Bacağı yerine gelmiş gibi hissediyordu, vücuduna yeniden kavuşmuş gibi. | TED | إنه يشعر وكأنه عاد لقدمه، وأن جسمه قد عاد إليه. |
Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici Bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
Bu iki canlandırmanın aynı anda oluşmasıyla, tuhaf şekilde birçok Empresyonistin çalışmasında ışık titreşiyor ve saçılıyor gibi görünür. | TED | مع حصول هذين التأويلين في الآن نفسه، يبدو الضوء في عديد من اللوحات الانطباعية وكأنه ينبض ويومض ويشع بغرابة. |
Fakat olan şey şu gibi görünüyor, yapay zekâ otoyolda giden kamyonları saptamayı öğrenmişti, yani kamyonları arkadan göreceğimiz Bir şekilde öğrenmişti. | TED | لكن ما يبدو وكأنه حدث هو أنه تم تدريبه للتعرف على الشاحنات في الطريق السريع حيث قد تتوقع رؤية الشاحنات من الخلف. |
Yere yakın Bir dizi göze ufuk sonsuza dek gidiyormuş gibi hissettirir. | TED | من مجموعة من العيون بالقرب من الأرض، يبدو الأفق وكأنه مد البصر. |
Onlara Bir gün gibi gelen zaman bizim için bin yıl olabilir. | TED | ما يبدو لها وكأنه يوم يمكن أن يكون ألف سنة بالنسبة لنا. |
Ama gerçekten çok verimli Bir araç bu, ve bu görselleştirmeler, bilgi grafikleri ve görseller, bu araçtan açan çiçekler gibi. | TED | لكنها بيئة خصبة حقا، ويبدو الامر وكأنه عروض، رسوم بيانية، عرض بيانات، انها تبدو مثل الزهور التي تتفتح من هذه البيئة. |
Kendi alarmımın sesini bilmiyorum. Oğlummuş gibi üstüne titremiyorum ki. | Open Subtitles | لا أعرف صوت جرس إنذاري، لا أنصت إليه وكأنه إبني |
Tabii ki kendi çocuğum hakkında yazıyorum ama bu herkesin çoğucu gibi gözükmeli. | Open Subtitles | بالطبع أنا أكتب عن ابنى ولكن يجب أن يبدو وكأنه ابن أى شخص |
Yanlış birşey düşünmeni istemem, yani, bunu parası ödenmiş Bir tatil gibi düşün. | Open Subtitles | لا أريدك أن تشعر وكأنه شيئا أعني، أعتقد أنها مثل إجازة مدفوعة الأجر |
Onları o zaman ve orada yapıyor gibi görünüyordu, ama kafasının Bir yerinde bu notalar baştan beri hep vardı. | Open Subtitles | كان يبدو وكأنه يشكلها وهو يجلس امام البيانو ولكن فى مكان ما داخل رأسه كانت تلك النغمات مدونه طوال الوقت |
Kendi yegane oğlunu Bir et parçası gibi çarmıha gerdi. | Open Subtitles | ؟ لقد علّق إبنَه الوحيد بالحبال وكأنه شقةُ عجل ذبيح |
Bana dünyanın sonu gibi geldiğini söyledim. Hiç dinlemiyor musun? | Open Subtitles | لقد قلت لتو الأن الأمر يشعرني وكأنه نهاية العالم .ألا |
Fakat genç Bir çocuğu sanki öyleymiş gibi davranmalısın değil mi? | Open Subtitles | تحميان شاباً وكأنه فتى صغير حتى يبلغ سنّ الرشد، تفهمان قصدي؟ |
Anneni kaybettiğin için kendini yalnız ve ailen yokmuş gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | بسبب وفاة أمّك الأرجح أنّك شعرت بالوحدة وكأنه ليس ديك عائلة |
Kendisinden çok memnun Bir hâli vardı. Krema yemiş kedi gibi. | Open Subtitles | لم يكن مسروراً بطبعه، ومع هذا وكأنه قطة حصلت على الكريما |
İskelenin orada uyuşturucu satışı basılmış gibi Bir şey ayarlayacağım. | Open Subtitles | عند القارب, في الميناء سأجعل الأمر, وكأنه عملية ترويح فاشلة |
Rolls-Royce ortada yok ama Bir ara buraya park edilmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يوجد رولز، ولكنه يبدو وكأنه متأكد كان هناك واحدة واقفة هنا. |
Bu adam kesinlikle soyulmuş gibi cepleri ters düz edilmiş. | Open Subtitles | الرجل بالتأكيد تبدو وكأنه كان سرقة. يتم تشغيل جيوبه بها، |
Silahı kalçasının üstünde duruyor ve yeterince yakışıklı birine benziyor. | Open Subtitles | ما زال مسدسه على خصره و يبدو وكأنه شاباً لطبقاً |
Ama ben bu isime uygun olarak ortaya çıkan bi bağlantı buldum Bir tür yol gibi düşün, gölge ya da kodadı "True Patriot" | Open Subtitles | لكنني حصلت على بعض المعلومات على أن اسم شيك على ما يبدو وكأنه نوع من الحجاب أو الظل المرجع اطلق عليها اسم ترو بيتريوت |
Konuşma tarzına göre sanki orada seninle buluşacakmış gibi geldi. | Open Subtitles | وتذهب إلى برج الطقوس يبدو وكأنه كان لديه مقابلة هُناك |
Şimdi cehennemden fırlamış gelmiş gibi davranıyor. Dar kotlar giyiyor falan. | Open Subtitles | والان تبدوا وكأنه أحد صانعى الجحيم ترتدى سرولها الضيقه وكل شئ |
Bu sıra dışı Bir tanktı, dikey duruyordu... ve eski Bir kazana benziyordu. | Open Subtitles | المستوعب نفسه كان غير عاديا , لقد كان أفقيا بدا وكأنه مرجل قديم. |