldiği zaman, kalan uzaklığın yarısını yürümesi gerekmektedir.
بمجرد وصوله إلى نقطة المنتصف، سيتعين عليه المشي لنفس المسافة المتبقية.

Kuzey Kharun Başkanı Omar Al-Jahwar Başbakanın bürosuna geldikten 10 dakika sonra gitti.
غادر الرئيس الجوهر المفاوضات بعد 10 دقائق من وصوله

gelişi, zalim ayinsel cinayetlerle aynı zamana rastladı.
وصوله تَزامنَ مَع طفح لجرائمِ قتل طقوسيةِ وحشيةِ

O buraya varmadan havalanabilir miyiz dersin? O buraya varmadan inişe geçeriz bence. - Uçuş öncesi kontrolü bu, değil mi?
تظن أن بإمكاننا الإقلاع قبل وصوله إلى هنا؟ أظن أن بإمكاننا الهبوط قبل وصوله إلى هنا. إذا هذا الفحص الأولي، صحيح؟

Bir kamera kaydı ise, eve söylediğinden bir saat önce geldiğini tespit etmiş.
صور كاميرا الأمن تظهر وصوله إلى المنزل قبل ساعة من وصوله إلى هناك.

O zaman, neden bana Bolivya'ya geldiğinde beni arayacağını söyledi?
ادا لمادا قال لي انه سيكلمني حين وصوله الى بوليفيا

Bull gelişini her zaman böyle mi haber verir?
دائما السيد بول يعلن عن وصوله بهذه الطريقة

Ya o günün gelmesini bekleyeceğiz ya da kendi şartlarımızla savaşacağız.
إما ننتظر يوم وصوله إلينا أو يمكننا محاربته وفقًا لشروطنا الخاصة

Bilmem. Eve Geldiğinden beri garip davranmaya başladı.
لا أعرف، إنه يتصرف بغرابة منذ وصوله إلى البيت

Paul Lamb. Dün Geldiğinden beri onun hakkında öğrendiklerim Kimyon sever, toplumdan nefret eder Hijyen ürünleri kullanımı normal
بول لامب ما استنتجته من الادله مند وصوله امس يحب الكمون و يكره المجتمع يستخدم صابون "امبريال لاثر" باعتدال

Geldiğinden beri sorun çıkarmış.
لا يفعل شيء سوي أفتعال المشاكل منذ وصوله

Bilmiyorum fakat o buraya gelmeden önce hepimiz derin bir nefes alalım.
لستُ واثقاً لكن قبل وصوله إلى هنا دعونا جميعاً

Oraya 2:00 gibi varırsak, geldiği zaman şerif treni karşılayabilir.
لو وصلنا هناك الساعه الثانيه فيمكن للشريف مقابله القطار عند وصوله

geldikten iki yıl sonra, bir kolera salgını baş gösterdi.
بعد سنتين من وصوله كان هناك تفشي للكوليرا

Tarlaya gelişinden söz ediyorsan ilk gelişi mi, yoksa ikinci gelişi mi?
إذا كنت تقصد وصوله للحقل فهل تقصد المرة الأولى أو المرة الثانية...

Allenby acele etsin, yoksa o Kudüs'e varmadan biz Dera'da oluruz.
اخبر الينبى ان يسرع والا وصلنا "درّاه" قبل وصوله الى القدس

Monitörler bipliyor ve asansör kata geldiğini gürültüyle bildiriyordu.
وأجهزة المراقبة تصدرُ صفيرًا، كما المصعد يصدرُ صوتًا صاحبًا معلنًا وصوله.

Eve geldiğinde, telefon çaldı bir ses onu uyarıyordu eğer kızını tekrar okula geri gönderirse tekrar deneyeceklerdi.
لحظة وصوله المنزل، رن الهاتف، صوت يحذره، إذا أرسل إبنته مرة أخرى إلى المدرسة سوف يحاولون مرة أخرى

Bu belki de Victor'un gelişini kutlayan alkışlardı..
قد تكون بسبب الهتافات التي إنطلقت عند وصوله

Anladığımız kadarıyla efendiniz evde değil. Evet ama yarın gelmesini bekliyoruz, efendim.
سيدك ليس في المنزل، كما فهمنا.- نعم، ولكننا نتوقع وصوله غدا، سيدي.-

O halde en azından, Suvarov'un varış planını değiştirmesini sağlayın.
إذن على الأقل , فلتجعل سوفاروف يستبدل خطة وصوله

Her şey o buraya gelince başladı, öyle değil mi?
أنك محق. كلّ شيء بدأ بمجرد وصوله هنا، أليس كذلك؟

Akciğer dokularına gelir gelmez daha fazla test yapmak istiyoruz.
علينا إجراءُ المزيد من الاختبارات على النسيج الملوّث فورَ وصوله.

Ancak oraya vardığında, amcasının gizemli bir şekilde öldüğünü ve arsadaki bir mozoleye gömüldüğünü öğrenir.
لكن بمجرد وصوله إلى هناك، وجد أن عمه قد توفي في ظروف غامضة وتم دفنه في ضريح في الملكية العقارية.

Zamanı gelene kadar bekle, sonra devreye gir.
تحيّني وصوله المنطقة المحاصرة ثم هاجميه، مفهوم؟